12 Ekim 2024 Cumartesi  –  Milliyet  –  Alice

Kadınlarla çocuklara yönelik şiddet, taciz ve cinayetlere vicdan sahibi hiçbir insan duyarsız kalamaz, kalmamalı… O nedenle bazı ünlü kadınların son günlerde toplumda infial yaratan bu tür olaylar üzerine görüş beyan etmeleri güzel. Çünkü anında geniş kitlelere ulaşacağı için bu mesajlar toplumsal duyarlılığa katkı sağlar.

Bunu, ister sosyal medyalarından kendiliğinden, isterse katıldıkları bir etkinlikte basın sorunca yapsınlar fark etmez; geniş kitlelere ulaşacağı için toplumsal duyarlılığa katkı sağlar bu mesajlar.

Ancak ünlü kadınlar bunu yaparken sevenlerine, “Ben de sizin gibiyim. Sizden bir farkım yok” mesajı verip, yüreklerine su serpmek adına da olsa gerçeği göz ardı etmemeli ve yok saymamalı.

Kameralar karşısında bu konuda görüşlerini açıklayan ünlülerin kendilerini sokakta güvende hissetmediklerini söylemeleri mesela…

Alkışlanan ve linç edilenler

Defne Samyeli, Gülse Birsel, Hande Erçel, Hadise, Hande Yener ve Sıla’nın sokakta kendilerini güvende hissetmediklerini söylemeleri mesela…

İnsanlara gerçeği değil, hoşlarına gideceklerini söylemekten başka bir şey değil bu…

O yüzden belli bir kesimden tepki almalarına rağmen Serenay Sarıkaya, Sibel Can, Şevval Sam ve Cem Yılmaz’ın bu konuda söyledikleri daha samimi ve daha gerçekçi…

Sibel Can’ın, “Kendi adıma konuşuyorum tabii ki de güvendeyim ama benim dışımda hiç kimse güvende değil, bu çok açık” demesine tepki gösterenlere verdiği yanıt, herkesin anlayacağı kadar açık ve net:

“Bir defilede, değerli basın mensuplarını kırmayarak sorularını yanıtladım… Ben bir sanatçı olarak, toplu taşıma kullanmıyorum, konserlere koskoca ekiplerle hareket ediyorum ve her daim planlı ve programlı bir hayatım var. ‘Güvendeyim’in karşılığı budur. Bunun aksini söyleseydim, inandırıcı ve samimi olacak mıydı?”

İşin püf noktası tam da burası.

İnsanlara gerçeği mi, yoksa hoşlanacakları sözleri söylemek mi?

Bu vesileyle bir kez daha gördük ki, şov dünyasının ünlülerinden gerçekleri söyleyenler de var, insanlara hoşlanacakları sözleri söyleyen ve tribünlere oynayanlar da var…

Var mı sokakta gören?

Sokakta kendilerini güvende hissetmediklerini söyleyen Hadise’yi otobüs durağında, Sıla’yı dolmuş kuyruğunda, Hande Erçel’i metrobüste, Hande Yener’i metroda gören var mı?

Tribünlere oynayanlara alkış tutanlar, toplumu ayağa kaldıran bu denli büyük sorunların ayak üstü demeçlerle çözülemeyeceğini söyleyenleri linç ediyor.

Cem Yılmaz, galasında uzatılan mikrofonlara, “Bütün mikrofon tutulan arkadaşların bu konuda ne dediğinden çok, sorumlular bir şey yapsın diye bekleyen, olaylara maruz kalan halkın bir parçası olduğumuzu düşünüyorum” dedi.

Cem Yılmaz’ın yeni komedisi ‘Erşan Kuneri’nin galasında dramatik laflar etmesini beklemek abesle iştigal değil mi?

Serenay Sarıkaya’yı sırf “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” söylemini bu vesileyle bir kez daha yinelemediği için afaroz edenler, Şevval Sam ve Sibel Can’ı açıklama yapmaya mecbur bırakanlar da aynı kitle.

Kendileri gibi düşünmeyen ünlüleri linç ederek toplumsal sorunlardan kurtulacağımızı sananlar aslında çözüm yollarını bizzat tıkadıklarının farkında bile değiller.

GÜNÜN SÖZÜ

“Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır, ama güneş her gün yeniden doğar.” (Seneca)