MİLLİYET TELEVİZYON  – 8 Eylül 2012 Cumartesi   ALİCE

DJ Hakan Gündüz’ün Radyo D’de yaptığı programın deşifresinden bir şey anlayamadıkları için ceza vermeyen RTÜK konusunu yazarken bilgim yoktu bu trajikomik ayrıntıdan.
RTÜK’ün DJ Hakan Gündüz’le ilgili kararının giriş cümlesi şöyle:
“Anons: DJ Hakan Gündüz, mikrofonuyla sevişen adam.”
Radyo D yetkililerinin söylediğine göre:
Kesinlikle doğru değil bu cümle… Hakan Gündüz’ün programı altı yıldır ‘mikrofonuyla dövüşen adam’ diye anons ediliyor, hem de RTÜK yüzünden. Şayet raporda yazıldığı gibi anons ‘Mikrofonuyla sevişen adam’ diye anons ediliyor olsa, RTÜK’ün bize ceza vermesi gerekirdi. Çünkü, altı yıl önce ‘Mikrofonuyla sevişen adam’ yüzünden ‘uyarı’ cezası verdi bize. Aynı ihlalin tekrarı eşittir ‘para cezası’!
Ceza almamak için ‘Mikrofonuyla sevişen adam’ı altı yıl önce ‘mikrofonuyla dövüşen adam’ olarak değiştirdik.
Ama gel gör ki, RTÜK’tekilerin aklı hâlâ eski anonsta. ‘Mikrofonuyla dövüşen adam’ı, ‘Mikrofonuyla sevişen adam’ diye yazdılar rapora.”
2012 yılında nelerle uğraşıyoruz hâlâ?
Gerçekten de tirajikomik bir tablo…
RTÜK’e göre Türkiye’de bir radyocunun “mikrofonla dövüşen adam” olmasında bir sakınca yok, ama “mikrofonla sevişen adam” olması cezayı gerektiren bir suç.

HER ÜNLÜ ANNEDEN ROL MODEL OLMUYOR

Lansinoh, Türkiye’de kadınların, ünlü anneleri kendilerine rol model alıp – almadıklarına dair bir araştırma yaptı ve PR şirketi aracılığıyla da bunu kamuoyu ile paylaştı.
Türkiye genelinde 18 yaş üzeri evli – bekar, çocuklu – çocuksuz 1000 kadınla yapılan anketin en çarpıcı sonucu şuydu:
Gülben Ergen, Çağla Şikel ve Ebru Şallı, Türk kadını için örnek alınacak rol model ünlü anneler.
Şov dünyasında anne olan ünlü sayısı bu kadar mı?
Değil…
Türk kadınının gözünde acaba onların durumu nedir?
Bunu öğrenmek için anketin medyaya servis edilmeyen kısmını da alıp, incelemek gerekirdi.
Ben de öyle yaptım, anketin tamamını istedim.
Ortaya çıkan tablo çarpıcı.
Bu anketin çarpıcı sonuçlarından biri de şu:
100 kadından 48,7’si ise yeni doğum yapmış ünlü annelerin mükemmel vücutları ile basında yer alması üzerine stres yaşadıklarını beyan etti.

Sıfır çeken ünlü anneler
* Gülben Ergen: Yüzde 37,4
* Çağla Şikel: Yüzde 15,2
* Ebru Şallı: Yüzde 13,6
* Demet Şener: Yüzde 12,4
Pınar Altuğ: Yüzde 10,7
Ebru Gündeş: Yüzde 9,8
Deniz Akkaya: Yüzde 0,6
Yeşim Salkım: Yüzde 0,3

2. Suç ve Ceza Film Festivali

49. Altın Portakal’ın basın toplantısının yapıldığı Pera Palas’ta karşılaştım İstanbul Ünivesitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer ile eşi Prof. Dr. Bengi Semerci’yle…
Baktım Sözüer’in koltuğunun altında bir dizi dosya…
Hocam hayrola, ne var bu dosyalarda deyince birini verdi bana.
Kapağında “2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali” yazan dosyaya şöyle bir göz attıktan sonra, Türkiye’de böyle bir festivalin yapıldığını bilmiyordum dedim. Meğer yarasına dokunmuşum. Sözüer, “Haklısın” deyip ekledi:
New York Times okumuyorsan haberinin olmaması doğal. Çünkü festivalin ilki bizim medyamızda pek yer bulmadı, ama Amerika’da çıkan New York Times’a festivalimiz ilginç geldi ve tam iki sayfa yer verdi.”
İlki için yapabileceğim bir şey yok, ama 26 Eylül – 2 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin ikincisi için var.
28 Eylül’de Prof. Dr. Bengi Semerci’nin yöneteceği, Türkan ŞoraySelim İleri ve Zeki Demirkubuz’un konuşmacı olarak katılacağı “Suçu: Kadın Olmak, Cezası: Müebbet” konulu panelle başlayacak festival, çeşitli ülkelerinden konuşmacıların katılacağı 15 panel, 1 sempozyum ve 2 konferansa ev sahipliği yapacak.
Festival boyunca Türk ve dünya sinemasından kadına yönelik şiddetin ele alındığı filmlerin yanı sıra “2. Uluslararası Suç ve Ceza Festivali Altın Terazi Film Yarışması”na katılan yerli ve yabancı filmler de seyirciyle buluşacak.
Jürinin seçeceği “en iyi film”in ödülü ise 6 bin dolar olacak.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için bu tür etkinliklerin çoğalması şart.

Şehzade Mustafa’yı nerede boğdular?

Konya Ereğli’den avukat Ozan Ayhan’dan bir e-posta aldım.
Bir isteği vardı ve üstelik kendi için talep etmiyordu bunu…
Avukat Ayhan’ın istediği şey yaşadığı yer içindi. İşte yazdıkları:
Yüzyıl’ın yeni sezon fragmanı ekranda dönmeye başladı. Bu sezonun can alıcı sahnesi olan Şehzade Mustafa’ nın boğdurtulması olayı da bu fragmanda yer aldı. Mustafa’nın boğdurtulduğu yer Konya Ereğli’nin Akhüyük Köyü’dür.
Burası ‘bir babanın yürek yangın’ yeri olmasına rağmen tarihi açıdan ortaya çıkarılmamış ve tarih/kültür turizmine sunulmamıştır bunca yıl.
Dileğim bu tarihi noktanın Kültür Bakanlığı, Ereğli Belediyesi, tarihçiler, hatta senaristler ve yapım şirketlerinin katkısıyla tarih turizmine kazandırılması için çalışma başlatılması.”
Ben üstüme düşeni yaptım, gerisi Ayhan’ın da vurguladığı kişi ve kuruluşlara kaldı.

Ahmet Cemal’a iki süper destek

Eşimin tv8’de çalıştığı yıllarda tanıdım Ahmet Cemal’i…
İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı mezunu olan ve T.C. Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nda sekiz, CRR Opera Korosu’nda iki yıl görev yaptıktan sonra televizyonculuğa geçiş yapan Cemal, gündüzleri tv8’de çalışıyor, geceleri de Deniz Seki ve Zerrin Özer’e vokalistlik yapıyordu…
12 yıldır çalıştığı tv8’de Program Yapım Koordinatörlüğü görevini sürdüren Ahmet Cemal, bu kez solo bir albümle karşımızda… Ahmet Cemal’in albümünün sürprizi ise Seyfi Dursunoğlu, nam-ı diğer “Huysuz Virjin”. Huysuz Virjin, dostu Ahmet Cemal’i tek başına çıktığı müzikyolculuğunda yalnız bırakmadı.
Seyfi Dursunoğlu, albümde Zeki Müren’in ölümsüz eserlerinden “Beklenen Şarkı- Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin”i Ahmet Cemal’le birlikte yorumladı. Şarkılar” albümünde Seyfi Dursunoğlu’nun ilk kez düet yaptığı şarkının yanı sıra “Seninle Bir Sonbahar”, “Ayrılsak da Beraberiz”, “Beklenen Şarkı” ve, “Avuçlarımda Hala” gibi sevilen eserleri de yorumlayan Ahmet Cemal’a bir destek de arkadaşı Okan Bayülgen’den geldi. Bayülgen, Ahmet Cemal’in albüm fotoğraflarını çekmekle yetinmedi, albümün grafik tasarımını da yaptı.