28 Temmuz 2024 Pazar  –  Milliyet –  Alice

2002 yapımı ‘Deli Yürek’ dizisi ve ardından çekilen ‘Deli Yürek Bumerang Cehennemi’ filminden sonra başka yapımlarda oyuncu ve çeşitli programlarda sunucu olarak izlediğimiz Melda Bekcan, akademik meslekleri arasına bir yenisini daha ekledi.

2002 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan Bekcan, Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi İmplantoloji Bilim Dalı’ndaki yüksek lisans eğitimini de başarıyla tamamladı. Yüksek lisansla yetinmeyen Melda Bekcan ardından, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde adli tıp doktorası yaptı.

2013 yılından bu yana Adli Tıp Kurumu’nda adli diş alanında uzman olarak çalışan Bekcan, 2019’da girdiği İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirip eczacılık diplomasını da aldı.

Eczacılık eğitimini sürdürürken eczacılık alanında insan yararına somut projeler üretmeyi hedefleyen Bekcan, bu amaçla ilk uzmanlık alanı olan ağız ve diş bakımına dair diş macunu formülasyonu geliştirdi. Ekibiyle yaptığı diş macunu prototipinde, yetişkin ve çocuk için olmak üzere iki ayrı kategoride SLES ve florür içermeyen iyot, biberiye, stevia, postbiotic gibi temiz içerikli bileşenleri üretim aşamasına getirdi, gerekli izinlerini aldı.

Bekcan, Erasmus kapsamında gideceği Almanya’daki iki aylık eczacı stajını tamamlayıp, Türkiye’ye döndükten sonra florür içermeyen ve kullanıcısına zarar değil fayda sağlayacak yeni nesil diş macunlarını piyasaya süreceğini söyledi.

Kutluyorum; oyuncu, sunucu, diş hekimi, doktor, Adli Tıp uzmanı ve eczacı Melda Bekcan’ı… Diş hekimliğinden sonra yüksek lisans ve doktora yapıp, ardından eczacılık fakültesini tamamlamak ve bütün bunları 22 yıl gibi uzun bir süreçte yapmak, her yiğidin harcı değil çünkü…

Tuzcuoğlu ile Akkaya’nın yazdıkları şiir kitapları

Manavgat Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle 27 Temmuz’da Side Antik Tiyatro’da sahne alacak bağlama virtüözü Erdal Akkaya’nın Berlin Europa Senfoni Oda Orkestrası’yla birlikte vereceği konseri izlemek için Antalya’ya giderken yanıma aldığım tek kitap İpek Tuzcuoğlu’nun ‘Yarım’ıydı.

Mona’dan çıkan şiir kitabını okurken Erdal Akkaya’nın Almanya’da klinik psikolog olarak çalışan eşi Terlan Akkaya, “Benim de bir şiir kitabım var” dedi.

İpek Tuzcuoğlu’nun kitabındaki şiirler haliyle Türkçeydi. Terlan Akkaya, Almanya’da yaşayan bir Türk olduğu için kitabındaki şiirler iki dildeydi. Şiir kitabının kapağında Türkçe ‘Kuşla Balık’, Almanca ise ‘Vogel und Fisch’ yazıyordu.

Kitabının ilk bölümünde doğaya, aşka ve hayata dair yazdığı şiirlere yer veren Terlan Akkaya, ikinci kısımda ise annesine karşı olan hislerini dizelere döktü.

İpek Tuzcuoğlu’nun yazdığı mısraların altındaki barkodları okuttuğunuzda ise Kerem Alışık, Erkan Bektaş, İlhan Şen, Mustafa Soydan, Fatma Özer, Kerem Homayounfar ve Burak Öksüzoğlu’nun seslendirdiği şiirler geliyor kulaklarınıza…

GÜNÜN SÖZÜ:

“Hiçbir şey bir erkeğin kişiliğini iyi aile terbiyesi almış bir kadınla kuracağı yakınlık kadar geliştiremez.” (Tolstoy)