3 Mayıs 2025 Cumartesi – Milliyet – Alice
İsrail’in hamisi ABD’nin Başkanı Donald Trump, şubat ayında şöyle bir kararname çıkardı:
“Amerika ve yakın müttefikimiz İsrail’i hedef alan gayrimeşru ve temelsiz eylemlerde bulunduğunu iddia edilmektedir. UCM, meşru bir temele dayanmaksızın, ABD ve İsrail de dâhil olmak üzere bazı müttefiklerinin personeli üzerinde yargı yetkisi iddia etmiş ve ön soruşturmalar açmış, ayrıca İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı hedef alan asılsız tutuklama kararları çıkararak yetkisini kötüye kullanmıştır.
Sorumlu olanlara somut ve önemli sonuçlar uygulayacaktır; bunlardan bazıları mülk ve varlıkların bloke edilmesinin yanı sıra UCM yetkilileri, çalışanları ve temsilcileri ile bunların birinci dereceden aile üyelerinin ABD’ye girişlerinin askıya alınmasını da içerebilir.”
Bunun üzerine İngiltere Dışişleri Bakanlığı, aralarında George Clooney’nin eşi Amal Clooney’nin de bulunduğu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne hukuki danışmanlık yapan avukatları ABD’de yaptırımlarla karşılaşabilecekleri konusunda uyardı.
Lübnan’da doğan, büyüdüğü İngiltere’nin vatandaşı olan Amal Clooney’nin suçu ne?
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’a karşı açılan savaş suçları davasında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne hukuki danışmanlık yapmak.
Amal Clooney, ABD’de bir mülk ya da başka bir varlık edindiyse bunları da kaybetme riskiyle karşı karşıya…
Çünkü Trump’ın bu kararnamesi ABD’nin insanlık suçu işleyenleri değil, insan haklarını savunanları cezalandırma fermanı…
Yazıklar olsun…
Nebahat Çehre’den insan hakları dersi!
Nebahat Çehre’nin hayatı film olur mu?
Hem de nasıl?
Nebahat Çehre’nin sadece Yılmaz Güney’li yılları bile bir filme sığmayacak olaylarla dolu…
Bir erkeğin aşık olduğu bir kadına neler yaptığını birkaç sezon soluksuz izletecek dizi bile olur.
Yılmaz Güney’in nasıl bir nişancı olduğunu göstermek için Nebahat Çehre’yi canlı hedef yapıp, başına koyduğu kadehe tüfekle ateş etmesi mesela…
Yılmaz Güney’le Nebahat Çehre’nin evliliğinden filmlerde bile göremeyeceğiniz bir olay daha…
Yılmaz Güney, kendisine şiddet uygulayınca kardeşiyle birlikte evden kaçan Nebahat Çehre, subay abisinin yanına gitmek için Eskişehir trenine biner.
Bunu öğrenen Yılmaz Güney, otomobiline atladığı gibi Nebahat Çehre’nin peşine düşer. Eskişehir yolu üzerindeki bir hemzemin geçidin üstüne otomobilini çeker, gelen treni durdurur, Nebahat Çehre’yi alıp İstanbul’a döner…
Anlattığım iki olay sadece film değil, en çarpıcı film afişi olacak türden.
Buna rağmen sanatçı, hayatının film yapılmasına karşı. Nebahat Çehre’nin bunun nedenini açıklarken söyledikleri, insan haklarına saygılı onurlu bir duruşun manifestosu gibi:
“Hayatımın film olmasını istemem. Hiç kimse özel hayatını birebir anlatamaz. İnsan zaman zaman kendine bile itiraf edemediği şeyler yaşıyor. Hayatımı anlatacaksam her detayıyla anlatmam gerekir. İki evlilik yaptım, ikisi de artık hayatta değil. Kendilerini ifade edemezler, bu da doğru olmaz.”
GÜNÜN SÖZÜ “Dünyanın yarısı söyleyecek bir şeyi olan, ama söyleyemeyen, öteki yarısı söyleyecek bir şeyi olmayan ama durmadan konuşan insanlardan oluşur.” (Robert Frost)
