MİLLİYET CADDE – 26 Haziran 2012 Salı ALİCE
Deniz Seki’nin bikinili fotoğraflarından önce ‘Bodrum mağduru’ olarak kim vardı gündemimizde? Selülitli Gülben Ergen! O günlerde, “Bırakın şu kadınların selülitini, kilosunu, göbeğini. Bu acımasızlık kadına şiddettir” diyerek Ergen’e destek verenler nedense aynı duyarlılığı Deniz Seki için göstermedi.
Deniz Seki isyan etti. Kime? Bodrum’da denize girerken bikinili fotoğraflarını çekip, basan magazincilere. Bodrum’da çekilen fotoğrafların photoshop’la şişirildiğini iddia eden Seki, isyanını dile getirirken ne demiş peki?
İşte Seki’nin söyledikleri:
“O iğrenç fotoğraflar benim değil, sizin ayıbınız. Kötü niyetlisiniz. Beni bebeğini emzirmiş, yatağına yatırmış, lohusa bir kadın gibi şişirip gösteremezsiniz. O fotoğrafı basamazsınız. Basıyorsan da altına ‘deniz anası’ yazamazsınız. Ayrıca biz manken değiliz. İşimizi yapan, şarkıları, besteleri, kariyerleri olan insanlarız. Böyle giderse sizinle konuşacak sanatçı bulamayacaksınız.”
Deniz Seki’nin yaptığı açıklamanın son cümlesinden başlayayım.
Maalesef ki doğru bu.
Çember gittikçe daralıyor
Her geçen gün çoğalıyor magazin muhabirlerinden uzak durma kararı alan ünlü sayısı.
Yapımcılarla masaya oturduklarında, “Sete magazinci istemem. Magazincilere söyleşi vermem” diyen dizi yıldızlarının sayısı sürekli artıyorsa demek ki ciddi bir sorun var ortada.
İşin bir de çifte standart boyutu var ki, o da önemli.
Deniz Seki’nin kilolu ve de bikinili fotoğraflarından önce ‘Bodrum mağduru’ olarak kim vardı gündemimizde?
Selülitli Gülben Ergen!
O günlerde, “Bırakın şu kadınların selülitini, kilosunu, göbeğini. Bu acımasızlık kadına şiddettir” diyerek Gülben Ergen’e destek verenler nedense aynı duyarlılığı Deniz Seki için göstermedi.
Arada bir fark yok ama…
Sadece Neslihan Acu’nun “O ‘deniz anası’ başlığını atan arkadaşın ismini bir öğrensek de tebriklerimizi sunsak, yılın müthiş zekası (!) ödülünü versek” tweet’ini gördüm.
Aslında iki şarkıcının da durumu aynı.
Gülben Ergen’in selülitli haliyle alay edenlere, “Bu acımasızlık kadına şiddettir” diyerek tepki gösterenler nedense aynı desteği Deniz Seki’ye vermedi.
Acaba niye?
Seki, sosyal medyada Gülben Ergen gibi güçlü değil de ondan mı, yoksa biri üç çocuk annesi, öteki değil diye mi?
Gerçekten merak ediyorum bu çifte standartın sebebini?
HÜLYA’NIN ZEHRA RiCASI VE SEZEN’iN 100 METRE YASAĞI
Kemer’de tanık olduğum bir olay. Hülya Avşar, uzun bir aradan sonra ilk kez bir halk konserinde sahne alacak.
Avşar, Kemer’e giderken kızı Zehra’yı da götürdü yanında.
Sahneye çıkacak şarkıcıların konser öncesi basın mensuplarına açıklama yapma mecburiyetleri yok, ancak iki tarafın da menfaatine olduğu için kendiliğinden böyle bir alışkanlık oluştu.
Kimi kulis arkasında yapıyor bu açıklamayı, kimi kuliste…
Hülya Avşar da kulisinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Basın mensuplarından biri Avşar’a, “Genelde kızınız Zehra’yı konserlere götürmezsiniz. Bu sefer nasıl oldu?” diye sordu.
Avşar, soruyu yanıtladıktan sonra basın mensuplarından kızını çekmemesini rica etti.
Çoğu uydu bu ricaya, ama üç kameraman uymadı.
Onlar, arkadaşları kulisi terk ederken çevirdiler kameralarını Zehra’ya.
Avşar, “Böyle yapıyorsunuz. Kızıyorum sonra” diyene kadar da çekim yapmaya devam ettiler.
Sezen Aksu gibi sadece insan değil, hayvan ve doğa sevgisi yüksek bir sanatçı bile konserlerinde basın mensuplarıyla arasına 100 metre mesafe koyuyorsa, demek ki yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Durup düşünmek, özeleştiri yapıp, gerekli adımları atmak gerekiyor tam bu noktada.
Ama nerede bunu yapacak irade?
SAVAŞ ŞARKILARI
Her yaz öncesi olduğu gibi bu yıl da aynısını yaptım. Yeni çıkan albümleri dizdim masamın üzerine.
Aralarında yaza damgasını vuracak şarkılar var mı diye öğrenmekti amacım. Başladım sırayla hepsini dinlemeye.
İlk partide dinlediğim albümler şunlardı:
Mustafa Sandal’ın ‘Organik’, Cenk Eren’in ‘Kasetimi Al’, Hazım Körmükçü’nün ‘İç Güdü’, Nadide Sultan’ın Hayat Aşktan Yana’, Hadise’nin ‘Biz Buradayız’, Ogün Sanlısoy’un ‘Akustik 2012’ çalışmaları.
Sırada Levent Erten’in ‘Günaha Davet’, Tan Taşçı’nın ‘İlk’, Pınar Ayhan’ın ‘Duyuyor musun?’ ve Hande Yener’le Seksendört’ün ‘Rüya’ adlı çalışmaları vardı, baktım her yerde savaş şarkıları çalıyor, ‘yaza damgasını vuracak şarkı’ arayışına ara verdim.
GÜNÜN SÖZÜ
Bu devirde en çok Azrail’e güveneceksin, en azından niyeti belli.