15 TEMMUZ 2018 PAZAR  –  MİLLİYET CADDE  –  ALİCE

Ocak ayının son günleriydi… Adnan Oktar’ın evinden kaçan Elvan Koçak konusu, ‘Söylemezsem Olmaz’da gündeme gelince, bu suç örgütünün, yıllarca aleyhlerinde konuşanlara karşı nasıl saldırıp, iftira attıklarını bile bile gerçekleri söylemekten
çekinmedim.

Adnan Oktar Örgütü’nün hakkımdaki karalama kampanyasına rağmen susmadım. Hâlen gözaltında olan Adnan Hoca’nın sözcüsü Didem Ürer, telefonla yayına bağlandığında, ona söylediklerim de ortada. 1 milyona yakın tıklanma aldı video, YouTube’da.

Oktar, A9 TV’de kadın sanatçılar ve arkadaşlarımla fotoğraflarımı ekrana getirip, “Bu amca ne yapıyor bu kadınları? Satıyor mu?” dedi. Aleyhimdeki yayınlarını sürdürdü, iş gezisi için Mikonos’a gitmemi gerekçe gösterip, “Bu arkadaş eşcinseller adasına farklı renkler tatmaya mı gitmiş?” iftirasında bile bulundu.

O yayınların ardından şu yanıtı vermiştim bu suç şebekesine:

Yolun sonu görünüyor. Polisin ellerine kelepçe vurup, seni ve kediciklerini gözaltına alacağı günleri de göreceğiz.

Bunları söylediğimde, MASAK’ın bu örgütü takip ettiğine dair bilgim yoktu. Sadece Allah’ın yarına bıraktığını, ama yanına bırakmadığına inancım vardı.

Hakkında dava açmaya kalktığımda, avukatım Ahmet Gürel, “Suç ehliyeti olmadığına dair heyet raporu var. Boşuna uğraşmayalım” deyince, mecburen vazgeçtim.Aradan yedi ay bile geçmeden olanlar ortada!

Yıllardır dokunulmayan suç şebekesine polis operasyon yapınca takke düştü, kel göründü.

Adnan Oktar Örgütü, insanlara yaptıklarının hesabını verecek şimdi!

Peki yıllarca ona dokunmayarak, görevini yapmayanlar veya destekleyenlere bunun hesabı sorulmayacak mı?

Çengelköy’deki küçük evinin yıllar içinde kaçak yapılarla malikaneye dönmesine, aylık geliri 10 milyon dolar’a yükselen bir örgütü kurup, yönetmesine göz yumanlar da hesap vermeli.

Adnan Oktar, yıllardır hakkındaki davalardan ‘deli raporu’yla yırttı.

Aynı Adnan Oktar’ın polisteki ilk ifadesinde, “Deli değilim. 60’a yakın hastaneden akıl sağlığımın yerinde olduğuna dair raporum var” dediği doğruysa, adaleti yanıltanlar bunun hesabını vermeyecek mi?

İSTANBUL’DAN SHAKIRA GEÇTİ

‘El Dorado’ adını verdiği dünya turnesi kapsamında İstanbul’a gelen Shakira’yı, Vodafone Park’taki konserinde izleyen 35 bin kişi arasında ben de vardım. Konseri organize eden BKM yetkililerinin sahne öncesi şarkıcıyla kuliste bir araya gelip, fotoğraf çektirme şansı tanıdığı iki gazeteciden biriydim. Hürriyet’ten Çınar Oskay’la futbolcuların sahaya çıktığı tünelde beklerken, Kasımpaşa Spor’un Alman futbolcusu B eşi Zoe ve küçük kızları Lani de geldi. Barcelona’nın yıldızı Gerard Piqué’nin arkadaşı Marcus, eşi ve kızı, ailece tanıştıkları şarkıcıya “Hoş geldin” demek için oradaydı.

11 yıl aradan sonra İstanbul’da konser veren Shakira, Vodafone Park’ı tıklım tıklım dolduramadı, ama performansı yerindeydi.

SALİ TURAN’IN EGE MOTİFLERİ

Bu yıl NG Kütahya Seramik sponsorluğunda düzenlenen 28’inci Ege Rallisi için İzmir’deydim. Ralli, Çeşme’de yapıldı, ama biz İzmir’de konakladık. Bayraklı’daki otele girer girmez, evimde  gibi hissettim kendimi. Bunun tek sebebi vardı;  o da Four Point By Sheraton’un resepsiyonundaki tablolar… Görür görmez tanıdım evimde tablosu bulunan  tek ressam Sali Turan’ın eserlerini… Üstelik bu tablolar onun Ege motifli resimlerinden en önemlileriydi.

Turan’ın Foça’daki 12 asırlık zeytin ağacından esinlenerek yaptığı resimle, Aigai Antik Kenti’nin kadın kurgusunun İzmir’in Bayraklı ilçesinde ve yeni gelişen bölgesindeki bir otelin girişinde asılı olmaları, sanat adına ümit verici…

GÜNÜN SÖZÜ

Canı yanan sabretsin. Can yakan da, canının yanacağı  günü beklesin. (Hz. Muhammed)