25 NİSAN 2021 PAZAR – MİLLİYET – ALİCE
Yıllar geçse de bu ülkede bazı gerçekler değişmiyor. Kısa zamanda kolay yoldan çok para kazanma sevdası yüzünden her devirde binlerce insan bile bile mağdur oluyor.
Saadet zinciri “Titan”a, Jet Fadıl’a, Çiftlikbank’ın “Tosuncuk”una para kaptıranlardan sonra şimdi de kripto para mağdurları karşımızda.
Müşterilere ait birkaç milyar dolar Thodex’in hesabından bir gecede buharlaştı. 290 bin dolar nakitle yurt dışına uçan ve “kırmızı bülten”le aranan Faruk Fatih Özer, ardında 400 bine yakın mağdur bıraktı.
Arkadaşlarımız Ferit Zengin ve Elif Altın, kripto para vurgununun mağdurlarıyla konuştu. Fırat Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki A. K.’nın söylediklerine dikkat lütfen:
“İnternetten Thodex’in reklamlarını gördüm, bir sürü oyuncu vardı. Onları görünce güvenilir olduğunu düşündüm. Part time işlerden kazandığım tüm paramı Thodex’e yatırdım.”
Çiftlikbank’ın “Tosuncuk”u insanları dolandırdığında da benzer bir tablo vardı karşımızda. Mehmet Aydın namı diğer “Tosuncuk”un reklamlarında oynattığı ya da açılışlarında yanı başındaki ünlülere de mağdurlar kusur bulmuştu.
Sonuçta ne onlar bir bedel ödedi ne de yurt dışına kaçan “Tosuncuk”.
Bu kez de aynısı mı olacak bilinmez, ama Thodex’in reklamları için hangi ünlülerin kamera karşısına geçtiği belli.
Kimler mi o ünlüler?
Kırmızı dekolte kıyafetleriyle lüks bir otomobil önünde Thodex için poz veren altı ünlü; Pınar Deniz, Mine Tugay, Bahar Şahin, Özge Ulusoy, Deren Talu ve Ebru Şallı…
“4 bin liram gitti, çok üzgünüm, kendimi kandırılmış hissediyorum” diyen üniversite öğrencisi A. K. gibi binlercesi ah ederken şimdi bu ünlüler reklamında oynadıkları Thodex’ten aldıkları paraları afiyetle yiyip, mağdurların ağlamasını duymazdan mı gelecek?
Thodex’in reklamını yapan ünlülerin ve “Dövizi, altını, borsayı, banka mevduatlarını boşverin, gelecek kripto parada” diyerek insanları yönlendiren “uzman”ların da bu vurgunda payı yok mu?
‘İSTİRİDYEDEKİ İNCİ’DEN İNSANLARIN İKİ YÜZÜNE
Orhan Kılıç’ın, oyuncuları arasında yer aldığı “SIR İstiridyedeki İnci” adlı yeni dizisinin fragmanını izledim. Youtube’daki 2 dakika 40 saniyelik aksiyon fragmanın altında
10 yorum var.
Bunlardan biri; videonun altındaki “Dizi Projesi Fragmanı” yazısına rağmen, “İlginç, izlenir bu film” diye yorum yapandı.
Diğer ilginç yorum da şu:
“Orhan Kılıç’ı çok severim. Hangi platformda yayınlanacağını merak ettim.”
Koskoca “dizi” ve “Blu TV”yi okumuyor ve görmüyorsan, bari yorum yazıp, rezil olma!
Bu insanlardan o kadar çok var ki sosyal medyada…
Üstüne yorum yaptıkları yazıları okumuyor, videoları izlemiyor veya okuduklarını, seyrettiklerini anlamıyorlar.
Bilgileri yok ama çirkin üsluplarıyla dile getirdikleri fikirleri var.
En küçük bir eleştiriye, karşı fikre tahammülleri yok, ama hakaret, aşağılama, küçümseme, yazılmamışı yazılmış, söylenmemişi söylenmiş gibi gösterip algı yaratma konusunda pek mahirler.
İşin en vahim yanı da şu:
Bir yandan sosyal medyadaki hakaret, aşağılama ve ötekileştirmeden şikâyet eden bu kitle, fikirlerini beğenmediklerine eleştirdikleri, karşı oldukları ne varsa aynısını yapıyor.
Bir yandan kendilerini sözüm ona “fikir özgürlüğü’nün yılmaz savaşçısı” olarak lanse ederken, karşıt bir fikir duyduklarında gerçek yüzlerini gösteriyorlar.
ALMAN OYUNCULARIN KORONA AYAKLANMASI
Ulrich Tukur, Volker Bruch, Meret Becker, Ulrike Folkerts, Richy Müller ve Jan Josef Liefers gibi ünlülerin de aralarında olduğu 53 film ve dizi oyuncusu Almanya’nın korona politikasını eleştiren bir kampanya başlattı.
Sosyal medyada #allesdichtmachen hasthag’iyle başlatılan hiciv videolu kampanyaya destek verenlerin yanı sıra, gösterilen tepki üzerine Heike Makatsch ve Kostja Ullmann gibi geri adım atan sanatçılar da oldu. Çünkü bu kampanyayı başlatanlara yönelik ağır eleştiriler söz konusu. “Her şeyi mühürle” kampanyasını başlatan dizi, film, tiyatro oyuncularına tepki gösterenler arasında meslektaşlarının yanı sıra siyasetçiler ve basın mensupları da var.
GÜNÜN SÖZÜ
“Bana gülüyorlar, çünkü farklıyım. Ben de onlara gülüyorum, çünkü hepsi aynı.” (Kurt Cobain)