MİLLİYET CADDE – 22 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA – ALİCE
Master’ını Kalifornia Üniversitesi’nde yapan Pınar Toprak, Amerika’da birçok film müziğine imza attı. Bugüne kadar 34 filmde imzası olan Toprak, şimdilerde yönetmenliğini Dean Deulin, yapımcılığını Davit Ellison’un yapacağı filmin müzikleri için harıl harıl çalışıyor.
Pınar Toprak’ın hayatı müzik. İlkokuldan lise sona kadar İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda keman ve klasik gitar okudu.
Ardından Berklee College’e girdi.
Dört yıllık ‘film müziği’ eğitimini iki yılda bitirdi.
Master’ını Los Angeles’taki Kalifornia Devlet Üniversitesi’nde yaptı.
Hans Zimmer adlı ünlü bestecinin ekibinden biri olarak müzik yaptığı ilk film ‘Karayip Korsanları’ydı.
Onu ‘Son Samuray’ ve ‘Kral Arthur’ gibi filmler izledi.
Çok geçmeden ünlü bir bestecinin ekibinden biri olmak yerine kendi kanatlarında uçmaya karar verdi.
Pınar Toprak, dokuz yıldır tek başına yapıyor anlaştığı filmlerin müziklerini.
Yunan Thanos Kazakos’la evliliğinden 7 yaşında İlayda,
5 yaşında Evren adlı iki çocuğu olan Pınar Toprak, şimdiye kadar 34 filmin müziğini yaptı.
İşte o filmlerden bazıları:
‘Behind Enemy Lines 2’, ‘The River Murders’, ‘Breaking Point’, ‘The Lightkeepers’.
“Daha yeni bir anlaşma yaptım Paramount Pictures Stüdyolarıyla. Anlaşma gereği, filmin adını, oyuncularını ve konusunu söylemem yasak” diyen Toprak, şunları söyledi:
“Ancak şu kadarını söyleyebilirim, çekimleri Ocak 2014’te başlayacak ve 2015’te vizyona girecek bu film, şimdiye kadar müziğini yaptığım filmlerden bütçesi en yüksek yapım. Dünyanın konuşacağı filmin müziklerini yapacak olmanın bana verdiği mutluluğu anlatamam. Filmin yönetmeni Dean Deulin, yapımcısı David Ellison olacak.”
GÜNDÜZ TAKSİCİ, GECE BROADWAY’DE OYUNCU
Google’a girip Alex Demir yazın, sinema dünyasının itibar ettiği site olan IMDB’de onun rol aldığı dizi ve filmlere dair uzun bir liste çıkar karşınıza.
Annesi ve babası Türk olan, ama New York’ta doğup büyüyen oyuncu 48 yaşında ama
26 yıldır oyunculuk yapıyor Amerika’da.
Asıl adı Murat Demirağ.
Oyunculuk yapmaya karar verdiğinde menajeri, “Amerikalısın, ama sinema dünyası için uygun bir isim değil bu” deyince, annesinin itirazına rağmen ismi ‘Alex’e dönüştü. Soyadındaki ‘ağ’ı atıp, “Hiç değilse bir yanım Türk kalsın” deyip Demir’i bıraktı.
IMDb’de sinema kariyeriyle ilgili her türlü bilgi var ama film gibi hayat öyküsü yok.
İsterseniz bu ibretlik öyküyü gelin Alex Demir’den dinleyelim:
“Babam öldüğünde 15 yaşındaydım. Hiç akrabamız yoktu New York’ta. İtalyan mahallesinde yaşıyorduk. O yaşta saygı duyacağım kişiler, mahallemizin kabadayılarıydı. Onlara özendim, onlarla arkadaşlık yapınca, psikopat oldum çıktım. Adam dövmekten, oto hırsızlığından defalarca hapse girip, çıktım.
Taksi şoförlüğü yaptığım dönemde İtalyan bir arkadaşım, “Niye aktör olmuyorsun?” dedi ve beni içinde bulunduğum serseri hayattan kurtarmak için New York’ta küçük bir oyunculuk okuluna kaydetti. İlk beş ay utandığım için en arkada oturup, olanı biteni izledim, biraz da kızları kestim. Hiçbir şey yapmayınca bir gün hoca ders sonunda, ‘Burada kalmak istiyorsan bir şeyler yapmalısın’ dedi ve bana okuyup, oynamam için bir oyun verdi.
O gün eve giderken trende çok düşündüm. Ya bırakacaktım, ya başaracaktım. Bir hafta sonra sınıfın önünde oynadım oyunu. Hocam bu kez, ‘Şu anda ne iş yapıyorsan, yapmaya devam et ama oyunculuğu da ihmal etme. Doğal bir yeteneğin var, git üzerine’ dedi.
Oyunculuk kursu bittikten sonra Broadway’de iş aramaya başladım. İkinci başvurum kabul edildi. Gündüzleri taksicilik, geceleri oyunculuk yaptım.
Beni izleyenler, ‘Sen kamera karşısında olmalısın’ deyince, her şeyi otomobilime yükleyip, geldim Los Angeles’a. Sıfırdan başladım burada. 23 yılda onlarca dizi ve filmde oynadım. İlk başlarda rollerim küçüktü, zamanla büyüdü oynadığım roller. Birçok markanın reklam yıldızı oldum.”
Alex Demir’e, Türkiye’den teklif alıp almadığını sordum, verdiği yanıt şu oldu:
“Ciddi bir teklif gelmesi halinde neden olmasın?”
GÜNÜN SÖZÜ
Bir erkeğin ilgisi sana ulaşana kadardır.
