31 Mayıs 2023 Salı – Milliyet – Alice
14 Mayıs’ta milletvekillerini belirleyen seçmen, 28 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanı’nı seçti. Bu süreçte birkaçı hariç anket şirketleri ve siyasi tahminlerde bulunan astrologlar sınıfta kaldı. Yaptıkları açıklamaların tam tersi çıkan ne anketçiler ne de astrologlar Türkiye’den özür diledi.
Önümüzde yerel yönetim seçimleri var. Seçmenleri etkileyip, oy tercihlerini değiştirmeyi amaçlayan bu etki ajanlarının, 31 Mart 2024’teki seçimlerde aynısını yapması nasıl önlenir?
Astrologları bilemem ama öncelikle açıkladıkları anket sonuçları bilimsel hata payının çok ötesinde 7-8 puan farklı çıkan araştırma şirketlerinin sıkı bir denetimden geçmesi lazım. Kamu otoritesi, denetleme için yerli ya da yabancı ve bağımsız bir denetim kuruluşunu görevlendirmeli.
Şirket anketi, Türkiye genelinde bilmem kaç ilde, kaç kişiyle yaptığını mı açıkladı? O anketin telefon kayıtları tek tek dinlenmeli ve sonuçlar açıklanan verilerle mukayese edilmeli. Denetimler sonunda hangi anketlerin kamuoyunun nabzını yansıtmak, hangilerinin kamuoyunu yanıltmak için yapıldığı saptanmalı.
Anket şirketlerindeki denetimlerin sonuçları, kamuoyu ile paylaşılmalı. Hatta bu şirketlerin bundan sonra yapıp, kamuoyuna duyuracakları anketlerde bu rapor sonucuna da yayınlanma mecburiyeti getirilmeli. Böylece seçmen, hangi araştırma şirketinin güvenilir, hangisinin manipülasyon yaptığını görür ve kararını öyle verir.
Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘Seçim Yasakları’nı delerek, seçimden bir gün önce açıkladığı anketin tam tersi çıkan şirketlerin, seçmenleri kandırmasına izin verilmemeli…
‘Kamuoyu araştırması’ adı altında yapılan bu faaliyetin ‘kamuoyunu yönlendirme’ çalışması olduğu belli çünkü.
Yüksel Aytuğ’un anıları
Yüksel Aytuğ, kızı Ela ve eşi Özlem…
Sabah Günaydın’ın TV eleştirmeni sevgili meslektaşım Yüksel Aytuğ, çocukluk, öğrencilik ve gazetecilik yıllarına dair ilginç anılarını ‘Hayatım Roman’ adlı kitapta topladı.
‘Gazeteciliğe adanmış bir ömür’ü keyifle okudum. Çünkü, 1980’li yılların başında tanıdığım, işine aşık bir meslektaşım ve arkadaşımın bilhassa gazetecilik yıllarından neleri kitabına taşıdığını merak ettim.
Aytuğ’un, gazetecilik yıllarına dair birçok anının yer aldığı kitabından, Rüyhan Duralı ile olanı seçip, paylaşmak istedim. Çünkü sevmediği için işini üstün körü yapan birinin, sevdiği alanda nasıl başarılı olabileceğinin çarpıcı bir örneği Rüyhan Duralı… İşte kitapta Aytuğ’un ‘Kovduğum için şükretti’ başlığı altında Duralı için yazdıkları:
“Rüyhan Duralı, şef olduğum ATV Spor Servisi’nin en azılı elemanıydı. Çocukta muazzam bir zeka, harika bir yetenek, müthiş bir merak duygusuyla, nereden geldiğini anlamadığım bir sezgi, öngörü vardı. Yani bir muhabirde olması gerekenden fazlası ama bu özelliklerini nedense sadece işten kaytarmak için kullanıyordu. Beşiktaş muhabiriydi, ama Beşiktaş’tan başka her şey ilgi alanına giriyordu.
Bir gün bunu Beşiktaş Yönetim Kurulu toplantısına gönderdim. Söylene söylene kapıdan çıktı. Bir müddet sonra baktım, haber dinlediğim NTV spikerinin arka planındaki haber merkezinde bizim Rüyhan havalı bir kızla sohbette.
Yapım şirketi kurdu, aldı, yürüdü. Kendi formatı yapımlar yurt dışında reyting rekorları kıran Rüyhan, bir gün bana, “Allah senden razı olsun. Beni o gün işten atmasaydın hâlâ muhabir olarak kulüp kapılarında bekleşip duracaktım” dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Allah seni özgür yaratmışken, başkasının kölesi olma.” (Hz. Ali)