MİLLİYET CADDE – 26 Aralık 2012 Çarşamba  ALİCE

Zerrin Özer, şayet bu vasiyeti  bir kızgınlığın ifadesi olarak değil de ciddi ciddi söylemişse, şov dünyasını iyi tahlil edememiş  demektir. Özer’i önce mezara  gömerler, sonra da “Unutulacak sanatçı değildi, ama öyle istedi” diyerek kalplerine…

 

Başlığa bakıp kelime oyunu falan yaptığımı sanmayın.
Allah sağlık, sıhhat ve  uzun ömür versin Zerrin Özer’in hayati bir sağlık  sorunu da yok.
Peki nereden çıktı bu vasiyet işi?
Ben de Sözcü’de okudum.
Nihat Doğan, Zerrin Özer için “Maddi durumu iyi değil diye ağladığından Başbakan’a, TRT Müzik’te program yaptırıyorlar ona” manasında bir tweet yazmıştı ya geçenlerde.
Şarkıcı iddia edildiği gibi aç ve açıkta değil, aksine hali vakti yerinde olduğunu göstermek için Beykoz Acarkent’te yeni aldığı üç katlı, havuzlu villasında söyleşi verdiği sevgili Yüksel Şengül’e açıklamış vasiyetini.
Zerrin Özer’in ilginç bulduğum vasiyeti de şu: “Ben öldükten sonra hiç kimsenin ‘Zerrin’i anma gecesi’, ‘Zerrin ödülleri’ gibi şeyler yapmasını istemiyorum. Zerrin Özer adıyla hiçbir şeyin yapılmasını istemiyorum.
Yaşarken mesleğimde hiç mutlu olmadım. Öldükten sonra da bu tür etkinliklerde adımın kullanılmasını istemiyorum.”
Magazinciliğe başladığım 1983’ten beri az çok tanırım  Zerrin Özer’i.
30 yıl önce de böyle mutsuzdu, bugün de.
Birçok ünlü gibi antidepresan ilaçlar kullanmaya devam ettiğini açıklayan Zerrin Özer’e tavsiyem, psikiyatristine bir görünsün.
Antidepresanları değiştirme ve dozajlarını artırma vakti gelmiş olabilir.
Zerrin Özer, şayet bu vasiyeti bir kızgınlığın ifadesi olarak değil de ciddi ciddi söylemişse, şov dünyasını iyi tahlil edememiş demektir.
Acılarının büyüklüğünü göstermek için bulabildikleri çerçevesi en büyük güneş gözlüklerini takarak geldikleri Teşvikiye Camii’nde cenaze namazını kıldıkları nice değerli sanatçıları, daha tabutları Zincirlikuyu’ya gitmeden unutan şov dünyası, böyle vasiyete dünden razı.
Zerrin Özer’i önce mezara  gömerler, sonra da “Unutulacak sanatçı değildi, ama öyle istedi” diyerek kalplerine.
Kim uğraşacak Zerrin   Özer’i anma gecesi, Zerrin Özer Ödülleri’yle?

LEVENT KIRCA USULÜ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ!

Hata yaptığını anladığında özür dilemesini bilmeli insan.
“Özür dilemek de bir erdemdir” denmesi bu yüzden.
Hata yaptığını kabul edip, özür dilememek bir insanın egosunun ne denli yüksek olduğunu gösteren bir özellik olsa gerek.
‘Sanatçı Girişimi’nin Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlediği ‘Reddediyoruz’ etkinliğinde işi olduğu gerekçesiyle kendine ait konuşma sırasının CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmesini protesto etmek için, “Bu geceye geliyorsan, bekleyeceksin. İşi varmış diye gidiyormuş. Benim de işim var. Belki bir karı buldum gidip onu dü….” sözleriyle büyük tepki toplayan Levent Kırca, hata yaptığını kabul etti, ama özür falan dilemedi. İşte söyledikleri:

Kızgınlık anında söylemiş!

“Çok sinirlendim, heyecanlandım ve bu sözler ağzımdan  çıktı. Amacım mecazi anlamda kendimi, rahatsız olduğum hali ifade etmekti.  Yanlış anlaşıldım.”
Bir insanın sinirlenince ağzından sonradan pişman olacağı sözlerin çıkmasını anlarım.
Düşündükleriyle ağzından çıkanlar arasında farkların oluşmasını da. Kırca’nın “Düşündüklerimi yanlış ifade ettim” demek yerine hâlâ “Yanlış anlaşıldım”da ısrar etmesi, insanların zekasıyla alay etmesinden başka bir şey olmasa gerek.
“Ağzımdan kaçtı, biraz kaba cümleler  oldu, bunu kabul ediyorum”  demesine rağmen ağzından  ‘özür’ kelimesi çıkmayan Kırca’nın, Erciyes Üniversitesi Düşünce ve Tartışma Kulübü’yle, Türkiye Gençlik Birliği’nin düzenlediği söyleşide Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu için söylediklerine ne demeli?

“Bunlar birer vatan hainidir”

“Sezen Aksu’yla başlayan döneklik furyası Halil Ergün’le devam etti, sonra Ali Poyrazoğlu girdi devreye, ‘Hükümetin yaptıklarını çok beğeniyorum’ dedi. Gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum. Artık bu insanların dönüşü diye bir şey olamaz. Dönmeleri halinde bizim bağrımıza basmamız mümkün değildir. Benim için bunlar birer vatan hainidir.”
Levent Kırca’nın demokrasi anlayışına bakar mısınız?
“Benimle aynı fikirde değilsen, vatan hainisin.”
‘Düşünce özgürlüğü’ mü  dediniz?

O şimdi asker!

Dün, beğenmediği   heykeller için “Tükürürüm böyle sanatın içine” diyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i eleştirenler arasında olan Kırca bugün, sırf AKP’yi beğeniyorlar diye Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu hakkında,
“Gıyaplarında yüzlerine tükürüyorum” dedi.
Kırca usulü demokrasi de  bu demek ki!

GÜNÜN SÖZÜ
Lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımaz!