MİLLİYET CADDE – 28 Ağustos 2012 Salı ALİCE
Meltem Cumbul’u aşağılayacağına, “Şükürler olsun böyle bir gelinim oldu” diye bayram et. O da yetmez. Birkaç tane koyun kes, dağıt fakir fukaraya. Ya da iki elinin arasına alıp, başını bir düşün, “Bu oğlan kime çekti?” diye.
Töre, ‘servet avcılığı’ ve ‘oturma izni’ gibi harici sebepler yoksa niye evlenir insanlar? Birbirlerini sevdikleri için. Birbirlerini sevip, evlenen iki insan hakkında niye yorum yapar ‘üçüncü sahıslar’, oldum olası anlayabilmiş değilim.
Kimi yaş farkına takar, kimi gelinle damadın birbirine yakışıp yakışmadıklarını diline dolar, kimi de evliliğin asıl amacını ortaya çıkarmanın peşine düşer.
İsteyen istediğiyle evlenir, kime ne? İki tarafın da birinci derece yakınlarının nikahtan önce fikirlerini özgürce beyan etme hakları olmalı, ama evlilik gerçekleştikten sonra onlar da susmalı.
Son olaydaki gibi Meltem Cumbul’la Alican Özbaş, nikah masasından kalkar kalkmaz baba Erol Özbaş, başladı salvoya.
Babanın açıklamalarını, “Hangi anne baba ister oğlunun, kendisinden 13 yaş büyük bir kadınla evlenmesini” diyerek destekleyenler olabilir.
Aman ha.
Bu olayda yanlış taraftasınız.
Neden mi? Dön de bir bak kendine “Dinime küfreden bari Müslüman olsa” derler ya, aynen öyle bir durum var ortada.
Oğlunun Meltem Cumbul’la evlenmesini, “Benim oğlan herhalde annesini çok özledi. Alican, evlilik kararını kimseye danışmadan Meltem’le beraber almış. Meltem Cumbul’a saygım sonsuzdur, gayet cici hanımefendi ama öğrendiğim kadarıyla daha çok çıtır gençlerle ilgileniyormuş” diyerek eleştiren baba Erol Özbaş var ya, kiminle aşk yaşamış vakt-i zamanında? Ajda Pekkan’la.
‘Süperstar’ kaç yaşında? 66.
Erol Özbaş’ın yaşı kaç? 54.
Demek ki aşk yaşadıklarında 12 yaş fark vardı aralarında.
Kendisinden 12 yaş büyük Ajda Pekkan’la aşk yaşamaktan çekinmeyen adam, şimdi kalkmış 42 yaşındaki Meltem Cumbul’la evlendi diye eleştiriyor 29 yaşındaki oğlunu.
Hem de en mutlu gününde.
Meltem Cumbul’u aşağılayacağına, “Şükürler olsun böyle bir gelinim oldu” diye bayram et.
O da yetmez. Birkaç tane koyun kes, dağıt fakir fukaraya.
Ya da iki elinin arasına alıp, başını bir düşün, “Bu oğlan kime çekti?” diye.
Limon sıkma mutluluğa “Biliyorsunuz ben geçmişte imam nikahları kıyıyordum. Bizimki resmi yapıyor. İyi bir çocuk olduğu için kanunlara uyuyor. Ancak benim beğendiğim kadınlar, benim oğlumun evlendiği kadınlardan daha genç” diyorsun ya gururla, emin ol, kendi silüetin çıkacaktır karşına.
Armut dibine düşmüş be usta! Unutma ki her insan -er ya da geç- günahlarının bedelini öder bu dünyada.
Yeri gelmişken bir hatırlatma daha yapmak isterim bu konuda.
Erol Özbaş, Ajda Pekkan’la imam nikahı kıydıklarını açıklamıştı o zaman basın mensuplarına.
Kuşadası Cumhuriyet Savcılığı, haklarında soruşturma başlatınca da, dini nikah kıydıklarını inkar edince düşmüştü o dava.
Hal böyleyken, “Oğlum da bana çekti, ama hiç değilse o benden daha dürüst. Yaptığı her şey resmi” diye gurur duyması gerekirken, kalkmış bir de limon sıkıyor mutluluklarına.
‘Bu evlilik uzun mu sürer yoksa Alican Özbaş’ın Merve Hasman’la yaptığı evlilik gibi kısa sürede mi biter’ bilemem.
Ama bildiğim bir şey var ki, ne ekerse onu biçiyor insan bu dünyada.
“Benim beğendiğim kadınlar, oğlumun evlendiği kadından daha genç” diye kendinle övünürken, “Öğrendiğim kadarıyla daha çok çıtır gençlerle ilgileniyormuş” diyerek Meltem Cumbul’la alay edeceksin.
Zenginsin diye bu dünya sadece sana güzel, öyle mi?
SAVCILARIN iMAJINI DiZiLER DEĞiL, SAVCILAR DÜZELTiR!
Pazar Sabah’ın portre yazarı Ferhat Ünlü, Ay Yapım’ın atv için çektiği ‘Karadayı’da Kenan İmirzalıoğlu’nun aşık olacağı savcıyı canlandıracak Bergüzar Korel’e, müthiş bir misyon yükledi daha dizi başlamadan. İşte Ünlü’nün Bergüzar Korel’e yüklediği misyon:
“Korel’in yeni rolü, özel yetkili savcılıkların kimi uygulamalarından ötürü imajı yıpranan savcılık müessesesinin eski imajına kavuşmasına yardımcı olabilir.”
Sabah yazarlarının bile itiraf etme noktasına geldiği özel yetkili savcıların yıpranan imajını ne Bergüzar Korel’in canlandıracağı savcı karakteri düzeltebilir ne de bu amaçla yapılacak diziler.0
‘Karadayı’nın senaristleri Bergüzar Korel’in canlandıracağı savcıyı ‘dünya iyisi’ gösterse ne olacak?
Sonuçta imajı belirleyenler, senaryoya uygun rol yapan oyuncular değil, ‘iddia makamı’nda oturan savcılar ve onların icraatlarıdır.
Savcılık müessesesinin imajını düzeltecek olan yine savcılardır.
Ne zaman ki özel yetkili savcılar, senaristlerin bile hayal gücünü zorlayacak iddianame tanzim etmekten vazgeçip delile göre hareket eder, o zaman her şey yoluna girer.
GÜNÜN SÖZÜ
Biz para ile adam olmadık, her parası olanı da adam yerine koymadık!