MİLLİYET TELEVİZYON – 15 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ  –  ALİCE

Bir sunucu ya da moderatörün karşısına birkaç konuk alarak belli konuları masaya yatırdığı o kadar çok program var ki ekranlarda…
Birkaç sebebi var bunun…
Birincisi maliyeti en düşük program türüdür bu…
image-2İkincisi taraflar arasında yaşanacak söz düellosundan sosyal medyaya çıkacak malzeme beraberinde bedavadan PR kazandırır o programa ve kanala…
Tartışacak kişiler iyi seçilirse reyting de kazandırır bu tür programlar…
Moderatörler ve sunuculara canlı yayın öncesi çok iş düşmez. Çünkü konukları genellikle konuk koordinatörleri ayarlar. Çoğu programda kime ne sorulacağını sunucu değil, reji odasındakiler belirler.
Habertürk’teki ‘Öteki Gündem’ gibi bazı programlar istisna ama…
Bu tür programları sunanların işin doğası gereği, her yayından önce dersine iyi çalışması ve tartıştırdığı konuya hâkim olması gerekir, aksi takdirde kalır sınıfta…
Pelin Çift’i ‘Öteki Gündem’de izlemiş olanların mutlaka dikkatini çekmiştir, masaya yatırdığı konulara hâkimiyeti…

 

İki kişilik dev kadro!

PELİN ÇİFTBelli ki, reji odasından kulaklığına gelen ‘tüyo’larla dersine iyi çalışarak başarıyla götürüyor ‘Öteki Gündem’i…
Habertürk’ün sunucusuna ‘Öteki Gündem’de masaya yatıracakları konuları, kimlerle, nasıl belirlediklerini sordum.  Çift, “Programı HT Program Müdürü Ebru Yücel’le birlikte hazırladıklarını söyledi.
Çift, ‘Öteki Gündem’de ele alınacak konuyu ve bunu tartışacak insanları nasıl belirliyorsunuz?” soruma şu yanıtı verdi:
“Türk ve Osmanlı Tarihi, bilimsel keşifler, komplo teorileri veya dinler tarihi… Konu belirlendikten sonra, işlenecek mevzuyla alakalı kaynakları tarıyoruz. Belge ve arşiv çalışmaları yapan uzmanlar, önceliğimiz. İşlediğimiz konuyu sanat tarihi açısından da anlatabilecek isimleri tercih ediyoruz. Çünkü görsele de çok önem veriyoruz. Dönemin ruhunu anlamak için sanat tarihi; inanç, mimari yapı ve yaşam şekillerini gözler önüne seriyor. Hem güvenilir bir yazar hem de iyi bir hatipse aradığımız konuğu bulduk demektir.”

‘Konuk olacakmışım gibi’

Pelin Çift’ten öğrenmek istediklerimden biri de, birbirinden ilginç konuların masaya yatırıldığı canlı yayınlara nasıl hazırlandığıydı. İşte Çift’in bu konudaki yanıtı: “Sanki ben konuk olacakmışım gibi hazırlanıyorum. Ebru Yücel’le bu noktada paslaşarak ilerliyoruz. Önce konuya dair çıkmış kitap ve makaleleri gözden geçiriyorum, detaylı okuma yapacaklarımı seçiyorum. İlginç anekdotlar için internet taraması güzel sonuçlar verebiliyor.
Konuğun, konuya dair kitabı varsa en dikkatli okumayı o kaynak üzerinden yapıyorum.
Her kitabın tüm bölümlerini okumak gibi bir zorunluluğum yok. Bazen onlarca kitaptan ilgili bölümleri tarayıp notlar alıyorum. Bazen tek bir kitap, tüm konuyu kavramama yardımcı oluyor.”

image-3

Hitler ve Stalin’in zulmüne uğrayan Türkler

‘Öteki Gündem’in artık kemikleşmiş bir izleyici kitlesi olduğunu anlatan Çift, “İnsanlar, programımızın televizyonda önemli bir boşluğu doldurduğunu söylüyor ve nasıl çalıştığımı merak ediyor. O kadar ilginç konuyu nasıl bulduğumuzu soruyorlar. En büyük serzenişleri yayın saatimiz. ‘Bizi uykusuz bırakıyorsunuz’ diye sitem ediyorlar” dedi. “Şimdiye kadar istediği halde uzmanını bulamadığı için tartışmaya açamadığı konular var mı?” diye sorduğum Çift’in yanıtı şu oldu:
“2. Dünya Savaşı’nda Rusya’daki birçok soydaşımızın hem Hitler, hem Stalin zulmüne uğradığını biliyoruz. Bununla ilgili bir program yapmayı çok arzu ettim. Her yönüyle detaylandırabilecek uzman bulamadık. Bilimsel konularda yine zorlanabiliyoruz, çünkü uzman isimler çoğu zaman zor anlaşılır terminoloji kullanıyorlar. Hem anlaşılır hem hikâyelendiren konuk sayısı az.”

HER ŞEY YOLUNDA MI MERKEZ?

her-sey-yolunda-merkez-de-firar-var-4574472_o-e1371259804103Limon Yapım’ın çektiği bir dizi bu…
Yönetmeni de işinde başarılı bulduğum ve sevdiğim bir insan Taner Akvardar…
Bu dizide oynayan bir oyuncu, setin çalışma koşullarını anlattı, ağzım açık kaldı…
Anlatan sözüne itibar etmeyeceğim biri olsa derdim ki, abartıyor… Ama öyle biri değil karşımdaki…
“Şimdiye kadar çalıştığım setlerden en huzursuzu bu” dedi ve ekledi:
“Dizinin çekimleri Işık Üniversitesi’nin Şile’deki kampüsünde yapılıyor. Anadolu Yakası’ndan bir, Avrupa Yakası’ndan da bir servis götürüp  getiriyor bizi…
Dolaşmadığımız semt, mahalle kalmıyor eve gelinceye kadar. Hilafsız üç saatimiz yolda geçiyor… Sette çay, kahve servisi hak getire… Akşam üzeri seti olan da sabahın köründe geliyor sete, sabah çekimleri olan da… Bazen yemek olarak ekmek arası bir şeyler geliyor… Sinek bile çıkıyor sandviçlerin içinden… Sette çalışanlar arasında şeker hastası, guluten rahatsızlığı olan var mı? soran yok kimseye… Herkese standart bir yemek… Mülteci kamplarında dağıtılan kumanya, çıkan yemek bile bizim sete gelenlerden daha iyi.”
Umarım bu yazıdan sonra dizinin yapımcısı Hayri Aslan, “Bu bilgileri kim verdi?” diye araştırmak yerine, daha medeni, daha çağdaş bir ortam sağlar ‘Her Şey Yolunda Merkez’in çalışanlarına…

KARAYEL KARDEŞLER

fotoğraf-e1371258838707-1024x606Denizli’ye giderken Emre Karayel’in yanında Cenk Karayel’i gördüğümde kesin “Abi – kardeş bunlar” dedim.
Yanılmamışım…
Denizli’deki son günümüzde baktım Karayel Ailesi büyüdü.
Emre Karayel, “Ağabeyim ve yeğenim” dedi.
Bir Emre (41) ile Cenk Karayel’e (39) baktım, bir ‘Ağabey’lerine…
Emre ile Cenk Karayel tamam da, Denizli’de ortağı olduğu Odak Tıp Merkezi’nde kadın doğum uzmanı olarak çalışan 47 yaşındaki Murat Karayel ‘Iııhh’…
14 yaşındaki oğlu Ata Okyar, ‘hık’ demiş düşmüş sanki babasının burnundan, ama Emre’yle Cenk hiç benzemiyor ağabeylerine…
Karayel kardeşlerin tek ortak yanı, üçü de koyu Fenerli!

YENİ BİR EKİPLE ÇEKİLECEK Mİ?

Bir dönem Cine 5’te yayınlanan ve üç kadının dünyasını yansıtan ‘Kadınları Anlama Kılavuzu’nun yeniden ekranlara dönmesi söz konusu… Çünkü ANC Film Tarık Coşkun, Funda Çetin’in başında olduğu yeni bir senaryo ekibi ve yeni bir oyuncu kadrosuyla diziyi yeniden çekmek için televizyonlarla görüşmeye başladı. Bakalım Coşkun,  Cine 5’te Didem Balçın (Yerine Gülden Avşaroğlu gelmişti) Süeda Çil ve Ayça Işıldar’ın oynadığı erkeksiz diziyi, yeni kadrosuyla hayata  geçirebilecek mi?