MİLLİYET CADDE – 30 Nisan 2012 Pazartesi ALİCE
Bahçeşehir Üniversitesi’nde Ali Atıf Bir’in ev sahipliğinde düzenlenen reyting panelinde yapımcı olarak bir tek Birol Güven vardı. Yeri geldiğinde kanal kanal dolaşıp reyting konusundaki derin bilgileriyle (!) kamuoyunu aydınlatanlardan da kimse yoktu…
‘Reyting konusunda gizli ajansı olanlar, sistemin aktörlerine karşı ciddi bir savaş başlattı. Reytingin kumandasını ellerine geçirinceye kadar da bu psikolojik harbi bırakmayacaklar.’
Televizyon ve reklam dünyasında son zamanlarda yüksek sesle dile getirilen bir konu bu.
Böyle bir şeyin olması mümkün mü?
Bu senaryoyu ilk duyduğumda hiç inandırıcı gelmemişti bana.
Ancak aradan geçen zamanda reyting konusunda yaşananlar böyle düşünenleri haklı çıkaracak gibi.
Cuma günü İstanbul’da reyting paneli vardı.
Panelin ev sahibi Bahçeşehir Üniversitesi, organizasyonun mimarı da Prof. Dr. Ali Atıf Bir’di.
Reyting sisteminin aktörleri ve onlarla soğuk savaşa girişenleri de aynı çatı altında buluşturan bir paneldi bu.
RTÜK iyi bir fırsat sundu
RTÜK yöneticileri isteselerdi, kanunun kendilerine verdiği yetkiyle yazar ve yürürlüğe sokarlardı yönetmeliği.
Ama öyle yapmadılar.
Sektörün tartışmasına açtılar hazırladıkları taslağı.
O nedenle RTÜK ve Bahçeşehir Üniversitesi alkışlanacak bir iş yaptı.
Peki radyo, televizyon ve reklam dünyası bu fırsattan yeterince yararlanabildi mi?
Ne gezer?
Yapımcı olarak salonda sadece Birol Güven vardı.
Yeri geldiğinde kanal kanal dolaşıp reyting konusundaki derin bilgileriyle (!) kamuoyunu aydınlatanlardan da kimse yoktu.
Fikir zikretmek için bilgiye ihtiyaçları yok onların. Analarından ‘her konuda uzman’ doğdular çünkü.
Herkeste bir kuşku var!
Olayın bu kısmı bir yana dönelim asıl konuya.
Bu panelden bir gün sonra polis, 2012’nin aralık ayındaki ‘reytingte şike operasyonu’ nedeniyle TİAK’ın Genel Müdürü Dursun Güleryüz’le Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki panelin konuşmacılarından Kantar Medya TNS’nin Genel Müdür Yardımcısı Gülen Atakbek’i ifadeye çağırdı.
Bakar mısınız zamanlamaya?
‘Reytingte şike operasyonu’nun üzerinden beş ay geçtikten, RTÜK’ün reyting panelinden bir gün sonra, yeni reyting listelerinin açıklanmasından iki gün önce.
Sektör, ‘reyting ölçümlerinden yana kuşku duyanlar’la, ‘reyting konusunda gizli ajandası var onların’ diyenler şeklinde ikiye bölünmüşken, ‘tamamen tesadüf’ diyebilir miyiz bu operasyona?
Görünen o ki bu reyting işi daha çok operasyonlara gebe!
TMSF’NİN 8 MİLYON DOLAR AÇIKLAMASI
TMSF Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bir açıklama gönderdi bana. Sebebi, Uğur Dündar’ın ‘İyi Uykular Sayın Seyirciler’ kitabından yaptığım alıntı.
“Ege Bank Borçlusu Yahya Murat Demirel’in Cayman Adaları’ndaki gizli banka hesabına 24 milyon USD kaçırdığının hikayesinin anlatıldığı 26.04.2012 tarihli yazınızda paranın Türkiye’ye getirildiği ve 8 milyon USD’nin kayıp olduğu vurgulanmıştır.
Öncelikle, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.11.2001 tarih ve 2001/1461 K. sayılı kararıyla Yahya Murat Demirel’in aracı şirketler vasıtasıyla 30 milyon USD’nin şahsi hesaplarına aktardığına, bu paranın Demirel’den tahsiline hükmetmiştir.
Cayman Trust hesabında bulunan yaklaşık 24 milyon USD’nin tahsili kapsamında, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının tenfizi için Demirel aleyhine gerekli davalar açılmış, yargılama süreci devam ederken söz konusu meblağ üzerine tedbir uygulanmıştır.
Yargılama giderleri mahsup edildikten sonra bakiye Murat Demirel İflas İdaresi hesabına 14.02.2012’de 21 milyon 637 bin 825,74 USD olarak transfer edilmiştir.
Kitapta iddia edilen 30 milyon USD, mahkemenin Y. Murat Demirel’den tahsiline hükmettiği miktardır, Cayman Trust hesabında 30 milyon USD olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemenin bu kararı gerekçe gösterilerek Cayman Trust hesabında bulunan yaklaşık 24 milyon USD için dava açılmıştır. Haberde konu edilen 22 milyon USD’nin mahkeme masrafları düşüldükten sonra hesaba aktarılan rakamdır. 8 milyon USD’nin kayıp olması gibi bir durum söz konusu değildir.
Ayrıca Star gazetesinde yer alan haberin içeriğiyle ilgili kurumumuzun bir dahli söz konusu değildir.”
Uğur Dündar’ın kitabından yaptığım alıntının casino bölümüne de Sacit Aslan’dan itiraz geldi. Onun söyledikleri de şöyle:
“Fahrettin Bey’in (Aslan) casinoya ruhsat almak için dönemin turizm bakanına rüşvet verdiği doğru, ama Uğur Dündar’ın yazdığı gibi The Marmara’nın altındaki casino için olmadı bu. Maksim Gazinosu’nu casino yapmak için verildi o rüşvet. Çünkü Maksim, casino kriterlerine uymuyordu. O rüşvetle Maksim için bir günlüğüne özel bir kanun çıktı.”
GÜNÜN SÖZÜ
Flört aşamasında ‘karakter ayarları’nı kişiselleştirip, evlenir evlenmez ‘fabrika ayarları’na dönen canlıya ‘Türk erkeği’ denir.