MİLLİYET TELEVİZYON – 1 Eylül 2012 Cumartesi ALİCE
Moderatörlüğünü yaptığım tvem’deki “Magazin Meydanı”nda bu haftaki konuğumuz Nihat Doğan’dı…
Doğrusunu söylemek gerekirse, şimdiye kadar yaptığı açıklamalarla gündem oluşturan Nihat Doğan gibi bir konukla, keyifli ve eğlenceli bir program yapacağımızı tahmin ediyordum.
Baştan sona gergin bir canlı yayın olacağı Nihat Doğan’ın programa verdiği arada stüdyoyu terk edip gideceği aklımın ucundan geçmedi. Bildiğim kadarıyla Nihat Doğan’ın geçmişinde yok öyle bir eylemi…
Üstelik “kutsal topraklar”dan yeni döndü ve ayağının tozuyla bize geldi. Umre’den dönen bir insanın, dünyalık işlerden yana daha az hırslı olması beklenir çünkü…
Muhtelif zamanlarda canlı yayında dile getirdiğim prensipleri bir kez de burada yinelemekte yarar görüyorum.
“Magazin Meydanı”nın moderatörlüğünü kabul etme ve yapma sebebim belli:
Her hafta yorumcularımızla magazinde olup – biteni masaya yatırıp becerebildiğimiz ölçüde olaylar hakkında izleyicileri aydınlatmak…
Nihat Doğan
Her şeyin bir “ilk”i var!
Şov dünyasından konuk ettiğimiz ünlülerden bu olaylar hakkında yorum almak ve onunla keyifli bir sohbet yapmak…
14 program böyle geçti…
Ancak Nihat Doğan’lı 15’inci program, en azından kendi adıma arzu ettiğim gibi keyifli geçmedi.
Üstelik ilk kez bir konuğumuz canlı yayını terk etti.
Baktım yorumcularımızdan Yaşar Çakmak’la Nihat Doğan arasındaki tartışma, dönüştü inatlaşmaya…
Ortamı yatıştırma adına kısa bir ara verdim programa.
Nihat Doğan, “Ben gidiyorum” dedi ve gitti.
Başka bir moderatör olsa belki peşinden gider, “Yapma, etme” diyerek Nihat Doğan’ı ikna etmeye çalışırdı.
Ben yapmadım bunu…
Çünkü hayat, gidene “dur” dememeyi öğretti bana…
Eleştiriye tahammül sanatı
Nihat Doğan’ın kendince haklı sebepleri olabilir, eminim kızgınlığı geçince o da yaptığından pişman olmuştur.
Canlı yayından sonra aradım kendisini.
Yorumcularımızdan Arzu Çağlan ve Yaşar Çakmak’ın kendisiyle ilgili saptamalarına bozulduğu için böyle bir karar aldığını söyledi. İzleyenler bilir, Davut Güloğlu konuk olduğunda da benzer bir fikir ayrılığı yaşandı aramızda.
Ama Davut Güloğlu, Nihat Doğan gibi terk etmedi stüdyoyu. Maalesef her ünlünün eleştiriye ve karşı görüşe tahammül sınırı aynı değil. Ayıbı yok bu işin…
Gerektiğinde insan, öfke kontrol terapisi görmeli…
“Evet, o sözlere çalışıyorum”
Nihat Doğan, “Sadece taklidimi yapmadı, benimle alay etti” diyerek mahkemeden yasak getirdiği İsmail Baki konusunu açmamıza mı bozuldu?
Canlı yayında bunun gerekçelerini açıklayabilirdi.
Akşam’a verdiği söyleşide, “Başbakan’ı artık sevmiyorum” demediğini, sözlerinin çarpıtıldığını söylediği gibi Yaşar’ın (Çakmak) “Sen eskiden böyle değildin. Seda Sayan’dan ayrıldıktan sonra çok asabileştin” saptamasının doğru olmadığını sakin sakin anlatabilirdi. Yaşar Çakmak’ın bir dönem İbrahim Tatlıses’le de tartıştığını hatırlatması Doğan’ın zaten laçka olan sinirlerini iyice gerdi.
Nihat Doğan, “Senin 40 konserin iptal olsun bakalım, sakin durabilir misin?” dedikten sonra gitti. Bir saate yakın canlı yayında bizimle birlikte olan Nihat Doğan’dan en azından bir konuda samimi itiraf alabildik.
Nihat Doğan kadar, özlü sözleri de ünlü…
Nihat Doğan, o sözleri çalışıp mı söylüyor yoksa her şey spontane mi gelişiyor?
Yanıtını çok merak ettiğim bir soruydu bu.
Nihat Doğan, o sözlerin çoğunun çalışılmış sözler olduğunu ilk kez söyledi.
Yalçın Çakır
Yalçın Çakır’dan ‘Gerçek Gündem’
Yıllardır yaptığı programlarla Flash TV’nin en tanınan ekran yüzü olan Yalçın Çakır, reality şov defterini kapattı.
Çakır, 3 Eylül’den itibaren 07.00 – 10.00 saatleri arasında “Gerçek Gündem” adlı yeni bir haber programla çıkacak Flash TV izleyicilerinin karşısına.
Çakır’ın, RTÜK yüzünden bu defteri kapattığını iddia edenler oldu. Hafta içinde yeni programı için benimle söyleşi yapan Çakır’a sordum, bu iddianın doğru olmadığını söyledi.
Çakır, “Reality şovlar yüzünden psikolojim bozuldu. O yüzden asıl işim olan haberciliğe döndüm” dedi… Piyerloti’de gerçekleştirdiğimiz söyleşi bitti, Turquhouse’da çay içip sohbet ederken Çakır’ın telefonu çaldı. Arayan kişi, Çakır’ın yaptığı reality şovda ele aldıkları kayıp gencin, babasının intihar ettiği haberini verdi…
Çakır, “Anlatmaya çalıştığım şey, tam da bu… Memlekette o kadar çok sorunu olan insan var ki? Reality şov yaptığınızda bütün dertler gelip buluyor ve zamanla da sarmalına alıyor sizi. Ya ben o programı bitirecektim ya da ben bitecektim. O yüzden reality şovu bitirmeyi tercih ettim” diye konuştu.
Önce hamsi, sonra mırra
“Hamsi ile karnımızı doyurup ardından mırra içeceğiz.”
İzmir’in şirin ilçesi Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu yıl 1 – 6 Eylül tarihleri arasında “Barış” temasıyla yapılacak “Kültürler Buluşması” için sarfetti bu sözü…
Karadeniz’in simgesi hamsiyle, Doğu ve Güneydoğu’ya özgü “mırra”nın Seferihisar’da aynı menüde buluşmasının simgesel bir önemi var çünkü… Nedir o peki?
İşte Tunç Soyer’in bu konuda söyledikleri:
“Bu etkinlikle amacımız, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelip Seferihisar’a yerleşen farklı kültürlere sahip insanların birbirlerini tanımaları ve kaynaşmalarını sağlamak. Farklılıklardan yola çıkarak benzerlikleri bulmak, bir arada yaşamanın zenginliğini keşfetmek ve toplumsal barışa katkı sağlamak.
Türkiye’nin barışa ihtiyacı var. Bu nedenle etkinliği 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde başlatıyoruz. Şu sıralarda Türkiye’de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey barıştır. Seferihisar’danTürkiye’ye bunun gerçekleşebileceği mesajını vermek istiyoruz. Farklılıklar zenginliklerimizdir. O yüzden hamsi ile karnımızı doyurup mırra içeceğiz.”
B. Sami Gökdemir
Damlanın sesi tiz mi, pes mi?
Kendini, “Radyo&TV programcısı, sunucu, yazar, şiir okur, seslendirme yapar, Düş İşleri Bakanı ve 1 kitap babası” olarak tanımlayan Bilal Sami Gökdemir, şöyle bir soru yöneltti Reyhan Karaca’ya Twitter’da:
“Bir roman edite ediyorum. Bir ifadeye takıldım. Suyun ‘tıp tıp tıp’ damlama sesi pes midir, tiz midir?”
Reyhan Karaca’nın bu soruya vereceği yanıtı eminim siz de benim kadar merak etmişsinizdir.
İşte Karaca’nın yanıtı:
“Tıp’a göre değişir, genelde pes’tir.”
Önder Açıkbaş
Açıkbaş, tv8’de tipleme yapacak
Geride bıraktığımız yayın döneminde Okan Bayülgen’in programlarında sıkça konuk olarak tv8 ekranına çıkan Önder Açıkbaş, artık kanalın sanatçısı oldu.
Açıkbaş, yeni yayın döneminde her hafta cumartesi akşamı kılıktan kılığa girecek tv8’de…
Açıkbaş, bir zamanlar Ata Demirer’in yaptığına benzer bir program yapacak ve girdiği tiplerle tv8 izleyicilerine keyifli bir cumartesi akşamı yaşatmaya çalışacak.