MİLLİYET – 19 Eylül 2012 Çarşamba ALİCE
Yeni reyting şirketi TNS’nin açıkladığı verilerin ortaya koyduğu tablo şudur:
Hicbir kanal ve programın eskisi gibi reytinglerde uzak ara yapması mümkün değildir.
Neden mi?
Bu soruyu yanıtlamadan once genel bir yanılgıya dikkat çekmek isterim. Türkiye’nin ilk reyting denetçisi Ali Atıf Bir, TNS’nin ilk reyting listesi açıklandıktan sonra şoyle yazmış Twitter’da:
“Genel eğilim AGB sonuçlarından farklı cıksın profesörlüğümü iade edeceğim demiştim. Recep İvedik birinci çıktı.”
Herbiri sinemada rekor kırmış Recep İvedik hem totalde hem AB’de reyting birincisi çıkmazsa anormal olurdu.
Türkiye profili bu çünkü…
Türkiye’nin yeni SES’ine göre TNS’in reyting ölçümü yaptığı evrenin sosyo ekonomik statü oranları şu:
AB Grubu: Yüzde 11.40
C1 Grubu: Yüzde 24.10
C2 Grubu: Yüzde 35.50
DE Grubu: Yüzde 29.00
Türkiye’nin yeni SES’i açıklandığında da yazmıştım. Eski SES’te AB’nin oranı yüzde 17 cıkmasına karşın reytinglerde bu oran yüzde 27 olarak dikkate alınıyordu.
Salt bu değişiklik bile reytinglerdeki ezberi bozacak türdendir.
Vakt-i zamanında Uzan Grubu’nun AGB’ye alternatif olarak Turkiye’ye getirdiği Nielsen’in ölçümlerinden de aynı sonuçlar çıkmıştı. AGB ile aynı dönemde ölçüm yapan SBT’nin Reyting listesi de AGB ile benzeşti. İki değil aynı dönemde beş farklı şirket ölçüm yapsa reyting listesinin ilk 100 programından 70, 80’i aynı yapımlar olur, reytinglerinde küçük farklar göze çarpar.
Genel eğilim üç asağı beş yukarı aynıdır. Reklamcıların bütçelerini yönlendirmek için istediği hassas bilgiler ise ayrıntılarda yani hangi kanaldaki hangi programı izleyenlerin yaş gruplarına göre dağılımıdır.Çünkü reklam veren için sadece ulusal kanalların değil tematik kanalların izlenme payları ve izlenme oranları önem arz etmektedir.
O yüzden şirket değişse de reytingte genel eğilim değişmez deyip bu önemli ayrıntıyı yabana atmamak gerekir.
Cünkü şeytan ayrıntıda gizlidir.
Göreceksiniz TNS’nin 50 ilde 4 bin hanede ölçüme geçmesi, sektörde kartların yeniden dağılmasını da beraberinde getirecektir.