Bir sanatçının en mutlu anında yapılan bu saygısızlık karşısında soğukkanlılığını koruyan Sükun Işıtan, olan biteni izledikten sonra, şöyle dedi:
“Aldığım eğitim nedeniyle analitik düşünen bir insanım. Bilim insanı Einstein’ı yeniden haklı çıkaran bir sanatçı grubuyla karşı karşıyayım. Önyargıları yıkmak, atomun çekirdeğini parçalamaktan gerçekten daha zormuş.”
Sosyal medyada hakkında yazılanları okuduktan sonra Sükun Işıtan’a ulaşıp, merak ettiklerimi sorup, yanıtlarını almak istedim.
Telefonla ulaştığım Sükun Işıtan’a, Tamer Karadağlı’ya teşekkür edince böyle bir tepki bekleyip beklemediğini sordum, yanıtı şu oldu:
“Şaşırdığımı söyleyemeyeceğim. Çünkü millet olarak övme ve yerme kültürümüzün olmadığını düşünüyorum. İnsanlara duygusal yaklaşıyoruz. Eğer bir insanı seviyorsak o bizim için kusursuz oluyor. Hoşlanmadığımız biri olunca yaptığı her şey bize batıyor. Ben diğer ödül alan sanatçılar gibi sahnede istediğim herkese teşekkür etme hakkına sahibim. Bunun için kimseden icazet almam, almayacağım da.
Devlet Tiyatroları’nın üç yılda gösterdiği büyük bir başarı var, bu gerçektir ve gerçek tektir. Bunu sağlayan da Tamer Karadağlı’nın Genel Müdürlüğü ve bu süreç içinde kurduğu ekibinin çalışmasıdır.”
Işıtan hakkında sosyal medyada yazılanlardan biri de şuydu:
“Hiçbir oyun yönetmeden yani liyakati olmadan okul arkadaşı Tamer Karadağlı’nın torpiliyle başrejisör yapıldı.”
Bu konuyu hatırlattığımda Işıtan şunları söyledi:
“ODTÜ Ekonomi’den sonra Bilkent’te burslu olarak tiyatro okudum. Devlet Tiyatrosu’nu kazanınca 4.5 yıl Diyarbakır’da görev yaptıktan sonra Ankara’ya geldim. Bilkent’te Tiyatro Eğitmenliği üzerine yaptığım yüksek lisansımı birincilikle tamamladım. Devlet Tiyatrosu’nun büyük usta ve yöneticileri Cüneyt Gökçer ile Lemi Bilgin’in öğrencisi ve asistanı oldum. 12 yıl Bilkent’te, üç yıl Hacettepe’de hocalık yaptım. Beş oyunun da reji asistanlığı ve yönetmen yardımcılığını yaptım. Erzurum’da Adalet Ağaoğlu’nun ‘Kozalar’ oyununu yönettim.
Değişen yönetmelikte ise başrejisör olabilmek için bir oyunda yönetmenlik ya da beş oyunda reji asistanlığı yeterli. Bu yönetmelik değişirken bu arkadaşlar neden ortalığı ayağa kaldırmamış?”
‘İşlerine gelmiyor’
Sosyal medyada Hacettepe Üniversitesi’nde hocalık yapan, Devlet Tiyatrosu sanatçılarını işten attıran kişi olarak lanse edilen Işıtan, bu konuda ise şunları söyledi:
“Bu arkadaşların sözleşmelerinin yenilenmemesinin Devlet Tiyatroları’yla alakası yok. Üniversite yönetiminin tasarrufundaki bir konu bu. Üniversite yönetiminden bize, sınavları kazanan öğrencilerin kimlerden ders aldığıyla ilgili çok sayıda şikayet geldiği iletildi. Üniversite yönetimiyle temas kurarlarsa onlar da öğrenir gerçeği, ama işlerine gelmiyor bu.”
GÜNÜN SÖZÜ “Bir insanın bilgisi yetse bile, onu taşıyacak erdemi yoksa, neyi kazanırsa kazansın, sonunda her şeyi yitirir.” (Konfüçyüs)

