MİLLİYET – 9 MAYIS 2014 CUMA – ALİCE
İki gündür Londra’dayım. Londra seferlerine başlayan Atlasjet, bu hizmetin tanıtımı amacıyla bir “basın gezisi” düzenledi. O yüzden bir grup basın mensubuyla birlikte geldik İngiltere’ye.
Bu haber de İngiliz medyasından.
Aslında Mısır televizyonunun ortaya attığı iddiayı haber yapmışlar.
Mevzu enteresan ve bir açıdan da çok tanıdık…
Olay şu:
Al-Tahrir TV, “Arap Baharı”nın ve Suriye’deki iç savaşın arkasında Amerika’nın gizli servisi CIA’nın olduğunu iddia eden bir haber yaptı.
“Neresi enteresan bunun? Arap dünyasında Amerika’nın haberi ve izni olmadan yaprak kıpırdamaz. Bu iddianın doğruluk payı çok yüksek o açıdan” diye düşündüğünüzden adım gibi eminim ve haklısınız.
Bu iddiaya kaynak olarak gösterilen şey ilginç olan…
Televizyon kanalının bu iddiaya dayanak olarak gösterdiği şey bir çizgi film…
Hem de bildiğimiz “Simpsonlar”…
25 Şubat 2001 tarihinde “Simpsonlar”ın 12’nci sezonunun 14’üncü bölümü “New Kids on the Blecch” adıyla yayınlanmış FOX’ta…
Senaryosunu Tim Long’un yazdığı o bölümde, Arap kıyafetli canlı bombalar, uçaklardan Suriye’ye atılan füzeler ve bir kamyonetin üzerinde Suriye’nin resmi bayrağının değil de Suriyeli muhaliflerin bayrağının olması, Mısır televizyonuna göre CIA’nın bu işi 13 yıl öncesinden nasıl planladığının kanıtı.
Haberi yayınlayan televizyonun kadın spikerinin sarf ettiği son cümle de şu:
“Simpsonlar’da bu sahneler yayınlandığı tarihte Suriye’de ne isyancı muhalifler vardı ne de onların bayrağı. ‘Arap Baharı’nın ve Suriye’deki iç savaşın arkasında kimin olduğuna dair bundan daha iyi bir kanıt olabilir mi?”
İddia bu, kanıtı bu…
İnanıp inanmamak size kalmış bir mevzu…
Gelin şimdi hafızalarımızı tazeleyelim.
Gezi’den sonra bu işin arkasında kimlerin olduğuna, planının nasıl yapıldığına dair yazılanları, konuşulanları hatırlayalım:
“Memet Ali Alabora’nın ‘Mi Minör’ adlı tiyatro oyunu Gezi’nin provası çıktı.”
“Gezi’nin ardındaki örgüt; Otpor.”
Demek ki sadece bize özgü değilmiş “komplo senaryosu”…
İnsanoğlu seviyor böyle şeyleri…
TOST MAKİNESİNDE ISITILAN KRUVASAN
Siz hiç tost makinesinde ısıtılmış kruvasan yediniz mi?
Ben yedim…
Nerede mi?
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki Caffe Nero’da…
Garsona dedim ki, “Abisi bu kruvasan denen şeyin özelliği kabarmış, puf gibi yumuşacık olması… O yüzden her yerde mikrodalgada ısıtıp servis ederler bunu… Başta portakal olmak üzere hiçbir meyve suyunuzun olmamasını anladık, mikrodalganız da mı yok?”
Garsonun yanıtı, olayın kendisi kadar ilginçti:
“Abi, mikrodalga var ama vardiya şefimiz tost makinesinde ısıtmayı tercih edi-
yor kruvasanı.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Erkek ya da kadın: ikisinin de bildikleri doğrudur; ama kadının tahmin ettiği her şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur” (Bob Marley)