MİLLİYET CADDE – 15 ŞUBAT 2013 CUMA  –  ALİCE

İlk teknesini aldığında içini döşemek için çok heyecanlanan ancak aradığı tarzda bir şeyler bulamayan Pınar Altuğ, yat tekstili işine başladı. Altuğ’un henüz müşterisi yok ama yaptığı işe güveniyor, hedefi büyük.


Pınar Altuğ

Pınar Altuğ telefon açıp, “Tekne, yat tekstili işine başladım. Boat Show’da da markamı tanıtacağım” dediğinde şaşırmadım desem yalan olur.
O yüzden de “Hayırlı uğurlu olsun, Allah utandırmasın” dedikten sonra şu soruyu sordum Pınar Altuğ’a:
“Nereden geldi aklına bu iş?”
İşte bu soruya Pınar Altuğ’un verdiği yanıt:
“İlk teknemizi aldığımızda içini güzel döşemek için çok heyecanlanmıştım, ama istediğim tarzda bir şeyler pek bulamadım. Bulduklarımın da fiyatları oldukça yüksekti. Sonunda bir arkadaşım bana bu konuda yardım etti de teknemizi istediğim gibi döşeyebildim. Eşim de hızlı bot satmaya başlayıp denizle ilgili bir iş edinince, ben arayınca bulamadım, belki benim gibi başkaları da vardır, hem eşime destek olurum hem de kendi işimi yaparım diye düşündüm ve başladım. Çünkü birçok kişi havlularının, çarşaflarının, masa örtülerinin, hatta tabaklarının üzerinde bile teknelerinin isminin yazılmasından hoşlanıyor.”
Pınar Altuğ, şirketini çok yakın bir arkadaşıyla ortaklaşa ‘By Pinar Altug’ markasıyla marin tekstilinde iddialı bir konuma getirmek için kurdu, hedefi büyük. Marin tekstiliyle sınırlı kalmayacak By Pinar Altug’un hizmetleri.
İlk müşterisinin kim olduğunu sordum Pınar Altuğ’a. “Henüz müşterimiz olmadı, ama markamızı ilk kez tanıtacağımız Boat Show’dan sonra olacaktır. Çünkü her şeyden önce yaptığımız işe çok güveniyorum. Marka olma yolunda ilk adım bu, inşallah devamı da gelecek”  dedi.


Pınar Dilşeker

TAKI TiCARETiNi SEVDi
Pınar Altuğ gibi ticarete atılan bir yıldız daha var; Pınar Dilşeker.
O da Pınar Altuğ gibi insanların zevklerine hitap eden bir işe soyundu, ama onunkisi daha aşina olduğumuz bir alan.
Dilşeker, kardeşiyle ortaklaşa bujiteri ve aksesuar dükkanı açtı. Daha önce evde tasarlayıp, anlaştığı ustalara takılarını yaptırarak Hüner Coşkuner, Hatice, Of Aman Nalan ve İkbal Gürpınar gibi ünlüleri müşteri yapan Dilşeker’in de Altuğ gibi hedefi büyük.
Dilşeker’in hedefi, dört aydır Caddebostan’da faaliyet gösteren takı mağazasının İstanbul’un çeşitli semtlerinde şubelerini açmak.
Ünlülerin ticaret hayat sicili pek parlak değildir, o yüzden Pınar Altuğ’a ve Pınar Dilşeker’e ekstradan başarılar diliyorum giriştikleri yeni işlerde.

43 YIL ÖNCE ATILAN BUGÜNÜN MANŞETi
“İnsanları meşgul eden önemli konular:
Para, harp, pahalılık ve kadınların etek boyu.
Bu kış insanları düşündüren çok dert var:
Vietnam Savaşı, paranın değerini kaybetmesi, gençlik problemleri, pahalılık, geçim derdi ve bilhassa kadınların etek  boyu.”
www.gecmisgazete.com’dan aldığım 13 Şubat 1970 tarihli Günaydın gazetesindendi okuduğunuz bu satırlar.
Günaydın, Türkiye’de bir araştırma yapıp da ortaya koymamış bu tabloyu. Amerika’nın ünlü gazetelerinden New York Times’ın iki sayfa kullandığı haberi Türkçe’ye çevirip kullanmışlar.
43 yıl önce Amerikalıları meşgul eden şeylerle bugün bizleri meşgul eden şeyler arasındaki tek fark savaş.
43 yıl önce Amerikalıların derdi ‘Vietnam Savaşı’ydı, bizimse 30 yıldır derdimiz aynı: Terör. Üzerine Suriye’de yaşanan iç savaş da oldu tuz-biber.
THY’nin hostes kıyafetleriyle gündemimize yeniden giren etek boyu ve pahalılık gibi konulara girmiyorum bile.
43 yıl önce Amerikalıların gündemindeki şeylerin bugün bizim gündemimizde olması düşündürücü.

ÇOCUKLAR GÜLSÜN DiYE
Gülben Ergen, ‘Çocuklar Gülsün Diye’ projesi kapsamında şimdiye kadar 12 anaokulu yaptırdı. Son anaokulunu Manisa’da açan ÇGD ekibi, Çanakkale Eceabat’ta yapılacak 13’üncü anaokulu için çalışmalara başladı. Gülben Ergen ve ÇGD üyeleri cuma günü atacaklar Eceabat’ta yapılacak okulun temelini. Siz de Eceabat’ta yapılacak anaokuluna 5 TL’lik mini bir katkı sağlamak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey CGD yazıp Turkcell abonesiyseniz 1234’e, Vodafone ve Avea abonesiyseniz 2345’e mesaj göndermek.

GÜNÜN SÖZÜ
Bana atacak bu kadar çamuru nereden buluyor diyordum, bir süre sonra anladım ki kendinden dökülen parçalarmış!