MİLLİYET CADDE – 5 ŞUBAT 2013 SALI  –  ALİCE

‘Sosyal medya tosunları’, yargının er ya da geç yakalarına yapışacağını, yaptıkları hakaretlerin, attıkları iftiraların hesabını soracağını bilse, o ‘yiğitliğin’ binde birini gösteremez…

Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayıp, sanal alemde hakkında gerçekle uzak yakın alakası olmayan yazılar çıkanların yapacakları     sınırlı.
Yargıya başvurmak…
Yargı kişiyi haklı bulursa, o içeriğin kaldırılması mümkün…
Yargının da bir şey yapamadığı durumlar var ama…
O yayını yapan medya ağının Türkiye’de temsilciliği yoksa, kilitlenip kalıyor orada dava…
Çünkü yasal ve hukuki bir muhatap yok karşı     tarafta…
Bazı sosyal medya ağlarında bu kadar çok ‘tosun’ olmasının sebebi budur.
Yargının er ya da geç yakasına yapışacağını, yaptıkları hakaretlerin, attıkları iftiraların hesabını soracağını bilseler, o yiğitliğin binde birini gösteremezler…

İhtiyaçtan doğan meslek
2000’li yılların ortasında ‘internette içerik temizleyiciliği’, ‘geleceğin popüler mesleklerinden biri’ olarak gösterildiğinde buna burun kıvıranlar vardı.
Ama artık böyle bir meslek var hayatımızda…
Habertürk’ten Necdet Çalışkan, Türkiye’de kişi ve kuruluşların bir yıldan bu yana internette istemedikleri içerikleri para karşılığında kaldırttığını, en çok talebin de sevgililerinin çıplak     fotoğraflarını sildirmek     isteyenlerden geldiğini     haber yaptı.
Peki nasıl oluyor bu?
Türkiye’de temsilciliği olmadığı için yargının bir şey yapamadığı durumlarda ‘online itibar yönetimi’ şirketleri giriyor devreye.
Merkezi ABD’de olan, Türkiye’de şubesi bulunan şirket, müşteriden parayı alınca  adına ister hızlandırılmış hukuk, ister kısa devre hukuk, ister kendi hukukunu kendi tesis etme kaldıryor o içeriği.

Yayıncıların tavrı ilginç!
Google’dan her bir yazı veya fotoğraf, YouTube’dan video çıkarmanın link başına fiyatı 500-1.500 dolar arasında değişiyor.
Türkiye’de 10 sanatçıyla düzenli içerik çıkarma sözleşmelerinin bulunduğunu açıklayan Rubbit Genel Müdür Yardımcısı Emre Teker’in Televizyon Yayıncıları Derneği’ne dair söyledikleri de çok ilginç… İşte Teker’in söyledikleri:
“Telif hakları konusunda ABD’de Google’a direkt erişim panelimiz var. Türkiye’de Televizyon Yayıncıları Derneği’ne dört ay önce bir teklif sunduk. ‘Dizi izle, film izle’ gibi siteleri ABD üzerinden telif bildirimiyle direkt kapatalım dedik. Hâlâ cevap bekliyoruz.
Bu tarz telif haklarını ihlal eden siteleri 24 saat içinde tespit edip, 48 saat içinde kapatabiliyoruz. Bu işler için Kanada’da kendi sunucularımız var.”
Dernek yönetiminin böyle bir teklife dört     aydır yanıt vermemesi     düşündürücü.
Gel de şimdi merak etme dernek yönetiminin bu     konuda vereceği yanıtı?

BEYONCE KENDiNi AFFETTiRDi

39-half-timeObama’nın yemin töreninde ABD ulusal marşını playback söylediği için Amerikan medyasının bir hayli eleştirdiği Beyonce, pazar günü ‘San Francisco 49’s’ ile ‘Baltimore Ravens’ takımları arasındaki maçın devre arasında mini bir konser verdi.
Beyonce’un konserine dair bir yığın haber ve     fotoğraf vardı Amerikan medyasında…
Hepsi de söz birliği etmişçesine Obama’nın yemin töreninde ulusal marşı playback yaparak bir skandala imza atan Beyonce’nin, bu konserdeki     performansıyla kendisini affettirdiğini yazdı.

1964 YILININ iSTANBUL’U!

urltopkapidr9.jpgsinema kanallarından MGM Movies’de bir film izledim.
1964 yapımı bir Amerikan filmiydi bu…
Jules Dassin’in yönettiği Peter Ustinov, Melina Mercouri, Maximilian Schell, Robert Morley, Akim Tamiroff’un yanı sıra Türk oyuncular; Ege Ernart, Senih Orkan ve Danyal Topatan’ın rol aldığı ‘Topkapı’…
Kırkpınar yağlı güreş sahnelerinin dışındaki harici çekimlerin tamamı İstanbul’da yapılmış…
Tam 49 yıl öncesinin filmi, ama MGM Movies’de yayınlanan kopya öylesine temiz, renkleri öylesine canlıydı ki anlatamam…
Sanki yarım asır önce değil de HD teknolojisiyle daha yeni çekilmiş bir film gibiydi…
49 yıl öncesinin İstanbul ve Boğaz görüntüleri nefisti…
Topkapı Sarayı’nın çatısından yapılan çekimlerde Galata ve Unkapanı Köprüleri’nin eski hali var, ama Boğaziçi Köprüsü henüz yok ortalıkta…
İstanbul’un 49 yıl önceki görüntülerini, dönemin müzikleri eşliğinde seyretmek güzeldi.

GÜNÜN SÖZÜ
Pili bitmiş fotoğraf makinesi gibiyim, kimseyi çekemem!