10 OCAK 2021 PAZAR – MİLLİYET – ALİCE
Türk sinemasının yaşayan efsane yapımcı ve yönetmenlerinden Türker İnanoğlu, yeni bir kitap çıkardı. “Türker İnanoğlu – Acısıyla Tatlısıyla Yeşilçam Anıları” kitabı kapağında yazdığı gibi “Sinemaya adanmış bir ömür”ün özeti.
Türvak Kitapları’ndan çıkan 284 sayfalık kitapta yazılanlar aslında sadece Türker İnanoğlu’nun sinemacılık serüveni ve çalıştığı ünlüler hakkındaki düşünceleri, anılarından ibaret değil. İnanoğlu’nun anlattıkları Türk filmi izleyen ve seven herkesin belleğini tazeleyen, nostaljik yolculuk yaptıran bir kitap.
İnanoğlu’nun kitabında Ses ve Hayat dergilerinin düzenlediği yarışmalarla Türk sinemasına yeni yüzler ve isimler kazandırdığı yıllardan notlar var.
“Ses dergisinin geleneksel bir yarışması vardı. Her yıl, yılın kadın ve erkek sinema sanatçısı için seçim yapardı. Bizim (film yapımcıları) Ses’le anlaşmamız vardı. Anlaşmaya göre, yarışmanın jürisine biz yapımcılar da katılıyorduk. Çünkü dereceye girenlerle film yapma mecburiyetimiz vardı.
İlk yarışma 1963’te yapıldı. O yılın erkek yarışmacısı Ediz Hun seçilmişti. Ediz Hun, fevkalade nazik, centilmen, eğitimli, bilgili, görgülü aslan gibi bir delikanlıydı. Bir süre sonra zaten sinemanın yıldızlarından oldu.
Kadınlar arasında da Ajda Pekkan birinci seçildi. Ancak Ajda birkaç film yaptıktan sonra müziği tercih etti.
Ajda müzikle dopdolu biriydi. O tarihlerde en gelişmiş teknolojik ürün 45’lik plaklar çalan pikaplardı. Bunlar taşınabiliyordu. Ajda sete bunlarla gelirdi, plaklar da getirirdi. Sette devamlı onları dinlerdi. O zamanlar kulaklık falan da yoktu. O dinlemeye başlayınca herkes dinlemek zorunda kalırdı.
Ajda çok çalıştı, çok didindi; ilk konserinde yuhalandı bile, ama yılmadı, süper star oldu.
Aynı yarışmada Hülya Koçyiğit ikinci olmuştu. Konservatuvar talebesiydi ve yeteneği vardı. O, sinemada kaldı. Israr etti ve sinemanın starı oldu.”
Ses’in 1963 yılında düzenlediği yarışmada dereceye giren üç yıldız aradan geçen 58 yıla rağmen bugün hâlâ sanatlarını icra ediyor. Ajda Pekkan’ın müzik çalışmaları sürüyor, Hülya Koçyiğit, TRT 2’de ünlülerle söyleşi yapmaya devam ediyor, Ediz Hun ise daha yeni “Savaşçı” dizisinin kadrosuna katıldı.
TÜRK FİLMLERİNDEN UNUTULMAZ REPLİKLER
Türker İnanoğlu, anılarını kaleme aldığı kitabında Türk filmlerinin unutulmaz repliklerine de yer verdi:
“Türk sinemasında bazı replikler, filmler vizyondan kalksa da, aradan seneler geçse de hâlâ yaşıyor, yaşatılıyor. Bunlardan bazılarını hatırlatmak istedim.”
– Yakışıklı olduğunuz kadar küstahsınız da!
– Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?
– Senin annen bir melekti yavrum.
– Nayır, nayır, nolamaz!
– Aman tanrım, görmüyorum, kör oldum.
– Ben fakir bir gencim, sense zengin bir fabrikatörün kızısın.
– Evlenince pembe panjurlu, dört çocuklu bir evimiz olacak.
– Vücuduma sahip olabilirsin ama ruhuma asla!
– Demek ikimiz de aynı kadını sevdik.
– Parayla saadet olmaz. Bunu asla unutma hanımefendi.
– Bu anam için, bu babam için, bunlar da öldürdüğün masum köylüler için.
BABASINA BAKMAK İÇİN SUNUCULUĞA ARA VERDİ
Alman televizyon kanalı RTL, Twitter hesabından duyurdu Türk asıllı sunucu Nazan Eckes’in iki ay izne ayrıldığını. Eckes’in bu kararı alma sebebine gelince, RTL’nin Twitter hesabından yapılan duyuru şu:
“Nazan Eckes, Alzheimer hastası olan babasına bakmak için iki ay izin aldı. İş arkadaşı Jana Azizi, pazartesiden itibaren onun yerine RTL Extra’yı sunacak. Nazan Eckes, mart ayından itibaren tekrar işbaşı yapıp, RTL Extra’yla ekranda olacak.”
RTL’yi izlemediğim için sosyal medyadan da takip etmiyorum. Aldığım bu bilgiler Bild’den.
Bild, Nazan Eckes’in, son birkaç ay içinde dramatik şekilde durumu kötüleşen Alzheimer hastası babasına bakan annesine yardımcı olmak için izne ayrıldığını yazdı.
GÜNÜN SÖZÜ
“İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders, mükemmel insan iz bırakır.” (La Edri)