MİLLİYET – 8 ARALIK 2014 PAZARTESİ – ALİCE
Cumartesiden bu yana Habertürk TV’den Serfiraz Ergün, Habertürk’ten Serpil Yılmaz, Türkiye’den Ceren Kenar ve Sabah’tan Olgan Özyurt’la birlikte Beyoğlu Belediyesi’nin davetlisi olarakAlmanya’nın Mannheim şehrindeyiz.
“Beyoğlu Belediyesi’nin ne işi var Mannheim’da?” diyorsanız, hemen yanıt vereyim:
Beyoğlu Belediyesi’yle Mannheim Belediyesi beş yıldır “ kardeş şehir” .
Mannheim’ın bir de “Türk Film Festivali” var. Genellikle ekim ayında yapılan festival, “Türk Sineması’nın 100. Yılı” nedeniyle bu yıl Aralık’a kaydırıldı. Kanber Altıntaş’ın yaptığı, Mannheim Belediyesi’nin de katkı sağladığı festivalin 23’ üncüsü “Türk Sineması’nın 100. Yılı” yla birleştirilince ortaya iki kardeş belediyenin katkısıyla düzenlenen bir etkinlik çıktı.
İşte bu festivalin açılışına, Almanya’nın Offenbach şehrinde tacize uğrayan iki Alman kızı kurtarmak isterken 18 yaşındaki bir Sırp’ın öldürdüğü Tuğçe Albayrak damgasını vurdu.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Tuğçe için sinemacılara da iş düştüğünü söyledi. İşte Demircan’ın söyledikleri:
“Batıya doğru akan nehrin, Almanya’ya kazandırdığı Tuğçe Albayrak bu kahramanlara eşsiz bir örnek. Mazluma kimlik sormayan vicdanıyla insanlık onuruna tecavüz edenler karşısında dimdik durdu. Görmedim, duymadım, bilmiyorum demedi. Vicdanın sesini yükseltti.
Türk, Kürt, Alman, Fransız… İnsanlık vicdanına insanlığı hatırlattı.
Tuğçe yabancı olmadığı bir şey yaptı.
Hali hazırda anavatanı milyonlarca sığınmacıya kapılarını neden açıyorsa, Tuğçe de, dünyayı istila etmeye çalışan kötü ruhlara karşı savunmasız olan insanlara kucak açtı, kol kanat gerdi.
Onunla gurur duyuyorum.
İnsanlık onunla gurur duyuyor.
Festival katılımcılarından önemli bir ricam var
Lütfen bu kahramanı beyazperdede ölümsüzleştirin.”
“23. Mannheim Türk Film Festivali”nin “Onur Ödülü”ne layık gördüğü Göksel Arsoy’un, “22 yaşında insanlara ders veren Tuğçe’ye hürmeten alıyorum bu ödülü” sözünü törene katılanlar ayakta alkışladı.
“Hayal mahsulü kahramanlar”a binlerce film çeken Türk Sineması bakalım, Alman kızları Sırpların elinden kurtarırken canından olan “ gerçek kahraman” Tuğçe’ nin filmini yapıp, Demircan’ın önerdiği gibi onu beyazperdede ölümsüzleştirebilecek mi?
RUSSELL CROW’A GÖRE ÇANAKKALE
Oscar ödüllü Avustralyalı aktör Russell Crow’un bir kısmını Türkiye’de çektiği “Son Umut” filmini izlerken ilk aklıma gelen şu oldu.
Yanılmıyorsam “Vizontele Tuuba”yı çektikten bir müddet sonra bir söyleşi yapmıştım Yılmaz Erdoğan’la… O söyleşide, “Dünyada kurşunların havada çarpıştığı tek savaş olan Çanakkele’nin filmini yapmak istiyorum” demişti Erdoğan bana…
Erdoğan henüz, bir Çanakkale filmi çekemedi, ama Allah ona Russell Crow’ un çektiği “Son Umut”ta oynamayı nasip etti!
“Son Umut”un ortalarında Cem Yılmaz’lı bir sahneyse aldı götürdü beni başka bir filme!
Çanakkale’yi savunan askerlerden biri olan Cem Yılmaz, “Hey Onbeşli” türküsünü söyledi filmde.
O sahne aklıma, Yılmaz’ın “Av Mevsimi”nde söyleyip patlattığı “Hayde” yi getirdi.
Crow, Yılmaz’ın “Av Mevsimi”ni izleyip filme böyle bir sahne mi ekledi?
Yoksa bizimkiler mi ona, “Baba bak, elimizde denenmiş ve tutmuş böyle bir sahne var” deyip ünlü aktörün aklına mı girdi?
Vallahi bilmiyorum, ama neticenin iyi olduğunu söyleyebilirim.
Yılmaz’ın “Hayde” deki vokalleri polislerdi, bu filmdeyse “Hey Onbeşli”yi askerlerle birlikte söyledi.
Cem Yılmaz’ın, Yılmaz Erdoğan’a oranla “küçük” sayılacak rolünü performansıyla büyüttüğünü, Yılmaz Erdoğan ve Olga Kurylenko’nun iyi performans sergilediklerini, ilk kez bir filmin galasında bu denli sıkı güvenliğin olduğunu ve izdihamın yaşanmadığını, ilk defa gittiğim Zorlu Center Performans Sanatları’ nın film galaları için ideal bir yer olduğunun da altını çizmeliyim.
GÜNÜN SÖZÜ
“Canı yanan sabretsin, can yakan da yanacağı günü beklesin.” (Hz. Muhammed)