MİLLİYET CADDE – 19 Ekim 2012 Cuma  ALİCE

Majör kanalların reytinglerinde ciddi düşüş, gün birincisi olan çoğu dizide bile reyting kaybı var. Nasıl ki bütün renkler aynı anda kirlenmeye başladığı halde birinciliği beyaz alıyorsa, azalan reytingler her diziyi etkiliyor, ama ‘yeni’lerin aldığı darbe ölümcül oluyor…

Yeni reyting şirketi TNS’nin, Türkiye’nin yeni SES tanımını baz alarak 2 bin hanede yaptığı ilk haftalık reyting tablolarını inceledikten sonra, “Bu reytinglerle dizilerin çoğu gider” diye yazmıştım.
“Perşembenin gelişini çarşambadan değil, pazartesiden haber veriyorum” dediğimde takvim yaprakları 28 Eylül 2012’yi gösteriyordu.
Aradan bir ay bile geçmeden söylediğim çıktı.
Birer birer veda etmeye başladı diziler.
“Her yeni yayın döneminde böyle olur zaten, yeni dizilerin yarısı tutmaz, gider” diyenler olabilir.
Doğrudur ama bu kez durum biraz farklı.

Dizilerden kaçış mı var?
Yılbaşına kadar bir o kadar dizi daha ekrana veda eder.
Düne kadar, “Bize bir şey olmaz” diyenler bile panikteler.
Çünkü majör kanalların reytinglerinde ciddi düşüş, gün birincisi olan çoğu dizide bile reyting kaybı var.
Nasıl ki bütün renkler aynı anda kirlenmeye başladığı halde birinciliği beyaz alıyorsa, azalan reytingler her diziyi etkiliyor, ama ‘yeni’lerin aldığı darbe ölümcül oluyor.
Geçenlerde yazdım, bir kez daha yinelemekte yarar görüyorum, çok yakında daha da azalacak. Neden mi?
Açıklayayım nedenini.
RTÜK’ün Reyting Denetleme Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, eskiden olduğu gibi sadece 20 bin ve üzeri nüfusa sahip yerleşim alanlarında yapılmayacak reyting ölçümü.
Büyükşehir, il, ilçe, kasaba, köy ve mezra ayrımı olmadan Türkiye’nin her yerinden insanlar dahil olacak reyting sistemine.

Denekleri ANAR bulacak
TİAK’ın açtığı ihaleyi kazanan ANAR, saha araştırmasını tamamladıktan sonra people meeter takılacak evleri belirleyecek, TNS de o evlerden reyting ölçümü yapacak.
Büyükşehirlerde yaşayanlarla beldeler, köyler ya da mezralarda yaşayanların izledikleri kanalların ve tercih ettikleri programların aynı olacağını söylemek için ya öngörü özürlü olmanız lazım ya da ben ısrarla “Star Acun Ilıcalı’yı transfer etmekle iyi iş yaptı” derken ısrarla “Acun Ilıcalı, Star’da tutmaz” diyen ‘karavanacı’lardan.
Yarın ortaya çıkacak verilerin bugünkülerden farklı olacağını, reytingleri yönlendirenlerin daha mutaassıp, gelenekçi ve muhafazakâr insanlardan oluşacağını kestirmek hiç de zor olmasa gerek.
Seda Sayan gibi “İnanmayın bacım. SBT’de 18’inci oluyorum, TNS’de ilk 100’de yokum. Bu nasıl iş?” diyerek yeni reyting şirketinin verilerine inanmayanlardan değilim.
Bu SES yapısının Türkiye gerçeğinin gerçek insan profilini birebir yansıtıp yansıtmadığını bilemem.
Ancak TNS’nin Türkiye’nin yeni SES profilini yansıtan hilesiz, hurdasız, sağlıklı veriler ürettiği kanaatindeyim.
Bir öngörüm daha var reytinglerle ilgili.
Bu reytinglerin ve bu reklam fiyatlarıyla bölüm fiyatları  400-500 bin TL üzerinde olan dizileri beslemesi imkansız.
Kanalların reklam fiyatlarını yükseltme şansları yok.
Bir seçenek kalıyor geriye, maliyeti düşük dizilere    yönelmek.

SBT’YE GÖRE DiZi ÇEKTiM, AMA SiZ TNS’YE GEÇTiNiZ!

Reyting ölçümünü yapan şirketin ve ölçüm yapılan hanelerin değişmesiyle kartların yeniden nasıl dağıldığına, o yüzden de yapılan hesapların nasıl bozulduğuna dair ‘şehir efsanesi’ kıvamında bir örnek.
Star’da yapılan toplantıdan sonra önce Star koridorlarına, ardından da televizyon dünyasına dağılan söylenti şu:
Mahsun Kırmızıgül’ün senaryosunu yazdığı Murat Ünalmış, Ceren Hindistan, Sinan Tuzcu, Serdar Gökhan, Fatma Girik, Taner Barlas ve Itır Esen gibi isimlerin oynadığı ‘Babalar ve Evlatlar’ın ilk bölümü çok düşük reyting aldı.
Bunun üzerine Star yöneticileri, Mahsun Kırmızıgül ve ortağı Murat Tokat’la bir durum değerlendirme toplantısı yaptı.
Star yöneticilerinden biri Mahsun’a sordu:
“Sen bu işleri bilen adamsın, nasıl oldu bu? Tutmadı dizi.”
Bu soruya Mahsun’un verdiği yanıt şu oldu:
“Bu diziyi SBT’ye göre yaptım. Nereden bilebilirdim SBT’yi bırakıp, TNS’ye geçeceğinizi?”
Mahsun gerçekten böyle dedi mi, yoksa söyledikleri evrile evrile bu hale mi geldi bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum, reyting sistemindeki değişim ve dönüşüm nedeniyle televizyon dünyasında yaşanan şokları çok iyi anlatan esprili bir saptama bu.

YORUMSUZ İKİ TWEET
Ekin Olcayto: E yuh! Sen al Notting Hill’de mevsimler geçme sahnesini birebir Muhteşem Yüzyıl’a koy. Ayıp yahu! Fikir apartmanın da bir sınırı olmalı.
Abdulkerim Hancar: Ali Ağaoğlu’nun reklam filmi çalıntı. i.imgur.com/RW3CG.gif

GÜNÜN SÖZÜ
Hayatta duyulabilecek en güzel söz, “Seni seviyorum” değil, “Kistiniz iyi huylu çıktı”dır. (Woody Allen)