MİLLİYET – 10 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA – ALİCE
Türk sinemasının 100. yılı bu sene… Bir asırda sektör olamamış Türk sinemasının adına yakışır kutlama ya da kutlamalar yapması müm-kün mü?
İmkânsız değil ama zor…
Hatırlarsanız, TÜRSAK Vakfı Beyoğlu Belediyesi’yle “Yeşilçam Ödülleri” dağıtıyordu.
Oscar havasında başlayan bu ödüllerin ömrü uzun olmadı.
Sinemanın meslek örgütleri, “Yeşilçam’ın sahibi biziz. Bu ödülleri biz dağıtmalıyız” deyince TÜRSAK ve Beyoğlu Belediyesi aradan çıkınca “Yeşilçam Ödülleri” tarih oldu.
Çünkü aralarındaki rekabet nedeniyle ikinci kez yapamadılar bu organizasyonu.
Her insan, her işi yapmaya soyunabilir ama başarılı olmanın formülü belli:
En iyi bildiği işi yapacak her insan.
Türk sinemasının 100. yılına yakışır bir organizasyon ne yönetmenlerin, ne senaristlerin ne de oyuncuların işi…
Organizasyonu bu işin altından kalkabilecek özel bir şirket yapmalı, sinemanın meslek örgütleri de “beyin takımı” olarak işin içinde olmalı.
Önceki akşama kadar “Türk Sineması’nın 100. Yılı”, “Yeşilçam’ın 100. Yılı”, “Sinemada 100 Yıl” gibi bir dizi isim hakkının özel bir şirkete ait olduğunu bilmiyordum.
100 yılın “En İyi”leri
Yapımcı ve yönetmen Ali Avcı, sahibi olduğu Evrensel Medya adına bu isimlerin patentini çoktan aldı ve 14 Kasım 2014’te Haliç Kongre Merkezi’nde 100 yılda Türk sinemasının “En”lerinin ödüllendirileceği organizasyon
için adeta sona yaklaştı.
Avcı, 100. yıl nedeniyle yapacaklarını şöyle özetledi:
“Marka tescillerini iki yıl önce yaptık ve çalışmalara başladık. Türk sineması için ‘Türk Sineması’nda Kadın’, ‘Türk Sineması’nda İstanbul’, ‘Film Müzikleri’ gibi farklı alanlarda 7 belgesel hazırlıyoruz. Agah Özgüç’ün hazırladığı bir yayını Türk Sineması Ansiklopedisi olarak çıkaracağız. Film afişlerinin kataloğunu yayınlayacağız. Filmlerdeki efsane kostümleri bir defileyle tanıtacağız. Türk sineması 100 yılda 7 bin civarında film çekti. 12 kişilik izleme komitesi kurduk. Onlar her branşta filmleri 10’a, ünlülerden oluşan 500 kişilik jüri de 3’e indirecek. Her branşta birincileri ise halk seçecek ve ödüller 14 Kasım’da sahiplerini bulacak. Türk sinemasının ‘en’lerini seçip, ödüllendireceğiz. Aramızdan ayrılan sanatçıların ödülünü, vârislerine değil, hologramla sahnede canlandırıp, kendilerine vereceğiz. Davetlileri kırmızı halıda, kaybettiğimiz sanatçıların balmumu heykelleri karşılayacak.”
Film-San Vakfı Başkanı Ferdi Merter, Popsav Başkanı Baha Boduroğlu, yönetmenler Temel Gürsu, Ümit Efekan, Hüdaverdi Yavuz ve oyuncu Selda Alkor’un da bulunduğu “Organizasyon Komitesi”ne beni de davet etti Avcı.
SODER’den ÇASOD’a sinemanın meslek örgütleri de dahil olursa, ben de elimden gelen desteği veririm, aksi takdirde “penisilun” dedim Avcı’ya ve yanıtı şu oldu bana:
“Sinemanın tüm meslek örgütlerine işbirliği çağrısı yaptık, ama hiçbirinden
henüz yanıt alamadık.”
Avcı’nın verdiği bu bilgi, hiç ama hiç şaşırtmadı beni.
FİLMİN İYİSİ, TWITTER’DA DEĞİL, GİŞEDE BELLİ OLUR
“Figüran” filmi Twitter’da trend topic (TT) olmuş!
Hayırlı uğurlu olsun da 28 Kasım’da vizyona girecek bir filmin eylül ayının başında birkaç dakikalığına Twitter’da TT olmasının kime ne faydası var?
Film vizyona girmiş olsa da izleyenler Twitter’da beğeni ya da tepkilerini dile getirse bir anlamı olur bunun.
Amacınız sosyal medyayı kullanarak filmin reklamını yapmaksa o başka.
Hâlâ bu numaralara kananların olduğunu mu sanıyorsunuz Allah aşkına…
Bir filmin iyi olup olmadığının tek ölçüsü var; gişe…
Ne zamandan beri Twitter, filmlerin yarıştığı bir arena oldu?
“Figüran”ın bir gün değil, her gün Twitter’da TT olmasının hiçbir önemi yok
benim gözümde.
Ama vizyona girdiğinde gişede 1 numara olursa şapka çıkarırım ona…
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsanı ateş değil, gurur yakar!” (Hz. Mevlâna)