MİLLİYET TV – 4 OCAK 2014 CUMARTESİ – ALİCE
İlker Aksum’la rol alacağı diziyle oyunculuğa adım atan Dilara Gönder’le, muhabirimiz arasında yaşananlar çok sevimsiz…
Dilara Gönder’i tanımam, etmem… Dünya iyisi bir insan da olabilir, huysuzun biri de…
İşimiz “karakter tahlili” olmadığı için çok da bir önemi yok bunun…
Gönder, NTV’deki “Zor İşler”in ardından yeni bir işe soyundu.
Yakında Kanal D’de yayınlanacak “Ne Diyosuun?” adlı dizinin başrol oyuncusu oldu. “Kedi Özledi” filminin galasında karşılaştığım İlker Aksum’un kardeşi ve menajeri İlkay Aksum, Dilara Gönder’in müthiş bir oyunculuk sergilediğini söyledi. Buraya kadar yazdıklarım Gönder hakkında negatif hiçbir düşünceye sahip olmadığımın özeti.
Şimdi gelelim Dilara Gönder’i niye yazı konusu yaptığıma.
Kanal D Kurumsal İletişim aracılığıyla Dilara Gönder’den söyleşi için randevu isteyen Magazin Servisi’ne yanıt 30 Aralık Salı günü gelmiş.
Gönder’in söyleşi için en uygun vakti aynı gün saat 16.30’muş.
16.30’daki randevunun bildirildiği saat ise 14.00’müş.
Söyleşi bilahare 15.30’a çekilmiş.
Magazin Müdürü İlknur Taş, söyleşi için servisin en yeni, en hevesli ve heyecanlı muhabiri Melis Güvenç’i görevlendirmiş.
Melis Güvenç, randevunun bir saat öne çekilmesi ve trafik yüzünden Gönder’le buluşmaya gecikmiş.
Güvenç, ajansa gittiğinde Gönder giyinmiş ve gitmek üzereymiş.
Güvenç, özür dileyip Gönder’i ikna etmiş. Söyleşinin ilerleyen dakikalarında ipler kopmuş ve Gönder, “Siz benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz. Milliyet nasıl böyle bir muhabir yollar? Daha sunduğum ‘Zor İşler’i bilmiyor” dedikten sonra çantasını alıp, gitmiş.
Eminim Dilara Gönder’e şimdi sıra sende deyip, anlattırsak bu olayı o da kendini yerden göğe kadar haklı çıkaracaktır.
İster Dilara Gönder yerden göğe kadar haklı olsun, ister Melis, yaşanan şey sevimsiz. Söyleşi yapılacak ünlüyle söyleşiyi yapacak basın mensubu, aradaki basın danışmanı, menajer, ajans, kurumsal iletişim gibi departman ve kişiler sayesinde temas kurunca, böyle iş kazaları kaçınılmaz oluyor sonuçta.
BURAK ÖZÇİVİT’E TAVSİYE
Özçivit’e tavYeni yılın ilk kahvaltısını yaparken bir yandan gazete okuyor, bir yandan da sohbet ediyordum, misafirlerimizle…
Bazı ünlülerin 2014’ten neler beklediklerine dair haberi okurken “Çalıkuşu” başrol oyuncusu Burak Özçivit’in söyledikleri ilgimi çekti ve o yüzden paylaştım onu masadakilerle.
Özçivit’in dediği şuydu:
“Yeni yılda tek istediğim bu yıl sonunda açtığım restoranın 2014’te çoğalarak büyümesi. Aşk konusunda, işim iyi giderse aşkımın da iyi gideceğine inanıyorum.”
Özçivit’in işle aşk arasında kurduğu korelasyona itiraz geleceğini beklerken itiraz genç oyuncunun açtığı dükkana geldi: “Burak Özçivit öyle bir yerde dükkan açtı ki, o işi büyütüp başka yerlerde şube açma şansı hiç yok. Aynı yerde daha önce beş tane yiyecek işi yapan yer açıldı, hepsi kapandı. O civarda iş yapan tek yer var, o da kahvaltıcı. Burak Özçivit, civardaki işyerlerinde çalışanlara öğle yemeği satarım mantığıyla açtı o dükkanı, ama kim her öğlen döner yer?” Burak Özçivit’i ilk günden beri tanırım. Oyunculuktan ve reklamdan kazandığı bütün parayı buraya bağlayıp, heba etmesini istemem. O yüzden ona tavsiyem bu işe büyük ümitler bağlayıp, çok fazla açılmaması.
FARK YARATAN BİR İLAN
Türkiye’nin ilk özel radyolarından biri olan Best FM’nin “Radyoculuğun dersini veriyoruz!” başlıklı ilanı gerçekten de fark yaratan bir çalışma… İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleriyle, Best FM programcıları Arzu Çağlan, Cem Arslan, Tufan Yakar, Rıza Esendemir ve Serdar Gökalp’in vereceği 62 saatlik eğitimi birinci tamamlayanın Best FM’de program yapmaya başlayacağını anlatan bir ilan bu…
İlan başarılı, iş cazip.
SİZ YAZIN, BİZ YAYINLAYALIM…
Dizilerden yarışmalara, televizyonların yayınlarına dair öneri, fikir ve eleştirilerinizi yazın, yayınlayalım.
Milliyet TV’ye dair eleştiri ve önerilerinizi de bekliyoruz.
aeyuboglu@milliyet.com.tr