MİLLİYET CADDE – 10 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA  –  ALİCE

İnsanların cep telefonları varken, iş telefonlarını özel hattı gibi kullanmalarına oldum olası karşıyım. İnsanlara, iş telefonlarıyla yaptıkları bütün görüşmelerin şirket tarafından kaydedildiğinin tebliğ edilip edilmediğinin hukuk açısından yok mudur hiçbir önemi?

“İş telefonunda özel hayat olmaz…”
Bir mahkeme, baktığı bir davada böyle bir karar verdi ve Yargıtay da bunu onadı. Aslında doğrudan bu konu için açılmış bir davadan çıkmış değil bu karar.
Başka bir davanın ayrıntısı bu. AHT muhabiri Serdar Kulaksız’ın haberine göre, özel bir şirkette çalışan iki kişi, bir süredir sorun yaşadıkları patronlarının yurt dışında olduğu sırada, işyerlerinin bilgisayarlarındaki şirkete ait tüm bilgileri sildi.
İki çalışan, patron geldikten sonra da işten ayrıldı.
Bilgisayarlardaki şirkete ait kayıtlarının silinmesi yüzünden zarara uğradığını iddia eden patron, iki eski çalışanı hakkında dava açtı.
İşveren, iki kişinin suçu işlediklerine dair telefon görüşmelerini mahkemeye delil olarak sundu. Davalılar, konuşma kayıtlarının özel hayata girmesi sebebiyle delil sayılamayacağını belirtip, itiraz etti.
Mahkeme bu itirazı şu nedenle reddetti:
“Söz konusu kayıtlar, şirketteki iş görüşmelerini kayıt altına almak için yapılmıştır. Sanıkların özel görüşmelerini kaydetmek için değil. Görüşmeler, iş telefonundan iş mahiyetinde yapıldığı sırada kaydedildiğinden özel hayatın gizliliği ilkesi ihlal edilmedi.”
Birçok nedenle çok tartışılacak bir karar bu.
İnsanların cep telefonları varken, iş telefonlarını özel hattı gibi kullanmalarına oldum olası karşıyım. Benimkisi iş ahlakıyla ilgili bir şey.
İş ahlakından öte, işin hukuki zemini önemli.
O insanlara, iş telefonlarıyla yaptıkları bütün görüşmelerin şirket tarafından kaydedildiğinin tebliğ edilip edilmediğinin hukuk açısından yok mudur hiçbir  önemi?
İşte çalışan birini evdeki eşi ya da sevgilisi aradığında yani görüşmenin bedelini işveren değil de karşı taraf ödediğinde de yapılan kayıt yasal mıdır?
Daha da uzatmak mümkün bu soruları. Çünkü çalışan milyonlarca insanı ilgilendiren önemli bir konu bu.

İLGİNÇ OLAN AKTİVİTE DEĞİL, YAPILAN TEKLİF

Türkiye Gezginler Kulübü, bugün 35 üyesine gittikleri ülke sayısına göre çeşitli ödüller verecek.
Ahu Aysal, Atilla Atasoy, İbrahim Zaman ve Gülten Dayıoğlu’nun da ödüllendirileceği törene dair bilgi bana Prof. Dr. Orhan Kural’ın itu.edu.tr uzantılı mail adresinden geldi. Kural’ın gönderdiği eposta’nın sonunda şöyle bir not vardı:
“Bu ilginç aktiviteyi medyada yayımlatan bir basın mensubu, Andiamo Tur’un davetlisi olarak ücretsiz Tayland’a uçacak.”
Hocam, oldu mu bu şimdi?
Sizin gibi akademik unvan sahibi, sigara ve alkol şirketlerinin, sponsor olduğu konserler sayesinde gençleri zehirlediğini düşünen ve bu uğurda savaşan bir aktivist de bunu yaparsa, söyleyecek laf bulamayız bazı PR’cılara.
Yeter ki gerçekten yaptığınız etkinlik haber olacak özellikler taşısın, o zaman gerek kalmaz böyle ‘avantalı,  lavantalı’ ilginç tekliflere.

BU DEViRDE BU KAFA!

Şarkıcı Beyonce ve eşi Jay-Z’nin Küba’ya giden ve evliliklerinin beşinci yıldönümünü Havana’da kutlaması, Amerika’da olay oldu. Miami ve Florida bölgesi kongre üyeleri, şarkıcı ve eşinin, ABD’nin 50 yıldır ambargo uyguladığı ve seyahat kısıtlaması koyduğu Küba’ya gitmek için resmi izin alıp almadıklarının araştırılmasını istedi.
ABD’nin Küba’ya ticari ambargo koymasından bu yana dünyada “İmkansız” denilen o kadar şey oldu ki!
Berlin Duvarı yıkıldı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldı.
“Burnundan kıl aldırmaz” denilen İsrail bile, Türkiye’den özür diledi.
Abdullah Öcalan’a “Sayın” diyenleri yargılayan Türkiye’den ‘Apo’ya “Sayın” demeyenlerin eleştirileceği Türkiye’ye geçildi.
Dünyada dünya kadar değişim oldu, ama ABD’nin Küba ambargosu bitmedi.
Kübalıların, Amerikalı şarkıcıyı görmek için saatlerce sokakta beklerken ABD’li siyasetçilerin Beyonce’den hesap sorulmasını istemesi bana, bu devirde bu kafa dedirtti.

BUKET UZUNER’İN BAŞARISI 

“Bugünlerde New York’ta her yerde Buket Uzuner’in ‘I AM ISTANBUL’u satılıyor. Nihayet Pamuk, Shafak oligarşisini kıran bir yazar çıktı.”
Buket Uzuner’in bu kitabının amazon.com’da satıldığını biliyordum ama Oray Eğin’in bu  tweet’ini görünceye kadar aynı kitabın New York’ta satıldığından haberim yoktu. Bu sayede öğrendim ve paylaşmak istedim.

GÜNÜN SÖZÜ
Bir erkeğin yumruğu kadar serttir bazen kadının sözü. Biri dişlerini döker, diğeri düşlerini.