MİLLİYET CADDE – 2 AĞUSTOS 2013 CUMA  –  ALİCE

Elele dergisi bu ay “Yalan Dünya”nın senaristi ve başrol oyuncusu Gülse Birsel’i kapak yapıp, içeride de söyleşisine yer verdi.
Bu söyleşinin geniş özeti önceki gün Milliyet CADDE’deydi.
Söyleşiyi yapan Sinem Gürleyik, “Kadrodan ayrılan isimler oldu. Yeni karakterler eklenecek mi diziye?” diye bir soru yöneltmiş Gülse Birsel’e…
“Yalan Dünya”yı yazan Birsel’in bu soruya yanıtı şu:
“Evet, iki yeni karakter var. Çok sevilen, müthiş oyuncular. Bir süre sonra açıklayacağız.”
Sinem Gürleyik’in bu söyleşiyi ne zaman yaptığını bilmiyorum.
6 Temmuz’dan önce yapmışsa bir sorun yok, ama sonra yapmışsa ayıp!
Çünkü Gülse Birsel’in hâlâ sır gibi saklamaya devam ettiği “Yalan Dünya”ya katılacak iki isimden birini 6 Temmuz’da yazdım.
“Yalan Dünya’nın Hümeyra sürprizi” başlıklı yazımı yüzlerce internet sitesi alıp, kullandı.
O yüzden “sır”rı, “sürpriz”i falan kalmadı bunun…
Yeni yayın döneminde “Yalan Dünya”nın kadrosuna katılacak o isimlerden birinin kim olduğunu 6 Temmuz’da yazmış biri olarak, diğer ismin de kim olduğunu açıklıyorum şimdi:
O isim de tıpkı Hümeyra gibi “Avrupa Yakası”ndan…
Üstelik o dizide en sevdiğim karakter olan, gördüğü her kadına kur yapan (asılan da diyebiliriz) “Bülent” tiplemesini canlandırıyordu.
Kanal D’nin sevilen komedi dizisinin yeni yayın döneminde Hümeyra’dan sonra Rutkay Aziz olacak ikinci bombası…
Gülse Birsel’in vurgusuyla “Çok sevilen, müthiş oyuncular”ın “Yalan Dünya”ya ne olarak katılacağını da yazayım mı?
Hümeyra ve Rutkay Aziz, “Yalan Dünya”da Gupse Özay’ın hayat verdiği “Nurhayat”ın anne ve babasını oynayacak.
“Yalan Dünya”yı izleyenler bilir, “Rıza Kocabaş” (Beyazıt Öztürk) ile “Nurhayat” (Gupse Özay) ikinci kez nikah masasına oturdu.
“Nurhayat”ın ağabeyi “Bünyamin” bile var “Yalan Dünya”da, ama en mutlu anında ne annesi, ne babası var yanında…
“Yalan Dünya” izleyicilerinin Gaziantepli zengin bir ailenin kızı olarak tanıyıp sevdiği “Nurhayat”ın anne ve babası, şimdiye kadar dizinin hayali insanlarıydı.
Bilhassa müteahhit babasının adı var, ama kendisi yoktu…
Yeni yayın döneminde “Yalan Dünya”nın bombası Hümeyra ile Rutkay Aziz’in hayat vereceği “Nurhayat”ın ailesi olacak. Bakalım “Rıza” ve ailesi, Gaziantep eşrafından bir kayınpeder ve kayınvalideyle nasıl anlaşacak?

FARUK MERCAN’IN TÜRBÜLANS TANIMI

“Medyanın haline baktığımda, türbülansa girmiş bir uçağa benzetiyorum…
Türbülans bir hava boşluğudur. Uçak bu hava boşluğuna girdiğinde, yere çakılacakmış gibi düşmeye başlar, yolcular ölümle yüz yüze gelir. Hava boşluğundan, yani türbülanstan çıkılana kadar yapılacak bir şey yoktur…”
Bu satırları yazan
kurehaber.com’un yazarı Faruk Mercan olmasa, kaale bile almazdım…
Mercan olunca önemsedim. Çünkü Mercan, sadece köşe
yazarı değil, televizyonda program yapan, birçok televizyon kanalının “Türk siyaseti
hakkında fikir sahibi” diye
“tartışmacı” olarak ekrana
çıkardığı biri…
O nedenle toplumun “aydın kesiminden” sayabileceğimiz Mercan’ın halk arasında yaygın olan, ama yanlış bilinen bir şeyi “gerçek” gibi yazma hakkı olabilir mi?
Üstelik bunu bilmek için de uzman olmaya gerek yok…
Seyahat ettikleri uçak, sallanmaya başlayınca hostese, “Nedir bu?” diye soran her meraklı yolcuya verilen rutin bir bilgidir bu:
Havada boşluk diye bir şey yoktur. Türbülansa sebep olan şey, havadaki ani ısı ya da yükseklik farkından kaynaklanan şiddetli hava akımlarıdır.
Hal böyleyken yazan,
TV’de program yapan, tartışma programlarına “uzman”,
“aydın” ya da “kanaat önderi” olarak katılan biri; yanlış bir inanışı gerçekmiş gibi yazarsa, bundan böyle nasıl inanacağız onun siyasi yorumlarına
ve analizlerine?

ANTiDEPRESANLA AYAKTA DURUYORLAR

The Sun’da gördüğüm bir haber acayip şaşırttı beni…
Haberi okuyunca sizin de aynı şaşkınlığı yaşayacağınızdan eminim.
The Sun’ın “Prozac millet” başlığıyla verdiği haber şu:
İngiltere’de 1991 yılında reçeteyle satılan antidepresan kutusu sayısı 9 milyondu.
2012’de bu rakam 50 milyona çıktı.
İngiltere gibi refah düzeyinin yüksek olduğu bir ülkede
21 yılda antidepresan ilaç kullanımındaki yüzde 460 artış, müthiş.
Acaba bizde durum nedir?

GÜNÜN SÖZÜ

Bir tehlike anında gemiden uzaklaşan fareler, geminin batmamasını bir türlü affedemez. (Wieslaw Brudzinski)