MİLLİYET CADDE  – 21 Temmuz 2012 Salı  ALİCE

Kendilerini ‘klasik kültür’ün ‘kanaat önderi’ olarak görenlerin çoğu ‘popüler kültür’den nefret eder. Küçümserler ve ötekileştirirler ‘popüler kültür’ü. Hülya Avşar, onlara göre de ‘iyi bir oyuncu’ ama aynı zamanda ‘popüler kültür ikonu’…

Hülya Avşar’ın ‘49’uncu Altın Portakal’ın Jüri Başkanı olmasına destek verenler de var, karşı olanlar da. Tümünü okudum bu konuda yapılan açıklamaların.
Avşar’a destek çıkanlar arasında Atilla Dorsay ve Tarık Akan gibi yapılanı kolay kolay beğenmeyen ‘müzmin muhalif’lerin olması ilginç.
İşte onların gerekçeleri:
Atilla Dorsay: “Avşar sayısız filmde oynamış, bazı rolleriyle tarihe geçmiş bir sanatçıdır. Antalya’da jüri üyesi ya da başkan olmaması için bir neden göremiyorum.”
Tarık Akan: “Gayet güzel, tebrik ederim. Ne güzel olmuş. Hiçbir olumsuz eleştiriye katılmıyorum. Hülya Avşar çok iyi bir sinema oyuncusudur.”
Gelelim Avşar’a böyle bir görevin verilmesine karşı çıkan sinema eleştirmenlerinin söylediklerine.

Karşı çıkanlar ne dedi?
Mehmet Açar: “Hülya Avşar jüri başkanlığı yapamaz diyemem. Yapar, iyi de yapabilir. Ama genel eğilime aykırı bir seçim bu.”
Ben bir şey anlamadım, siz anladınız mı?

Şenay Aydemir: “Jüri üyeliği doğal, ancak başkan olması hem ona, hem ülke sinemasına haksızlık.”
“Jüri üyesi olabilir, ama başkan olamaz” ne demek?
“İyi bir doktor, ama Tabipler Odası Başkanı olamaz” ya da “İyi bir avukattır, ama Baro Başkanı olamaz” demekle eş değer hastalıklı bir düşüncenin ürünü bu.

Ömür Gedik: “Kendisinden festival süresinde magazinsel açıklamalar bekleyenleri şaşırtacağını düşünüyorum.”
İlahi Ömür, bu demeçle asıl sen şaşırttın herkesi.

Alper Turgut: “Geçen yıl maço filmleri seven kadın jüri, bu yıl Hülya Avşar. Artık şu Altın Portakal’ın adını değiştirin ve Altın Günü filan yapın.”
Eleştirmen dediğin budur!

Magazin kimliği var ya!
Serdar Akbıyık: “Sinemacı tarafı olan birisi. Üstelik oynadığı filmlerde de başarılı olmuş bir sanatçı. Fakat onun sinemacı tarafını bastıran bir magazin kimliği var. İşte insanlara ters gelen bu. Altın Portakal başka bir isim bulamaz mıydı? Ben de bunu garip karşılıyorum.”
Hülya Avşar’ın Jüri Başkanlığı’na gösterilen tepkinin asıl sebebi Serdar Akbıyık’ın bu sözlerinde saklı.
Akbıyık’ın sözlerinden de anlaşılacağı gibi aslında karşı oldukları şey Hülya Avşar değil, ‘magazin’ yani ‘popüler kültür’dür.
Çünkü kendilerini ‘klasik kültür’ün ‘kanaat önderi’ olarak görenlerin çoğu ‘popüler kültür’den nefret eder.
Küçümserler ve ötekileştirirler ‘popüler kültür’ü.
Hülya Avşar, onlara göre de ‘iyi bir oyuncu’, ama aynı zamanda ‘popüler kültür ikonu.’
‘Klasik kültür’ün kapsama alanında gördükleri ‘Altın Portakal’a böyle birinin Jüri Başkanı olmasıdır asıl karşı çıktıkları.

GÜLSE BiRSEL’iN ‘SOSYAL MEDYA’SI

Sosyal medyayı yoğun olarak kullananlara ilişkin psikologların koydukları teşhisi yazmıştım geçenlerde. ‘Yalan Dünya’nın senaristi ve başrol oyuncusu Gülse Birsel’in sosyal medyaya dair teşhisisye şöyle:

“Sosyal medya çok güvenilir bir kaynak değil. Yazdıklarıyla mühim ve entelektüel görünme endişesi taşıyan, daha çok evde vakit geçiren, çok genç ve erkek ağırlıklı bir topluluk sosyal medya.”

YAŞIN NE ÖNEMi VAR?

Günaydın’a göre 58 yaşındaki Nilgün Belgün’ün sevgilisi Bekir Ünlüatar, ondan 20 yaş küçük. Yani 38 yaşında.

HT Magazin’e göre Nilgün Belgün 59 yaşında, sevgilisinin yaşıysa 36.
Nilgün Belgün’le Bekir Ünlüatar’ın sevgili oldukları kesin, gerisini boşverin.

iŞTE TRABZONSPOR’UN KÂRI!

HT Spor’un Burak Yılmaz’ı bonservisine para vermeden alıp     5 milyon euro’ya satan Trabzonspor’un bu satıştan 7.3 milyon euro kârlı çıktığını yazmasına itiraz etmiştim; bu nasıl hesap diye. Burak’ın yerine alınacak futbolcunun maliyetini hesaba katmadan.
Trabzonspor, 5 milyon euro’ya sattığı Burak’ın yerine 6 milyon bonservis parası ödeyip Senegalli N’Doye’yi aldı.
Trabzonspor, Burak’a yılda 2.3 milyon euro ödeyecekti, N’Doye ile yıllık 1.1 milyon euro karşılığında anlaştı.
Burak’tan kazanılan  7.3 milyon euro’dan çık N’Doye’nin maliyeti olan 7.1 milyon euro’yu.
Ne kaldı geriye? 200 bin euro.
Trabzonspor’un Burak’ı satıp, N’Doye’yi almakta yaptığı kâr bu.
Ama ‘gelen’in ‘giden’i aratmayacağının garantisi yok.
Çünkü Burak gol kralıydı, N’Doye ise kapalı kutu.
Ligler başladığında göreceğiz gerçeği.

GÜNÜN SÖZÜ

Haksızlıklar karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)