MİLLİYET CADDE – 3 Ağustos 2012 Cuma ALİCE
Stüdyoda Ali Tezel’i konuk eden Didem Yılmaz, telefonla bağlanan Fatih Aksoy ve Birol Güven’e eşit koşullar sunmadı. Stüdyodaki konuğa ‘serbest atış’ olanağı sunup, telefonla bağlananın lafını ağzına tıkamak olmaz..
Didem Yılmaz
Gazete Habertürk’ün yazarı Ali Tezel’le yapımcı Birol Güven arasında başlayan tartışma sonunda taştı ekrana.
Ali Tezel’in şu iddiasıyla başladı tartışma:
“SGK müfettişleri şirketlerde sigortasız işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığını araştırmaya başlayınca, yapımcılar hemen koştu Ankara’ya. Bakanlığın ve SGK Genel Müdürü’nün istediği mesajları dizilerde vermek koşuluyla sona erdi bu araştırma.”
Tartışma sonunda yapımcı Birol Güven’in iki oyuncusunun niye sigortalı değil de Bağkur’lu olduğunda kilitlendi.
Habertürk TV’de önceki gün konu yatırıldı masaya.
Didem Yılmaz’ın sunduğu programın stüdyo konuğu iddianın sahibi Ali Tezel’di.
Didem Yılmaz, Birol Güven’i de canlı yayına almak istediklerini, yapımcıya ulaşamadıklarını söyledi.
Telefonla konuştuğum için biliyorum Birol Güven, epeydir Bodrum’da tatilde.
Tatildeki bir insanın, “Televizyonlar konuyu tartışmak için arar beni, telefonun başında nöbet tutayım” diyecek hali yok ki.
Fatih Aksoy, çok kızdı
Tezel’in her iddiasını yanıtlayan Güven, ayrıca istediği araştırmayı yapmak için kendisini setlerine davet etti.
Canlı yayına telefonla bağlanan Oyuncular Sendikası Başkanı Memet Ali Alabora, asıl tartışılması gerekeni bir güzel dile getirdi.
Sanatçıların ‘serbest meslek erbabı’ sayılmasının doğru olmadığını, hepsinin sigortalı olması gerektiğini söyledikten sonra Didem Yılmaz, MED Yapım’ın Genel Müdürü Fatih Aksoy’la telefon bağlantısı yaptı.
‘Veda’ dizisinin okuma provalarına ara verip, canlı yayına bağlanan Aksoy, önce yapımcılarla SGK’nın anlaştığı iddiasını reddetti.
Görüşlerini açıklarken stüdyodan Tezel’in müdahale etmesine tepki gösteren Aksoy, birkaç kez Yılmaz’a moderatör olarak buna izin vermemesi gerektiğini hatırlattı, ama sonuç değişmedi.
Toparlayın! Toparlamıyorum
Didem Yılmaz, “Aradınız, sizi yayına aldık, buyrun görüşlerinizi söyleyin” deyince Aksoy daha da sinirlendi.
Aksoy’un, “Hanımefendi, ben sizi aramadım. Yayına bağlanmam için arkadaşlarınız beni aradı. Ben de okuma provalarına ara verdim ve görüşlerimi dile getiriyorum. Moderatör olarak neden izin veriyorsunuz buna” sözüne bozulan Yılmaz, “Fatih Bey, süremizi aştık zaten. Buyrun, sözlerinizi toparlayın” deyince yapımcının tepesi iyice attı:
“Toparlamıyorum. Önce bana saygısızlık eden o arkadaş benden özür dilesin.”
Çok geçmeden canlı yayının başında Yılmaz’ın “Telefonlarımıza çıkmadı” dediği Birol Güven bağlandı yayına.
Yukarıda da vurguladığım gibi “Yapımcılarla SGK yöneticilerinin gizli anlaşma yaparak müfettiş incelemesinden kurtulduğu” iddiasından uzaklaşıp, oyuncuların SGK’lı mı yoksa Bağkur’lu mu olmaları gerektiği konusuna indirgendi tartışma.
Oyuncular Sendikası, Tezel ve sigorta müfettişleri, oyuncuların da sigortalı yapılması gerektiği tezini savunuyor, yapımcılar ve SGK yönetimiyse sanatçıların Bağkur’lu olmasından yana.
Tartışılması gereken bir konu bu.
Tartışılsın ki, tarafları mutlu edecek bir sonuca ulaşılsın.
Ancak taraflara eşit koşullar sunarak yapmak gerekir bunu.
Stüdyodaki konuğa ‘serbest atış’ olanağı sunup, telefonla bağlananın lafını ağzına tıkayarak yapılmamalı bu.
RAZIYIM BÖYLE DUALARA!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle Ataşehir’de yapılan Mimar Sinan Camii’nin önünde görüntü kirliliğine sebep olan yüksek gerilim hattının yer altına alınmasının daha şık olacağına ilişkin bir yazı yazmıştım geçenlerde.
Dün Buket Adan, şöyle bir eposta gönderdi bana:
Sayın Eyüboğlu,
Ataşehir Mimar Sinan Camii’nin üzerindeki yüksek gerilim hatlarının yeraltına alınması öneriniz hemen kabul gördü ki bu sıcakta ve Ramazan ayında uygulama başladı.
Herhalde işçiler ve civar sakinlerinden epey dua alıyorsunuzdur.
Eminim siz bu kadar çabuk harekete geçileceğini tahmin etmemişsinizdir. Ama biliyorsunuz, bazılarının işlerinde emir demiri kesiyor.
İyi çalışmalar dileklerimle.”
Sevgili Buket Adan, razıyım böyle dualara.
GÜNÜN SÖZÜ
Mutluluk bedava dağıtılsa, sıra bana geldiğinde stok biter!