MİLLİYET CADDE – 25 Haziran 2012 Pazartesi  ALİCE

Süheyl Uygur, hayranları ve sevenleriyle yaşadıklarını ilginç olayları anlattı. Genelde Behzat’la isimlerinin karıştırıldığını söyleyen Uygur, “Babamla yürüyoruz, kadın kucağındaki köpeğine babamı göstererek ‘Bu amcayı tanıdın mı?’ dedi. Çok komik şeyler geliyor başımıza” dedi.

Bir insan bir ünlüyle karşılaştığında ne yapar? Bu konuda üçe ayrılır Türkler.
Bir kısmı, ya görmezden gelir ya da küçümser karşılaştığı ünlüyü.
Tıpkı Bebek’te Cem Yılmaz’ı takip eden basın mensuplarına sitem eden adam gibi.
Ne demişti o insan basın mensuplarına?
“Alt tarafı Cem Yılmaz, niye takip ediyorsunuz ki onu?”
Bir kısım insan var ki onlar gereği kadar iltifat eder.
Bir kısmı da var ki, hayatında ilk kez karşılaştığı ünlüyle sanki 40 yıllık ahbapmış gibi yapar, o yüzden de konuştukça saçmalarlar ve asla yaptıkları yanlışın farkına varmazlar.
İşte size Süheyl Uygur’un anlatımıyla somut birkaç örnek:
“Başımıza öylesine komik şeyler geliyor ki bu konuda.


Süheyl Uygur anlatıyor
Örneğin genelde Behzat’la benim isimlerimizi karıştırır insanlar.
Behzat’a Behçet, Bekir, bana     Hüseyin, Üzeyir hatta bir yerde     Süheyla bile dediler.
Beni sokakta görüp arkadaşını, ‘Bak, bak… Nejat Uygur’un şeyi geçiyor’ diye uyaran da oldu, ama Behzat’la beraber bizi gören teyzenin yaptığıyla ilk kez karşılaştım.
Birkaç metre ötemizdeki yaşlı teyze kocasına bizi gösterip, duyabileceğimiz yükseklikte ses tonuyla şöyle dedi:
‘Behzat çok     yakışıklıymış,  Süheyl bir moka benzemiyor.’
Geçenlerde bir abi yanıma geldi, babamı öldü biliyor kendisi. Olabilir, ömrü uzayacaktır babamın. Ama o vatandaşın sonradan sorduğu şu soru çok komikti:
‘Rahmetli nasıl?’
Bir gün kafede oturuyorum, bir abi geldi. ‘Süheyl Abi, baba gibi adam bir daha bu ülkeye gelmez. Onların yeri başka. Onlar büyük adamlar, büyük komedyenler. Ne bileyim  Süheyl Bey, bir Münir Özkul, bir Müjdat Gezen, bir Nejat Uygur, keza senin rahmetli baban, bir  Ali Kırca (Levent Kırca demek  istiyor) asla gelmez bir daha.
Hiç unutmam, bir gün babamla yürüyoruz yolda, karşıdan bir kadın geliyor, kucağında bir kaniş.
Kadın babamı gördü ve köpeğine, ‘Bu amcayı tanıdın mı?’ dedi.”

TÜRK ERKEKLERi RUS KADINLARI SEÇTi, TÜRK KADINI iSYAN ETTi!

9. Kemer Altın Nar Festivali bitti, arkadaşlar ısrar etti, birlikte eğlence mekanı Salinas’a gittik.
Perşembe akşamı olmasına rağmen içerisi tıklım tıklımdı.
Biz de kalabalık bir gruptuk.
Mekan sahibi bizim gruptan Burhan Akdağ’ın arkadaşı, o nedenle torpil yaptı ve bize sahneye yakın bir yer ayarladı.
Yer dediysem masası, sandalye ya da koltukları olan bir yer hayal etmeyin. Bir metreden biraz uzun bir masa, insanlar doluşuyor etrafına.
Kemer’deki çoğu gece kulübü gibi buranın da müşterisi yabancı daha doğrusu Rusya, Romanya ve Ukrayna ağırlıklı.
O gece Salinas’ta canlı performans vardı.
Moldova’nın ünlü şarkıcılarından Dan Balan’ın dinlemeye 2 bin 300 kişi geldi.
Belli ki sadece Moldova’da değil, Romanya, Rusya ve Ukrayna’da meşhur şarkıları.
Çünkü her şarkıyı anons edişinde çığlıktan yıkılıyordu gece kulübü.

Atatürk dövmesi varmış!
Saat 03.00 sularında konser bitti ve gece kulübünden çıktık.
Aktör Salih Güney, gazeteci Salih Keçeci ve eşiyle birlikte bir taksiye binip, Kiriş’teki         otellerimize gidecektik.
Gece kulübünün önünde ilginç bir manzarayla karşılaştık.
Önümüzden yürüyen iki genç kadından boylu poslu ve de ‘balık  eti’ kıvamında bir vücuda sahip olanı, insanlara aldırmadan bağırmaya başladı:
“Rus karıları bize tercih etti o… ç…
Türküz biz şerefsizler.
Bileğimde Atatürk dövmesi var.”

Biz giderken o ağlıyordu
Arkadaşı “Ne olur sus. Rezil oluyoruz insanlara” diye yalvarmasına rağmen sövüp  saydırmaya devam etti kadın:
“Paraları var diye kendilerini ne sanıyor bu şımarık o…. ç…
Ulan ben daha bugün ayrıldım sevgilimden, yüreğim yaralı. Bana yapılır mı bu?”
Taksi durağına geldiğimizde aynı kadın, hem titriyor, hem ağlıyor, hem söyleniyor, yanındaki de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Taksiye binip, ayrıldık oradan.
Ama hafızamda iz bıraktı o hazin tablo.
Gündüz sevgilisinden ayrılan bir kadın, akşam kendini başka bir erkeğin kollarına atamayınca nasıl bu denli sinir krizi geçirir?
Hangi ruh hali, “Rus kadınını bırak, beni al” diye vücudundaki Atatürk dövmesini Türklüğüne     referans olarak gösterir?

GÜNÜN SÖZÜ

“Ne ekersen onu biçersin” diyorlar ya, öyle bir dünya yok. ‘Sevgi’ ekiyorsun, ‘ihanet’ biçiyorsun, sonra da ‘afiyetle’ yiyorsun!