MİLLİYET CADDE – 10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ – ALİCE
Gazete okuyan, interneti, sosyal medyayı takip eden, televizyonları izleyen biriyim. Gezi Parkı eylemlerinin başladığı 31 Mayıs’tan önce, “Hayra alamet değil bu gidiş. Sonunda patlayacak bu gençlik” diyen birini ne okudum, ne duydum.
Yıllardır kanal kanal dolaşıp, ‘engin ve derin görüşler’ini beyan etmelerine karşın, bu toplumsal patlamayı öngöremeyenlerin, “Bu eylemler nasıl sonlanır?” konusunda mutlaka fikirleri vardır, ama bu saatten sonra onlara kim inanır?
Uzlaşmacı tavrıyla öne çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi Parkı’na gidip, “Gençler, mesaj alınmıştır, gereği yapılacaktır” dese, biter mi bu eylemler?
Sanmıyorum.
Çünkü AK Parti, “Madem öyle, işte böyle” dercesine eylemlere iki mitingle karşılık vermeye karar verdi.
Bu hamle yükseltecektir “Her yer Gezi, her yer direniş” eylemlerinin ateşini.
Ayrıca net bir muhatabı da yok bu hareketin…
Her biri “çapulcu”, her biri “ayyaş” çünkü!
Peki bütün partilerden bağımsız ve siyasetüstü olan bu hareketin yeni bir siyasi parti doğurması mümkün mü? Almanların Yeşiller Partisi gibi doğa, çevre, özgürlükler, insan ve hayvan hakları odaklı bir siyasi parti mesela…
İktidar uygulamalarına duyulan öfkenin sokağa döktüğü kitle, mevcut siyasi partilere mesafeli.
Demokrasilerde ülke yönetiminde söz sahibi olmanın geçtiği tek yol var, seçim sandığı…
Gezi Parkı, TBMM işlevi göremeyeceğine, ortada da bu hareketi kucaklayacak bir parti olmadığına göre ne kalıyor geriye?
Yeni bir siyasi oluşum, yeni bir parti…
Gezi Parkı eylemlerinden yeni bir kitle partisi çıkar mı?
Çıkacak gibi görünmüyor, ama çıkmalı…
Aksi taktirde hayra alamet gibi görünmüyor bu işin sonu!
CİHANGİR’İN MASALARI TÜRKİYE’NİN YASALARI
Gezi Parkı eylemlerinin verdiği mesajı anlamayan ya da anlamak istemeyenlerin Beyoğlu Belediyesi’nin sokağa masa ve sandalye atmasına yasak getirdiği mekanların yaptıklarını anlaması mümkün mü?
Bugün Cihangir’deki mekanlar “Yaşasın illegalite” deyip, yasak olmasına rağmen sokağa attılar masa ve sandalyelerini, yarın bir başkaları yapacak benzer hamleleri…
Beyoğlu Belediyesi’nin bu ortamda o mekanlara zabıta gönderip, o masa ve sandalyeleri eskisi gibi kaldırması mümkün mü?
Değil…
Bu bile gidişin hayra alamet olmadığının tipik bir göstergesi!
HOLLYWOOD’UN HEDEFİ ÇOCUKLAR
Los Angeles seyahatimde ‘özel misafir’ olarak ziyaret ettiğim Warner Bros’ta beş yıldır film analisti olarak çalışan Rizeli Altay Ahmet Şahin’in anlattıklarını ileride paylaşacağımı yazmıştım.
Warner Bros’un platolarını gezerken aldığım bilgilerden bir kısmını paylaşma zamanı geldi.
Filmlerin daha senaryo aşamasındayken ‘analistler’den görüş alıp, o projeyi çekip çekmemek bize yabancı bir kavram.
Ama Hollywood gibi film sanayisinin olduğu bir yerde olmazsa olmazlardan biri bu…
Walt Disney, Universal, Warner Bros gibi sinema devleri, analistlerin o filmin dünya pazarında ilk beş yılda, 10 ve 20 yılda sinemalarda, televizyon gösterimlerinden, DVD ve promosyon ürünlerinden ne kadar gelir elde edebileceklerine dair verdikleri rapor doğrultusunda karar veriyor, onun çekilip çekilmeyeceğine…
Analistlerin olumsuz raporu verdiği projeler, daha senaryo aşamasında kaldırılıyor rafa…
Hollywood filmlerinin sinema gişelerinden yana bir gelir kaybı söz konusu değil, ama internet nedeniyle DVD satışlarında ciddi bir düşüş söz konusu.
Büyük şirketler, bilhassa çocukların satın alacakları filmler üreterek kapatıyor bu açığı.
Son yıllarda hedef kitlesi çocuklar olan filmlerin bu denli fazla üretilmesinin başlıca sebebi de bu…
Walt Disney’in çocukları hedefleyerek çektiği filmlerle birlikte satışa sunduğu promosyon ürünlerinden elde ettiği ciddi gelir, rakiplerinin de iştahını kabarttı. Onlar da bu pazardan pay alabilmek için animasyon karakterlerin başrollerde olduğu filmlere yöneldi.
Warner Bros’un platolarını gezerken setine rastladığımız filmlerden biri de 2014’te piyasaya çıkacak hedef kitlesi çocuklar olan bir yapımdı.
GÜNÜN SÖZÜ
Umut ettiğin kadar özgür, korkak olduğun kadar tutsak olursun.