MİLLİYET CADDE – 27 AĞUSTOS 2013 SALI – ALİCE
Meryem Uzerli’nin anlattıklarından, “tükenmişlik sendromu”nu tetikleyen tek etkenin dizi çekimleri olmadığını anladık.
Düne kadar Meryem Uzerli’nin yakalandığı “tükenmişlik sendromu”nun tek sebebini ne olarak biliyorduk?
“Hürrem”i oynadığı “Muhteşem Yüzyıl”ın çalışma koşulları.
Uzerli, önce medyafaresi.com’un gecesinde, sonra Antalya Televizyon Ödülleri’nde dile getirmişti bunu…
Uzerli’nin Ayşe Arman’a yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki, “tükenmişlik
sendromu”nu tetikleyen tek
etken dizi çekimleri değil.
Meğer Uzerli’nin gönül dünyasında da işler yolunda gitmemiş.
Uzerli’nin “yakalandım” dediği “tükenmişlik sendromu”nu asıl Can Ateş’lemiş!
Uzerli’nin anlattıklarından benim anladığım bu…
Uzerli, “Çalışma koşullarım çok ağır, ama kazandığım para rol arkadaşım Halit Ergenç’in yarısı bile değil. Sevgilim benimle evlenmek değil, gezip tozmak, etrafa hava atmak derdinde. Fena halde keleğe geldim Türkiye’de” psikolojisine kapılıp kaçmış doğup büyüdüğü yere.
Nereden mi çıkarıyorum bunu?
Uzerli’nin şu sözlerinden:
“Can birlikte yaşamak istemedi. Çıkıp dolaşmayı, lokanta ve kafeye gitmeyi seviyordu, ama o kadar. Gecenin sonunda ben otele, o evine… Bu ilişkide sadece misafirdim.
Herkes kötülüğümü istiyor, beni kullanıyor gibi düşüncelere kapılmaya başlamıştım. Yaralı bir hayvan gibi Almanya’ya kaçtım; canımı kurtarmak için.”
Bu arada yeri gelmişken bir konunun altını çizmek isterim.
Bu süreçte gerek Meryem Uzerli’nin gerekse Can Ateş’in yaptığı açıklamalar üstüne yorum yapan ünlüleri bir kenara not ettim.
O isimler yarın öbür gün sakın ola, “Özel hayatımdan size ne?” demeye kalkmasın kimseye… O zaman başkasının “özeli” hakkında yorum yapmayacaksın.
“GEZi” DEDiLER, iHBAR ÇIKTI!
Maliyecilerin, Nurgül Yeşilcay’ın hesaplarını incelemeye alması olay oldu.
Yeşilçay, maliyenin hakkında vergi incelemesi yaptığı ilk ünlü mü?
Değil.
Maliye bugüne kadar o kadar çok ünlünün hesaplarını didik didik etti ve ceza yazdı ki!
Rutin bir işlemi bile sırf zamanlaması nedeniyle, “Gezi’ye destek verdiği için Maliye hakkında vergi incelemesi başlattı” diye sunmak; yarın, iktidarın başka bir icraatına muhalefet yapmayı düşünen ünlüleri, “Nurgül Yeşilçay’ın başına gelenler ortada” diye korkutmaktan başka bir şeye yaramaz.
Ayrıca Yeşilçay hakkındaki vergi incelemesinin “Gezi” yüzünden değil, eski bir çalışanının ihbarı üzerine başladığı ortaya çıktı.
“Gezi” üzerinden “ucuz kahramanlık” ayıptır, ayıp!
“ENGİNCAN’I NİYE YAZMADIN?”
Sığacık’ta dolaşırken tanıyıp, yanıma gelen genç kadının ilk sözü şu oldu:
“Sıkı takipçilerinizdenim, kaçırmadan okuyorum yazılarınızı.”
Teşekkür ettim, ama “Sağ olun” diyemeden devam etti:
“Sibel Can’ın ‘Aslan gibi çocuk. Kıyafetlerine 20 bin TL harcıyor ayda’ dediği oğlu Engincan hakkında hiçbir şey yazmadınız ama…”
Okurun, fikirlerine değer verip, takip ettiği köşe yazarının, ilgi alanına giren konularda ne düşündüğünü öğrenmek istemesi normal.
Engincan’ın tayt gibi pantolonları, renkli ve süslü ayakkabıları bana da tuhaf geldi.
Ancak genç bir insanın giyim tarzından yola çıkıp, “Bu nasıl erkek?” diye sormak, ayıptır ve insan haklarına aykırıdır.
Düşünce özgürlüğü önünde yeterince sorun var; bunun üstüne bir de, insanların ne giyeceğine ve cinsel tercihlerine başkaları müdahale ederse iyice yasaklar ülkesi olur Türkiye…
GÜNÜN SÖZÜ
“Küfür şeytana mahsustur, tövbe insana; aşk kadına yakışır, sevmek adama!”