MİLLİYET CADDE – 19 MART 2013 SALI – ALİCE
Her yılın ilk aylarında yoğun bir şekilde yaşıyoruz bunu. En geç şubat gibi başlıyor, açılıyor sezon, nisan hatta mayıs sonuna kadar yoğun olarak sürüyor. Televizyonlar, internet siteleri, üniversiteler, kolejler, belediyeler, dernekler, vakıflar arasında yaza kadar uzatan var ‘ödül sezonu’nu… Öylesine yoğun geçiyor ki bu ‘ödül sezonu’, plaket yetiştirmekte zorluk çekiyor imalatçılar. O yüzden de, bayağı şişirme oluyor bazıları.
Gelmeyenin ödülü gelene
Siz bakmayın eline aldığı ödül birkaç parçaya ayrılınca ünlülerin, “Amma da uydurukmuş bu ödül” diyerek gerçeği dile getirmeleri gerekirken, ayıp etmemek için, “Nazardır, nazar” demelerine… Yere düşmediği, bir yere çarpmadığı halde, elden ele dolaşırken birkaç parçaya ayrılan ödüllerin imalat kalitesinden söz etmek mümkün mü?
Aslında bu mevsimde bolca dağıtılan bu ödüllerden hangilerinin ciddi, hangilerinin gayri ciddi olduğunu alanlar da biliyor.
Çok gördük, törene gelmeyen ünlülerin ödüllerinin başkalarına verildiğini. Bakar mısınız ciddiyete? ‘Yılın En İyisi’ seçiyorlar birini. Telefon açıp, davet ediyorlar onu törene… Ama o kişi, “Sağ olun, var olun ama o tarihte mümkün değil gelemem” dediğinde, anında ‘attaya gidiyor’ ödülü. Hak edene değil, törene gelmeyi taahhüt edene veriyorlar onu.
Kriterler böyle olunca ve bir yıl içinde ödül alanları alt alta yazınca şöyle bir tablo çıkıyor karşımıza.
Ödüllendirmek güzel de!
‘Yılın En İyisi’ olarak ödül almayan şarkıcı, spiker, oyuncu, dizi, hatta ünlü kalmıyor neredeyse… Ödül elbette ki güzeldir ama sadece hak edenlere verilirse. “Reklamımız olsun” diye her ünlüye ödül verdiğiniz zaman kalmaz ki bir kıymeti! Her yıl artan ödül enflasyonu yaşanıyor bu ülkede.
Bir de ‘Onur Ödülü’ konusu var. Onun da suyunu çıkardılar. Aynı sanatçıya birkaç yıl arayla ‘Onur Ödülü’ verenler bile var. Aslında işin bahanesi, asıl hedef o sanatçının etkinliği onurlandırması. ‘Onur Ödülü’ne layık görülenler, gerçekten de bunu hak eden sanatçılar. Mesele, ödülleri kimlerin aldığından çok, bu ödülleri verenlerin tüzel kişiliğinde. Rüştünü ispat edememiş, tüzel kişiliği oluşmamış ama bol keseden dağıtıyor ‘Onur Ödülü’nü… Tam bir komedi.
BIYIKLI HALİYLE TAM BENZEDİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Hollywood’un ünlü yıldızı George Clooney’e benzerliği bilinen bir şey. Ancak ünlü aktör şimdiye kadar ya kirli sakallıydı ya da sinek kaydı traşlı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’se bıyıklı. O yüzden benzerliğin ne denli fazla olduğu çok iyi anlaşılmıyordu. George Clooney’nin, sevgilisi Stacey Keibler’le Almanya’da çıktığı akşam yemeğinden objektiflere yansıyan bıyıklı bu hali, Cumhurbaşkanı Gül’le benzerliğini net bir şekilde ortaya koydu.
‘İKONCAN’ KİMİ VURACAK?
Türkiye’nin ‘İkoncan’larından Eda Taşpınar, pazartesi sabahı, “Bang bang… Chanel will shoot you down!” tweet’iyle bu fotoğrafı yükledi, hesabına… “İkoncan”, ayak ucunda oyuncağa benzeyen bir silah ve “Seni vururum Chanel” notu. Bana ilginç geldi…
‘ÇOCUKLAR GÜLSÜN DiYE’ 13’ÜNCÜ ANAOKULU ECEABAT’TA
Gülben Ergen, mesaj attı, “19 Mart’ta Çanakkale Eceabat’ta, 22 Nisan’da’ysa Kars Digor’da yaptırdığımız ana- okullarının açılışını yapacağız. Hangisine gelmek istersin?” diye. Tercihimi Çanakkale’nin Eceabat ilçesindeki anaokulunun açılışından yana kullandım. Çünkü Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde o havayı solumak istedim.
Siz bu satırları okuduğunuzda biz ‘Çocuklar Gülsün Diye’ ekibiyle 13’üncü anaokulunun açılış töreni için Eceabat yolunda olacağız. 14’ncüsü de 22 Nisan’da Kars’ta açılacak.
Bunda küçük de olsa bir payım var. Zira Gülben Ergen’in ‘6 şehirde 6 anaokulu’ açmak için başlattığı bir projeydi bu. Trabzon’daki anaokulunun açılışından sonra, ‘81 ile 81 anaokulu yakışır Gülben’e’ yazımın sanatçıyla bu projedeki ortağı Elvan Oktar’ı ne denli yüreklendirdiğini ve hedeflerini büyütmesine vesile olduğunu biliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Anne öyle bir şeydir ki, yeri gelir dayağını bile özlersin.