MİLLİYET – 26 ARALIK 2016 PAZARTESİ  –  ALİCE

2016’da sinemaya 28.5 milyon lira destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2017 için ayırdığı bütçe 40 milyon lira…

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, “15 yıl önce yılda sadece 9 yerli film vizyona girerken, şimdi bu sayı 139’a çıktı.  55 milyon seyircinin 30 milyonu yerli film izledi” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi desteği sayesinde çekilen yerli film sayısında ciddi bir artış olduğu kesin. Ama kesin olan bir şey daha var ki, asıl enteresanlık orada.

Bakanlığın maddi destek, Türkiye’deki film festivallerinin ödül verdiği filmlerin neredeyse tamamı gişede çakılıyor.

Antalya’dan “En İyi Film”, “En İyi Senaryo” ve “En İyi Yönetmen” ödülüyle dönen “Mavi Bisiklet”, 2 Aralık’ta vizyona girdi. Filmi şimdiye kadar 3.460 kişi izledi.

Antalya’dan ödül kazandığı için bakanlıktan aldığı kredi, hibeye dönüşecek.

Bakanlıktan desteği, festivalden ödül var, ama seyircisi yok.

Yıllardır durum böyle.

Festivallerde jüri, ödül vereceği filmin gişede iş yapıp – yapmayacağına bakmaz. Onlar işin sanatsal yönüyle ilgilenir.

Bakanlık da, kredi verirken elbette ki senaryoların kalitesine bakmalı.

Şimdiye kadar bakanlık kredisiyle çekilen filmlere seyirci gitmiyorsa, demek ki bir arıza var, hangi filme ne kadar kredi verileceğini belirleyen kurulda.

Bakanlığın desteğini 28.5 milyondan 40 milyona çıkarması yetmez. Bakanlık, Sinema Destekleme Kurulu üyelerini belirlerken de radikal değişikliğe gitmeli.

Bu kurulun üyeleri, tüyü bitmemiş yetimin hakkını, eşe – dosta dağıtanlardan değil, vizyona girdiğinde seyircinin ilgi göstereceği “Film gibi film”lere kredi vereceklerden seçilmeli.

Aksi takdirde 40 milyon lira da yine seyirciye ulaşmayacak filmlere gider.

Çekilen film sayısıyla birlikte, gişede zarar ettiği için bakanlıktan aldığı parayı iade edemeyenler arasına yeni isimler katılır, o kadar!

YOK BÖYLE BİR ÖNGÖRÜ!

Bir spor kanalında bir güzel, gazetelerin spor sayfalarındaki haberleri okuyup, onların üstüne yorum yapıyor kendince.

Beşiktaş’ın ara transferde kadrosuna katmak istediği Ryan Babel’in haberlerine sıra gelince şöyle dedi:

“Ryan Babel, Beşiktaş’ta ne yapar? Ya süper bir performans sergileyip, yeniden yıldızlaşır ya da hayal kırıklığı yaratır.”Bundan daha isabetli bir yorum olabilir mi? Aynı güzel, transferi gündemde olan başka bir futbolcu içinse şöyle dedi:

“Onun 2019 tarihine kadar sözleşmesi var.”

Türkiye’de program yapmanız için “tarih” ile “yıl” arasındaki farkı bilmenize gerek yok. güzellik, seksilik yeter!

BU ‘BALON’ KİMİN ESERİ?

Bir yıldır konut sektörünün uzmanları(!) ne diyordu?

“Konut sektöründe deniz bitti, büyük bir balon oluştu.” “Konut üreten şirketlerden şu kadarı zorda.”

“Ürettiği dairelerden 3 bininin anahtarı elinde kalan X firması iflasın eşiğinde.”Bunlar doğruysa, TÜİK’in açıkladığı rakamlar ne peki?

2015’in 11 ayında 1.146.721 konutun satıldığı Türkiye’de 2016’nın 11 ayında satılan konut sayısı 1.198.740…

Bu rakam yıl sonuna kadar 1 milyon 300 bine ulaşırsa, konut satışında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmış olacak.

İnşaat gibi her şeyin ortada olduğu bir sektörde yaratılmak istenen algı ile gerçekler arasındaki fark, insanı ürküten cinsten. Evet, ortada bir “balon” var. Ama bu balon, konut satışlarındaki durgunluğun değil, algı operasyonu peşinde olanların eseriymiş demek ki!

GÜNÜN SÖZÜ

‘Allah, herkesin kalbine göre versin. İyiye iyilik, kötüye kötülük.’