5 MART 2019 SALI  –  MİLLİYET CADDE  –  ALİCE

Kanal D’de bu akşam başlayacak ‘Yüzleşme’, birçok yönüyle iddialı bir dizi… Dört ortaklı yapım şirketi T-Company’nin Alanya’da kurduğu dünyaya hayat veren zengin bir kadrosu var. Uğur Yücel, Hande Doğandemir, Engin Öztürk, Yiğit Kirazcı, Yeşim Ceren Bozoğlu, Zeynep Eronat, Mesut Akusta, Şerif Sezer, Macit Koper, Durul Bazan, Gülsim Ali, Derda Yasir Yenal, Gözde Çığacı, Müfit Kayacan ve Yeşim Gül’ün oynadığı projenin yönetmenleri, Ömer Faruk Sorak ve Burak Arlıer…
Altuğ Küçük, Pelin Karamehmetoğlu ile İsa Yıldız’ın yazdığı yapımı genç yıldızları Hande Doğandemir ve Engin Öztürk anlattı.

İNTİKAM AĞIR BİR YÜK’
‘Yüzleşme’nin nesi sizi cezbetti? 

Yıllar sonra intikam için dönen bir karakterin hikayesi, sinema tarihinin de en eski konularından biri. Fark yaratan, nasıl anlattığınız ve kurulan dünya. Masal’ın yaşadığı tüm acıları cebine koyup, kendisinden çalınanları almak için dönmesi beni çok heyecanlandırdı. Ömer Faruk Sorak ve Burak Arlıer’le çalışacak olmak zaten başlı başına bir sebep. O kadar şanslıyız ki, harika bir dünya yarattılar.
Dizi ve rolünüz için neler söylersiniz?
Sırlar ve suçlarla dolu kasabanın, genç bir kızın hayatını çalmasıyla başlar hikaye… Genç kız ona yapılanların hesabını sormaya gelir. Masal, çok zeki, güçlü, ama yaralı bir kadın. ‘Yüzleşme’, son derece derinlikli ve titizlikle yazılmış, çok etkileyici bir hikaye.
Kin, intikam, hesaplaşma, yüzleşme ve hakkını arama gibi kavramlar size uzak mı yakın mı? 
Uzak… Elbette yaşadığım haksızlıklar karşısında kin duyarken, öfkelenirken buluyorum kendimi, ama buna eskisi kadar teslim olmuyorum. Haksızlıklar karşısında hakkımı korumak için yeri geldiğinde hesap sorup, yüzleşebilirim ama intikam almak gibi bir duygum yok. Böyle negatif duyguların ağrılığını yaşamak, kendime yük etmek istemem. Yüzleşmemi kendimle yapar ve geri kalanını hayatın kendi düzenine teslim ederim. Böyle olduğunda kendimi çok daha huzurlu güçlü ve mutlu hissediyorum.

İki aydır Alanya’dasınız, çekim olmadığında neler yapıyorsunuz?
İki ay genelde çalışarak geçti. İşim olmadıkça İstanbul’a dönmeyi pek düşünmüyorum. Buranın sakinliğine ve huzuruna hemen alışıyor insan.
Burada kurduğumuz hayattan genel olarak çok mutluyuz. Kendime zaman ayırıyorum, film izliyorum, sahilde yürüyüşe çıkıyorum, fotoğraf çekiyorum, kitap okuyorum, yeni mekanlar keşfediyoruz, bisiklete biniyoruz ve yemeğe gidiyoruz hep beraber. Harika geçiyor zamanlarımız. Güzel olan ortak bir iş yaptığınız bir ekiple iş dışında da güzel vakit geçirebilmek ve bundan çok keyif almak. Burada bunu yakaladık ve bu konuda çok şanslıyız.

‘KADRO ZENGİN,
ÖYKÜ GERÇEK’

Bir diziden teklif geldiğinde nasıl bir önem sırasına göre değerlendirir ve karar verirsiniz?
Önce her şeyi bir kenara bırakıp içime şunu sorarım: Bu hikayenin içinde olmak istiyor muyum? Sonra yapımcısıydı, kanalıydı, yönetmeniydi, diğer teknik mevzular gelir, ama esas olan hikaye.
‘Yüzleşme’nin sizin için artıları nelerdi? 
Gerçekliği. Okuduğumda inandığım hikayesi. Bu iş tutar ya da tutmaz matematiği öngörülebilir bir şey değil, elde kalan tek kriter hikaye, beni içine çektiyse izleyeni de çekecektir umudu oluyor.
İnsanlar bu projeyi niye izlesin?
Kadro bu kadar zengin, hikaye ve karakterler de bu kadar gerçekken 7’den 70’e herkes kendinden bir parça bulacak.
Repo günlerinde neler yapıyorsunuz? 
Yatılı okulun eğlenceli tarafları gibi; çalışmadığımız zamanlarda nerdeyse hep beraberiz.
Turizm cenneti Alanya’da dizi çekmenin iyi yanları ne?
Trafik ve kaos yok, havası şimdiden bahar gibi vs. Bir de kocaman bir plato gibi doğal güzellikleri var.