MİLLİYET CADDE – 9 Mayıs 2012 Çarşamba  ALİCE

50 milyon dolar zarar eden TNT, yönetim kademesinde komple değişikliğe gidiyor. Ayrıca reklam geliri giderini karşılamayan programları da bitirecek olan kanal, ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun sözleşmesini yenilememe kararı aldı.

TNT’de neler oluyor?
Kanalın sahibi Time Warner’ın yöneticileri  Türkiye’den önce Avrupa sorumlusuyla yollarını ayırdı.
Çünkü TNT Türkiye’nin ‘zarar’ hanesi planlananın kat be kat üzerinde gerçekleşti.
TNT Türkiye’nin 2011’de öngörülen zararı 6 milyon dolardı.
Tematik kanal kulvarından çıkıp ulusal yayınlar arasında kendine yer edinmeye çalışan bir  TV için katlanılabilir bir rakamdı bu.
Ancak ‘günün sonu’nda zarar 50 milyon dolara çıkınca beklenen operasyon da geldi.
Önce TNT Türkiye’nin genel müdürü Efe Önbilgin kanalla  yollarını ayırdı.
Onu TNT’nin genel koordinatörü Saner Ayar izledi.
Aldığım bilgi Time Warner yöneticilerinin TNT Türkiye’nin yönetim kademesinde komple değişikliğe gideceği yönünde.

Nereden mi biliyorum bunu?
Time Warner’ın operasyon için Türkiye’ye gönderdiği yönetici kadının görüştüğü profesyonel televizyon yöneticilerinden.
Sadece yönetici değişikliği  olmayacak TNT’de, reklam  geliri giderini karşılamayan  programlar da gidici.
Amaçları zararı asgariye  indirmek çünkü.
‘Kurtlar Vadisi Pusu’, TNT’nin yayınladığı en pahalı diziydi.
Pana Film’le TNT arasındaki sözleşme 10 Haziran’da bitiyordu.
Yönetim, küçülme operasyonu kapsamında ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun sözleşmesini yenilememe kararı aldı.
TNT’nin reytinglerde sadece haftada bir gün esamesi okunuyordu. O da ‘Kurtlar Vadisi  Pusu’nun yayınlandığı perşembe akşamları.
‘Kurtlar Vadisi Pusu’yu çıkarınca TNT’den ne kalacak geriye?
Bu da demektir ki TNT yeni yayın döneminde dönecek  geldiği lige.

TURKISH MADONNA VE BİLFEN OSCARLARI MI?

‘Turkish Madonna’ dendiğinde kim gelir aklınıza?
90’lı yıllarda Yonca Evcimik, 2000’li yıllarda Hande Yener için bu tür benzetme yapanlar olmuştu, ama Hale Caneroğlu’na birilerinin ‘Turkish Madonna’ diyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti.
Diyetisyen Berrin Yiğit’in gerçek başarı hikayesini anlattığı ‘Yaşasın Zayıflıyorum’ adlı kitabında okudum ‘Turkish Madonna: Hale Caneroğlu’nu.
Diyetisyen Berrin Yiğit, porsiyon konusunda cimri, ama benzetme konusunda bayağı bonkör demek ki!
25’inci sayfadaki bu başlığı görünce ‘Yaşasın Zayıflıyorum’ benim için bitti.
Kitabı kapatıp, epostalarımı açtım, o da ne?
“Bilfen Oscarları sahiplerini  buluyor.”
Basın bültenini hazırlayan da, jüride görev yapanlar da arkadaşım ve meslektaşım, ama kimse kusura bakmasın, her şeyin suyunu çıkarmaya başladık.
Bilfen’in öğrencileri teşvik amacıyla yarışma düzenleyip, ödül vermesini alkışlıyorum, ama bunun ‘Bilfen Oscarları’ diye takdim edilmesini yanlış buluyorum.
İçinde ‘Oscar’ geçtiği için artmaz bir ödülün özgül ağırlığı.
Kamuoyu, ödülü hangi kurumun verdiğine, jüride kimlerin olduğuna ve ödülleri kimlerin aldığına bakar. Gördüklerini, duyduklarını ‘gönül terazisi’nde tartar ve verir bir karar.
Her içinde “Oscar” geçen ödüllerin özgül ağırlığı Akademi’nin verdikleri kadar olsaydı Hollywood Oscarları’nın kıymeti olmazdı.

 

FUTBOLDAN SOĞUDUM

 

Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan nahoş olayları, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun şike konusunda verdiği kararları sıcağı sıcağına yorumlayacaktım, ama yapmadım bunu.
Çünkü ‘futbol fanatizmi’nin vicdanları kör ettiği, insanların tuttukları takımları savunma uğruna rakiplerine küfür ve hakaret yağdırdığı bir dönemdeyiz.
Çağdaş dünyada ‘bir temaşa sanatı’ olarak kabul edilen futbolun bizde ne hale geldiği ortada.
Tablo yeterince kötüydü zaten.
3 Temmuz’dan bu yana üzerine atılan fırçalarla iyice çirkinleşen bir tablo var şimdi karşımızda.
Hiç de hak etmiyor bu çirkin tabloyu Türkiye.
Hesapta futbolda şiddeti önlemek için bir dizi kanun çıkardık, ama nafile.
Bu çirkin tabloya kan bulaşmadan, bu gidişe ‘dur’ diyecek bir otorite de yok ne yazık ki Türkiye’de.
Nasıl belediye temizlemeyince sokakları, herkese kendi evinin önünü temizlemek düşüyorsa, her vicdan sahibi, temizliğe kendi evinden başlamalı.
Bir Trabzonlu ve Trabzonspor taraftarı olarak ilk adımı kendi takımımın yöneticilerinden bekliyorum.
Çok fazla bir şey de istemiyorum sizden.
Hiç değilse bu ‘çirkin oyun’un bir parçası olmaktan vazgeçin, yeter…

GÜNÜN SÖZÜ

Biz çocukken, yollar bozuktu, musluklar bozuktu, ziller bozuktu,
paralar bozuktu, ama adamlar sağlamdı. Tabii sütler de!