MİLLİYET CADDE – 8 MART 2015 PAZAR – ALİCE
Bazı şeyler vardır, semboliktir… Onun manevi kazancı, getirdiği ya da getireceği maddiyatın çok üzerindedir…
Brezilya dizileriyle büyümüş bir kuşağın üyesi olarak ‘Binbir Gece’ dizisinin bu ülkede yayınlanacak olmasını acayip önemsedim…
‘Arkası yarın’ veya ‘Pembe dizi’ denince dünyada akla gelen ilk ülke olan Brezilya’da ilk defa bir Türk dizisi yayınlanacak…
“Tereciye tere satmak” denen şey, tam da budur!
Brezilya’da yayın yapan Band televizyonunun 90 bölüm olarak yayınlayacağı ‘Binbir Gece’ için ne kadar para ödediğini bilmiyorum ve bunu hiç, ama hiç önemsemiyorum.
Düne kadar dünyaya ‘Pembe dizi’ ihraç eden bir ülkenin, bir Türk dizisini yayınlaması, üzerine para bile verilecek bir şey çünkü.
Türk dizilerinin Ortadoğu ve Balkanlar’da ya da başka coğrafyalarda yayınlanıyor olması, iyi para etmesi, elbette ki önemli.
Şimdilik sadece ‘Binbir Gece’nin Brezilya’da yayınlanmaya başlaması demek, Türk dizilerinin bugüne kadar dış pazarda geldiği nokta kadar önemli… Çünkü Brezilya, çeyrek asırdır ‘Pembe dizi’nin anavatanı.
‘Binbir Gece’nin ilk bölümünü 9 Mart akşamı ekrana getirecek Band TV, internet sitesinde, ‘Şehrazat’ın oğlunun tedavisi için ‘Onur’un ahlaksız teklifine “Evet” mi yoksa “Hayır” mı demesi gerektiği konusunda bir anket düzenledi.
Son baktığımda “Evet” diyenlerin oranı yüzde 61’di.
İKİ KADINDAN BİRİNE ŞİDDET
100 kadından 41.9’u yaşamı boyunca en az bir kez fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.
Kırsal alanda yaşayan 100 kadından 14.1’i, kentte yaşayanların ise yüzde 13.5’i şiddetle karşılaşıyor.
Maddi durumu iyi olmayan 100 kadından 50’si yani iki kadından biri şiddet görürken, geliri yüksek kadınlarda bu oran yüzde 27.2…
Okuma yazma bilmeyen kadınların yüzde 43’ü hayatlarında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kalırken, bu oran yüksek öğretim gören kadınlarda yüzde 12’ye düşüyor. Kadınlar okudukça gördükleri şiddetin azaldığını sanmayın… Yüksek öğrenim gören kadınlar, karşılaştıkları şiddeti gizlediği için bu oran düşüyor…
Acı, ama gerçek bu…
Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan ‘Türkiye’de Uygulamacıların Gözüyle Psikolojik Danışmada Kültüre Duyarlı Olma’ kitabından bu bilgiler…
Uzman Psikolojik Danışman Fulya Kurter ve Prof. Dr. Jacqueline S. Mattis’in dikkat çektiği bir başka konu da şu:
“Kadına şiddetin yaygın olduğu Türkiye’de çoğu kadın, ‘1 – 2 tokat’ı
şiddetten saymıyor.”
Bir erkek olarak böyle bir ülkede yaşıyor olmaktan hicap duyduğumu vurguluyor, bütün kadınlarımızın gününü kutluyorum.
KIYMETİNİ BİLMEDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ
2 – 5 Mart tarihleri arasında Mobile World Congress / MWC 2015 için Barselona’daydım. Lenovo’nun davetlisi olarak Türkiye’den iki gazeteciydik. Barselona’da Lenovo’nun Romanya’dan davet ettiği iki, Polonya ve Yunanistan’dan da bir meslektaşımız vardı. Yunanistan’dan To Vima’da müzik eleştirmenliği yapan 34 yaşındaki Yorgos Nastos’a yemekte Türkiye’den tanıdığı şarkıcıları sordum.
İlk sözü, “Sezen Aksu number one” oldu… Yorgos, ardından da şu isimleri sıraladı:
“Ajda Pekkan, Tarkan, İbrahim Tatlıses, Mercan Dede ve Athena…”
Yunanlı bir gazetecinin öve öve bitiremediği Sezen Aksu, Ajda Pekkan gibi şarkıcılarımızı, biz Türkler’in değersizleştirmek için elimizden geleni yaptığımızı söyleyemedim Yorgos’a…
Ertesi gün bir başka gerçek çıktı karşıma…
Türkiye’den kaçırmak için bayağı uğraştığımız Fazıl Say’ın konseri var Barselona’da… Bir tane değil, üst üste dört konser hem de…
İSPANYA’NIN EN iYi FLAMENKO GÖSTERİSİ
Barselona’da Türkiye’den gelen VIP konuklara kişiye özel turlar düzenleyen bir Türk’le tanıştım. 10 yıldır İspanya’da yaşayan ve orada ‘Ola Spain’ adında bir tur şirketi kuran Pelin Akkuş, Sözcü’den Nilay Örnek’le beni çok özel yerlere götürdü. Önce Barselona’nın 35 km uzağındaki, başta Messi olmak üzere Barselonalı futbolcuların evlerinin olduğu sahil kasabası Sitges’i gezdik. Ardından Barselona’da demlikte çay keyfi yaptığımız Ankara doğumlu Semih Granados’un mekanı Gaudim’e, son olarak da flamenko gösterisine gittik. Palacio Del Flamenco, Türkçe web sitesi de olan bir gösteri yeri. İzlediğimiz gösteride iki erkeğin şovu muhteşemdi. Tek başına tango şov yapan erkeklerden birinin, her dönüşünde saçlarından etrafa saçılan terler, metrelerce uzaktan bile fark edilecek kadar yoğundu. Ayakta alkışladım bu gösteriyi…
