1 Temmuz 2023 Cumartesi – Milliyet – Alice
‘Alice’yi yakından takip edenler bilir, ünlülerin kendilerini anlattıkları nehir söyleşiler, hayatları veya anılarına dair yazdıkları en sevdiğim kitap türüdür…
1981 yılından bu yana magazin gazeteciliği yapan biri olarak, ünlü organizatör Ahmet San’ın kendisini ve iş yaptığı ünlülerle ilgili anılarını anlattığı ‘San’ kitabının çıkmasını merakla bekliyordum.
Çünkü Ahmet San, ‘show business’ alanında Türkiye’de tek…
Bu saatten sonra onun yaptıklarını yapacak birinin daha çıkması da imkansız.
Neden mi?
Ahmet San’ı alanında bir numara olmasının sebebi zamanında Emrah, Tarkan, Kenan Doğulu, Burak Kut, Mustafa Sandal, Mahsun Kırmızıgül, Mirkelam, Sertab Erener, Mazhar-Fuat-Özkan ve Sezen Aksu gibi yerli sanatçıların menajerliğini üstlenmiş olması değil. Bu sanatçılara menajerlik yapmış olmak elbette ki önemli, ama Ahmet San’ı ‘Ahmet San’ yapan Türkiye’ye getirtip, konser verdirdiği dünya starları…
Kimler mi onlar?
Michael Jackson, Madonna, Luciano Pavarotti, Placidio Domingo, Jose Carreras, Liza Minelli, Rolling Stones, Metallica, Guns N’ Roses, Bon Jovi, Elton John, Tina Turner, Diana Ross, Rod Stewart, Ricky Martin, Enrique Iglesias ve Julio Iglesias…
Ahmet San’ın bu şarkıcı ve grupların yanı sıra iş yaptığı Elizabeth Taylor, Ornella Mutti, Ursula Andress, Bo Derek, Brigitte Nielson, Jean-Claude Van Dame, Kevin Costner gibi Hollywood starları ve Bill Clinton gibi ABD eski başkanları da var.
O yüzden 424 sayfalık kitap Ahmet San’ın ünlülerle ilgili anıları ve fotoğraflarıyla dolu…
Revünün adı değişti
Ahmet San’ın kitabında yazdıkları 1970’li-80’li yıllarda şov dünyasında işlerin nasıl döndüğünü de gözler önüne seriyor.
Galatasaray Lisesi’nde öğrenciyken ilk konserini Münir Nurettin Selçuk’a verdiren Ahmet San, çıraklık döneminde tattığı ilk acı tecrübeyi kitabında şöyle yazdı:
“Gazinolarda dans grupları da çıkardı. Ben de Bebek Belediye Gazinosu için ‘Revue de Jean Paul’ diye bir dans grubu getirdim. Gazino sahibi Rizeli Asım İslamoğlu’na, ‘Bluebell Girls revüsü dünya çapındadır, gazino girişine bu dans grubunun adını yazalım’ demişler. Adam da, ‘Tamam’ demiş ve gazinoya Gönül Yazar, Jean-François Michel ve Bluebell Girls yazılmış. Grubun menajeri geldi, ‘Beni suçlu duruma düşürüyorsunuz. Adımız Bluebell Girls değil’ dedi, ama Asım İslamoğlu’na ulaşmak mümkün değil.”
Sıkıyorsa ayrılsınlar!
“Gazinonun program sorumlusu Engin Aydemir’e gittim, bu durumda grubun çıkmayacağını söyledim, ‘Dur söyleyeyim, ama Asım Abi değiştirmez’ dedi. Asım Bey’in yanına girdi, içeriden bağırtılar falan geldi. Engin Abi çıktı ve ‘Mümkün değil. Bu balenin adı Bluebell Girls olacak. Sıkıyorsa ayrılsınlar bakayım Türkiye’den’ dediğini söyledi.
1970’lerde 20 yaşında bir gencim, Fransız kızlar bana bakıyor, ben çaresizim. Bir ay grubu kaçırtmadan çalıştırdım. Her hafta sonu, ‘Tamam bu hafta değişecek’ diye yalan söyledim. Menajere, ‘Bunlar seni döver’ desem adam o gün kaçıp, bir yere sığınır.”
Assolistlere dayak
Bugün olsa sosyal medya sayesinde anında açığa çıkacak hak gaspı ve şiddetin 70’li yıllarda yapanların yanında nasıl kâr kaldığına dair Ahmet San’ın yazdığı iki çarpıcı örnek daha: “70’lerde Unkapanı’nda korsan plakçılar, yabancı sanatçıların plaklarını izinsiz basar ve paralarını ödemezlerdi. Ayrıca birçok Türk sanatçının da stüdyo kayıtlarının çalındığı lafları dolaşırdı.”
“Gazinolarda assolistlerin patronları tarafından dövüldüğü bir ortam vardı. Ama olan biteni; bu dünyanın içindeyseniz bilirdiniz, çünkü kamuoyuna yansımazdı. Dışarıdan bakıldığında, şaşaalı bir hayatın neon ışıkları altında aydınlanmış bir görüntüsü vardı.”
Ahmet San’ın kitabından çalıştığı yerli ve yabancı sanatçılara dair yazdıklarından aktaracak daha çok ilginç konu ve anı var, ama şimdilik bu kadar. Arkası yarın!
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir toplum, çocuklarına duyduğu saygı kadar uygardır.” (Doğan Cüceloğlu)