MİLLİYET – 24 MART 2014 PAZARTESİ  –  ALİCE

Kayserispor, sahasındaki Bursaspor maçındaki kötü tezahürat nedeniyle 1 maç seyircisiz oynama cezası aldı.
Bursaspor da öyle… Yeşil beyazlı taraftarlar kulübün aldığı 1 maç ceza nedeniyle Bursaspor – Konyaspor maçını stadyumdan izleyemedi.
Gaziantepspor, Torku Konyaspor maçındaki çirkin ve kötü tezahürattan aldığı 1 maç seyircisiz oynama cezası nedeniyle bu akşam Fenerbahçe karşısına seyircisiz çıkacak.
Trabzonspor’un durumu malum:
Taraftarlar, kupa beklerken bir de maçlardan oldu.
Fenerbahçe maçındaki olaylar nedeniyle Trabzonspor, sahasındaki tam 6 maçı seyircisiz oynama cezası aldı.
YSK, birçok televizyon programına “Seçim Yasakları”nı ihlalden “yayın durdurma cezası” verdi…
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikeart dergisinin düzenlediği “Sinemada Kadın ve Psikiyatri” sempozyumunda “Nymphomaniac” filminin konuşulmasını, tartışılmasını hatta gündeme bile alınmasını yasakladı.
Son bomba hepimizin malumu; Twitter’a yasak geldi.
Ne bu yasaklar bizim için yeni ne de cezalar…
1980 askeri darbesinden sonra da bir dizi yasakla tanışmıştı Türkiye…
O zamanlar bu tür yasakları “ti”ye alan oyunlar, filmler yapılırdı.
Örneğin Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın “Yasaklar” oyunu… Aylarca kapalı gişe oynardı.
Askeri rejimin gölgesinde bile yasakları eleştiren oyunlar, filmler yapılırken bugün yapılmıyor.
Birincisi korkudan olabilir, ikincisi de şundan:
O yıllarda internet ve sosyal medya yoktu.
İnsanların gerilen zembereğini eleştirel tiyatrolar ve filmler boşaltıyordu.
Günümüzde ise sosyal medya sayesinde anında reaksiyonunu gösteriyor.
Yasağın ardından ayarlarını değiştirip Twitter’a girenlerin yaptıkları mizaha bakın, her biri bir oyun, bir film kadar olmasa bile, en azından milletin gazını anında alacak kadar türden…
Yarına birikmiş gaz bırakmıyorlar…
Ama şu da bir gerçek ki tiyatro oyunları ve filmler gibi kalıcı değil hiçbiri…
Fast food tüketim hepsi…

PURO CAFE’Sİ

İki gündür Nürnberg’deyimTRT 1’de yayınlanan “Seksenler” dizisinin Almanya çekimleri var Nürnberg’de“Seksenler” ekibinin Almanya serüvenini bu haftaki Milliyet TV’de okurlarla paylaşacağım. “Seksenler”in kamera arkasından önce Nürnberg’de gördüklerime gelince:
Değil kapalı, artık birçok açık alanda bile sigara içmenin yasak olduğu Avrupa’nın göbeğinde sadece puro içmek için gidilen bir cafe olduğunu söylesem inandırıcı gelir mi size?
İster inanın, ister inanmayın, ama kaldığımız otelin yan tarafında böyle bir yer var. Casa del Puro adlı mekân bildiğiniz cafeFree shop’lardaki gibi özel bir bölümde saklanan purolardan istediğinizi alıp, oturuyorsunuz beğendiğiniz bir masaya… Dükkânın sadece puro ruhsatı olduğu için ayrıca alkol satmıyorlar. Çay ve kahve türleri var, ama onları da parayla satamıyorlar, “şirket ikramı” olarak takdim edip, bahşiş vermenizi bekliyorlar.
Adamlar öyle bir havalandırma yapmışlar ki, içeride onca puro içen insana rağmen duman kaplamıyor her yanı…

NÜRNBERG’DE 5 TÜRK FİLMİ

Bizim Nürnberg’de geçirdiğimiz ilk iki gün, “19. Türk  Alman Film Festivali”nin son iki gününe denk geldi.
Casa del Puro’nun girişinde görüp aldığım ve incelediğim şehir rehberinde dört sayfa yer vardı “10. Film Festival Türkei/Deutschland”a dair.
Festivalde gösterilen 9 filmden 5’i Türk, 4’ün Alman… “Benim Dünyam”, “Yozgat Blues”, “Meryem”, “Eve Dönüş  Sarıkamış 1915” ve “Acı”nın gösterildiği festivalin kapanış töreni için Türkiye’den Fatma Girik, Halil Ergün, Bennu Yıldırımlar, Ruhi Sarı ve Nazan Kesal gibi oyuncular da vardı Nürnberg’de…
Festivalin programına baktım, Türk ve Alman filmlerinin çoğu iki, bir kısmı bir kez gösterilirken başrollerini Uğur Yücel’le Beren Saat’in oynadığı “Benim Dünyam”a ayrıcalık tanınmış ve üç kez gösterilmiş.
Festivalde bir de Yılmaz Güney filmi gösterildi, o da 1971 yapımı “Acı”.

GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür.” (Pablo Neruda)