06MİLLİYET – 6 TEMMUZ 2016 ÇARŞAMBA – ALİCE
Haberi yapan devletin resmi haber ajansı… Anadolu Ajansı’ndan (AA) Mehtap Yılmaz’ın kaynağı koskoca Türkiye İstatistik Kurumu…
AA’nın “Sinemada yerli, yabancıya fark attı” başlıklı haberini bütün medya kullandı. Kimse kusura bakmasın, ama sinemayı yakından takip eden biri olarak AA’nın haberindeki TÜİK’in sinemaseverilerini benim aklım almadı.
Bakar mısınız haberdeki bilgiye: “Son beş yılda yerli film sayısı yüzde 65 artarak 13.027’den 21.494’e yükseldi.”
Bir yılda 21 bin 494 yerli film mi?
Yeşilçam’ın “altın çağı”nı yaşadığı dönemde bile, bir yılda çekilen film sayısı 250 – 300 arasında değişirken, Türk Sineması’nın 100’üncü yılında çekilen film sayısı 100’ü zor aşmışken TÜİK nereden çıkardı bu, bir yılda 21.494 yerli filmi?
Bir yılda değil film, o kadar klip bile çekilmiyor Türkiye’de…
2005 yılından itibaren vizyona giren bütün filmlerin verileri var www.boxofficeturkiye’de…
TÜİK’in kaynağı ne?
Haberde “son beş yıl” vurgusu yapıldığı için 2011 ve sonrasında kaç yerli filmin vizyonda olduğuna baktım. Oradaki rakamlarla TÜİK’inkiler arasında fark, akıl alır gibi değil. TÜİK’e göre 2011’de çekilen Türk filmi sayısı 13.027. Boxoffice’de 2011’de vizyondaki yerli film sayısı 121. Bu filmlerden sadece 45’i yeni…
Varsayalım ki, “salon tekeli” veya başka gerekçelerle bir o kadar çekilmesine rağmen vizyona girmeyen film olsun… Bir o kadar da kısa film – belgesel çekilsin, 13.027’den vazgeçtim, tekmili birden 500’ü bulmaz bu sayı.
Gelelim 2015 verilerine: TÜİK’in verilerine göre 2015’te 21.494 film çekildi. Boxoffice’e göre vizyona giren yerli film sayısı 75’i “yeni” olmak üzere toplam 181. Yine iki veri arasında derin uçurum var.
Biri “deve”, diğeri “pire”…
TÜİK’in açıkladığı gibi 2015 yılında 21.494 filmin çekilmediği gibi “dizi furyası” yaşanan Türkiye’de bir yılda çekilen dizi bölüm sayısı bile bu rakamın yüzde 10’unu bulmaz.
Türkiye’de “yerli film” izleyenlerin sayısının “yabancı film” seyircisini geçtiği – yeni bir bilgi olmamasına rağmen – doğru, ama film sayılarındaki bu tuhaflığı, TÜİK yetkilileri kamuoyuna açıklamalı.
‘BAYRAMLIK’ MEVZULAR!
“Shakespeare İngiliz değildir. Aslı ‘Şeyh Pir’dir ve gizli ‘Müslüman’dır” demiş kafası fesli!
Akıllara zarar bir iddia, ama olsun. Hiç değilse Shakespeare’i biliyor adam.
*
“Sınır tanımaz bir titizliğim var. Evimdeki tüm çarşaflar, yastık kılıfları her gün değişir. Uçan tozu havada yakalarım. Bıraksalar sokağı bile temizlerim” diyen Sibel Can’ı tutanlar, bırakın da temizlesin ortalığı.
*
Turizmciler kan ağlarken Bodrum’un “İkoncan beachleri”, lahmacunu 60, pizzayı 85, istakozu 410 liradan satıyormuş. Alan memnun, satan memnunsa kime ne? Amma ve lakin, her yıl Bodrum’daki bir – iki beach’in adisyon haberini önemli memleket meselesiymiş gibi gündeme taşıyanlar da hep aynı isimler nedense.
AİLE BAKANI’NA TEŞEKKÜRLER
“Aile Bakanı’na bir çağrım var” diye yazmıştım 27 Haziran’da… Ankara Balgat’taki 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalanlar, klimasız eski bir minibüsle seyahat etmekten rahatsız olunca, aralarında para toplayıp yenisini almıştı. Ancak o minibüsün devreye girmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya’nın izni gerekiyordu. Bakandan gerekli izin çıktı. Böylece burada kalan yaşlılar, klimalı yeni minibüslerine kavuştu ve çifte bayram yaşadı, bakan da onların hayır duasını aldı.
Hepinize mutlu bayramlar…
GÜNÜN SÖZÜ
“Arkamdan konuşup beste yapacağına yüzüme konuş düet yapalım.”