29 KASIM 2020 PAZAR – MİLLİYET – ALİCE
Türk dizilerinin dünyada yarattığı etkiye bakar mısınız?
Beş kıtada 27 ülkeden insanlar hayranı oldukları oyuncu uğruna, onun konuştuğu dili öğrenmenin peşinde.
Guam Adası’ndan Latin Amerika’ya, Avrupa ve Afrika’dan Endonezya’ya 131 kişi “Yabancı Damat”, “Karayılan”, “Kara Para Aşk” ve “Sefirin Kızı” dizilerinde izleyip hayran oldukları Engin Akyürek için örgütlendi. Dünyadaki hayranları, “Haydi sen gel sen de katıl bize” kampanyasıyla
UNICEF Türkiye’ye yaptıkları bağışla aldıkları sertifikayı oyuncuya doğum günü
hediyesi bile yaptı.
Türkiye’nin yurt dışındaki kültür elçisi Yunus Emre Enstitüsü, Akyürek’in dünyadaki hayranlarının “Haydi gel sen de katıl bize” kampanyasına, onlar için açtığı Türkçe kursuyla güzel bir destek verdi.
İşte Yunus Emre Enstitüsü’nün resmi Twitter hesabından bu konuda yapılan açıklama: “Biz de Engin Akyürek hayranlarının dünya çapındaki ‘Haydi gel sen de katıl bize’ hareketi üyelerine ücretsiz çevrimiçi Türkçe kursu hediye ediyoruz.”
“Türk oyuncuların dünyadaki hayranlarına ücretsiz Türkçe kursu, Yunus Emre Enstitüsü’nün işi mi?” diye buna karşı çıkanlar olabilir ama aynı görüşte değilim.
O yüzden de kutluyorum bu kararı veren ve hayata geçirenleri.
‘CİNAYET İŞLEMEDİM, INTERNET KURBANIYIM’=
Sosyal medyası ve Youtube’daki kanalı için çektiği videolardaki kelime oyunları ve kafiyeli söylemlerini beğendiğim yazar Nilgün Bodur’un bu aralar başı belada!
Neden mi?
Sosyal medyasından yazdıklarından anlaşılan o ki Nilgün Bodur da internetteki bilgi kirliliğinin mağduru.
Nasıl mı?
Bodur’un Instagram hesabında beş sayfada dile getirdiği derdi özetle şu: Nilgün Bodur, YouTube kanalındaki ‘Kadın susarsa tehlike vardır’ adlı videoda okuduğu ‘Kadın susarak gider’ şiirinin Cemal Süreya’ya ait olduğunu söyledi.
Yazar ve Youtuber, hakkında açılan dava sayesinde şiirin Cemal Süreya’ya değil Candan Ünal’a ait olduğunu öğrendi.
İnternetteki yanlış bilginin kurbanı olduğunu söyleyen Bodur, kendisine ulaşıp “O şiir Cemal Süreya’nın değil, benim” deyip düzeltme yapmasını beklemek yerine iki senedir kendisini ifadelere ve mahkemelere sürükleyen Candan Ünal’a bayağı sitem etti: “Hakkımdaki suçlamaları okuyunca cinayet işlemişim sandım. Canı sağ olsun. Bu arada kendisi de delil olarak ‘intihalci yazar’ haberlerimi kullanmış mahkeme dosyasında. Hırsızlığa yatkın ruh halimi ispatlamak istemiş. Ama bakın işte internet yanıltıcı değil mi? Kendisi de benim internet yanılgıma düşmüş. O da internetten öğrenmiş belli ki.”
PANDEMİYLE DEĞİŞEN DÜNYA TRT WORLD FORUM 2020’DE
2017’den bu yana dünyanın farklı coğrafyalarından liderler, uzmanlar ve akademisyenlerin katıldığı TRT’nin önemli etkinliklerinden TRT World Forum, bu yıl pandemi nedeniyle çevrim içi gerçekleştirilecek.
Açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı TRT World Forum 2020’nin bu yılki başlığı şu:
“Pandemi Sonrası Dünya’da Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler.”
1-2 Aralık’ta gerçekleşecek TRT World Forum 2020’ye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra yakın çalışma arkadaşları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katılacak.
İbrahim Kalın “Pandemi Döneminde Çok Kutuplu Dünya: Küresel İşbirliğinin Geleceği”, Mevlüt Çavuşoğlu “Devletler Arası İlişkilerde Covid-19 Sonrası Yeni Dönem” ve Mustafa Varank “Pandemi Sonrası Dünyada Teknolojinin Geleceği” oturumuna katılarak görüşlerini açıklayacak.
Özel televizyon kanalları arasında dünyadan konuşmacıların katıldığı bu tür forumlar düzenleyen var mı?
Yok… Çünkü misyonları farklı.
TRT niye yapıyor peki?
Kamu yayıncılığı sadece dizi, film, haber ve program yayınlamaktan ibaret değil demek ki!
Günün sözü
“Aynı şeyi hep söyleyip durursan bir süre sonra sana da gerçekmiş gibi gelecektir.” (John Verdon)
