MİLLİYET CADDE – 30 OCAK 2013 ÇARŞAMBA – ALİCE

Tolunay Kafkas, kendisinde büyük emeği olan Şenol Güneş’in koltuğuna oturmanın içini acıttığını söyledi. Şener ve arkadaşlarının Güneş’e göstermediği vefayı, Trabzonlu olmayan, Trabzonspor’un eski futbolcusu Kafkas’ın göstermesi manidar değil mi?

Trabzonspor’da futbolcu olarak 18, teknik adam olarak 6 kupa kaldırmış Şenol Güneş’in Trabzonsporluluğunu tartışmak mümkün mü?
Güneş’in teknik direktör olarak yaptıkları elbette ki tartışılabilir, ama bu yönü asla.
Şenol Hoca, bu sefer Trabzonspor’da niye başarılı olamadı?
Trabzonspor Teknik Direktörü olarak profesyonel yönü değil, Trabzonluluk ve Trabzonsporluluk yönü ağır bastığı için Sadri Şener ve arkadaşlarının başarısız yönetimine ses çıkarmadı da ondan.
Trabzonspor’un elinden çıkaramadığı yabancı-yerli futbolcuların hiçbiri onun tercihi değildi.
Hepsini yönetim transfer etti.
Trabzonspor Transfer Komitesi’nden Ali Kemal Denizci, geçenlerde bir itirafta bulundu:
“Henrique’yi Belçika’da bir kez izledim, bir daha izleme şansım olmadı. İzlesem aldırmazdım.”
Yabancıların hepsi böyle özensiz transfer edildi.
Futbolcu kadrosu böyle oluşturulan bir takımın başarılı olması mümkün mü?
Değil.
Tolunay Kafkas başarabilir mi bunu?
Sanmıyorum, ama inşallah olur.
Kafkas, Teknik Direktör olarak Trabzonspor’u zirveye taşımasa bile şimdiden imza töreninde söyledikleriyle benim gönlümde çoktan zirveye yerleşti.
Kafkas, kendisinde büyük emeği olan Şenol Güneş’in koltuğuna oturmanın içini acıttığını söyledi.
Şener ve arkadaşlarının Güneş’e göstermediği vefayı, Trabzonlu olmayan, Trabzonspor’un eski futbolcusu Kafkas’ın göstermesi manidar değil mi?
Bizimkilerin sevmediği Aziz Yıldırım, canlı yayında istifa eden Aykut Kocaman’ı ikna edip, kararından döndürürken TS yönetiminden bir Allah’ın kulu Şenol Güneş’e, “Hocam nereye?” bile demedi. Aksine Sadri Şener, “B planımız hazırdı”  deyip, görevi Kafkas’a verdi.
Allah’tan Kafkas, TS yöneticileri gibi vefasız çıkmadı.

MEĞERSE NE ÇOK DERTLiYMiŞ PR’CILAR

Bir PR’cının isyanını dile getiren yazımın ses getireceğini biliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum.
Tweet ve eposta yağdı yazdıklarıma.
Çoğu kanayan bir yaraya parmak bastığıma dikkat çekip tebriklerini iletti.
İşte o yazıya okurlardan gelen tweet ve epostalardan bir seçki:
Nilay Türkoz: PR yazısı çok doğru. Hürriyet’e manşet olmak isteyen de gördüm, “Hemen gazeteciye telefon aç haberimi şu şekilde düzelt” diyen de. En acısı da    “Müşteri böyle istiyor hemen yapmalıyız” diyen ajans sahipleri de gördüm.
Dilek B. Yılmaz: PR’cıların kanayan yarasına parmak bastınız. Bu işle artık hayat zindan oluyor desem yeridir.
Begüm Taşçakır: Ellerine sağlık Ali Abi. Yazan arkadaşıma da teşekkür ediyorum, hislerime tercüman olmuş.
Kadriye Yılmaz: Bugünkü PR’cılar yazın harika. Bir de müşterilere Ayşe Arman ayarlamanın zor olduğunu söyleyince “Eee ağdacısını bile yazıyor” cevabıyla karşılaşmak var.
Ali Dervişoğlu: Ne güzel anlatmış Ali Eyüboğlu, tabii anlayana.
Çiğdem Yenisey: Yazanın ve sizin elinize sağlık. Yaşanan durum çok güzel aktarılmış.
Arzu Altıntaş: Bana da gelen bütün ‘no name’ler önce Saba Tümer’e, sonra Beyaz’a çıkmak istiyor. Hepsi kendini diva, star sanıyor.
Pelin Özbay: Daha iyi anlatılamazmış.
Merve Yiğit: Elinize sağlık.
İletişim Parkı: Güzelmiş. Haberle taze şöhretli kaprisi arasında kalan gazetecilerin yaşadığı dramı da sizlerden bekliyoruz.
Sevgi Çakır: Medyaya yönelik ciddi eleştirinin de olduğu bir konuya yer verdiğiniz için yürekten kutluyorum sizi.
Ali Rıza Şentürk: İşi alırken müşterilerine her türlü taahhütte bulunan     PR’cılar da var.
Özlem İşler: Sektörde iki gazeteci tanıyan “PR’cıyım” diyor. Asıl zor olan bunların bulunduğu piyasada yaptığınız işin değerini anlatabilmek.
Nuray Artış: Yazınızı okudum ve bir kez daha meslek seçimimi sorguladım. Benim iç çatışmalarım devam ederken bir gazeteci olarak PR mesleğini icra edenlerin sorunlarını köşenize taşıdığınız için teşekkürler.  Kaleminize sağlık.

YAZIN ŞEZLONG, KIŞIN YATAK!

Eda Taşpınar, “İşbir yatağın Eclipse adındaki akıllı tasarım yatağının tanıtımı için fuardayım. İşte İşbir Eclipse yatak ve ben” diye tweet yazıp, bir de fotoğrafını yükleyince Twitter’da şöyle bir yanıt verdim ona: Yazın şezlong, kışın İşbir yatak. Gel keyfim gel.
O da, “Hahaaa Ali Bey, çok yaşayın yine güldürdünüz beni” diye yanıt verdi.
Eda Taşpınar gülmesin de kim gülsün?
“Bu dünya sana güzel” diye bir laf var ya, Eda Taşpınar için söylenmiş sanki.

GÜNÜN SÖZÜ
Öyle insanlar vardır ki, lağıma düşseler lağımı kirletirler. (Necip Fazıl Kısakürek)