17 Ağustos 2023 Perşembe  –  Milliyet  –  Alice

Günlerdir Türkiye’nin gündeminden düşmeyen bir konu bu… Ermeni diasporasının başlattığı Atatürk karşıtı kampanya yüzünden Disney Plus’ın dünyaya izlettirmek için çektiği ‘Atatürk’ dizisini, ‘Siz Türkiye’de yayınlayın’ diye FOX’a devrettiğini duymayan kalmadı.

Disney Plus, “Atatürk, 29 Ekim’den itibaren FOX ekranlarında ve sinemalarda yayınlanacak” açıklamasını yaptığında takvim yaprakları 2 Ağustos 2023’ü gösteriyordu.

Aradan geçen sürede bu konu hakkında muhalefetten iktidar mensuplarına bir dizi tepki açıklaması geldi, konu hakkında onca haber, makale çıktı, televizyonlarda tartışıldı, #Disneyiptal kampanyası Twitter’da günlerce TT oldu.

Nasıl bir evren yarattınız ki kendinize ülkede olan bitenden bi’habersiniz? Yoksa işinize gelmediği için mi üç maymunu oynuyorsunuz?

Bu millet, Disney Plus’tan gelecek iş teklifleri ve paraları kaybetme riskini göze alamadığınız için insanların aklıyla dalga geçen açıklamalarla konuyu geçiştirdiğinizin farkında…

‘Anlamayan’ ne çok ünlü varmış bizde

Mine Tugay, Eda Ece, Hazal Kaya ve Birce Akalay’dan sonra Hilal Altınbilek, katıldı ‘Atatürk’ dizisini kaldıran Disney Plus için konuşamayan ya da konuyu anlamadığını söyleyenler kervanına… Genç oyuncunun konu hakkındaki soruya verdiği yanıta bakar mısınız? “

Ben girmeyeyim o konulara. Anlamadım zaten çok fazla. Hiç konuşmayayım.”

2023 yazına damga vuran şarkı olmadı

“Kaç aydır Bodrum’dayım. Mekanlardan yükselen seslerde henüz bir tane Spotify 50 listesinden şarkı duymadım. Varsa yoksa ‘90’lar, 2000’ler, 2010’lar. Sokağın gerçeği dijital dünyanın gerçeğinden çok farklı.”

Bu yıl hiç Bodrum’a hiç gitmediğim için böyle bir gözlemim ve tespitim yok. Ancak bu tweet’i atan yazdıklarına inandığım ve güvendiğim bir müzik eleştirmeni olduğu için dikkate aldım.

Milliyet Sanat yazarı, Radyo D’de ‘Yeter ki Müzik Olsun’u hazırlayan sunan, Türk pop tarihi arşivcisi ve müzik eleştirmeni Yavuz Hakan Tok’un tespitine bir ek de ben yapayım.

2023’ün yazı bitti, bitiyor, ama bu yaza damgasını vuran bir şarkı çıkmadı. Son zamanlarda sokakta duyabildiğim tek şarkı var, Emir Can İğrek’in ‘Ali Cabbar’ı… O da tatil beldelerindeki insanları gündüz beach kulüplerde, akşamları diskolarda koparacak bir şarkı değil. Şarkının bestesi oyun havasında, ama sözler ağır dram çünkü…

Peki Yavuz Hakan Tok’un vurguladığı dijital platformlarda fırtınalar estirenlerin sokakta karşılığının olmamasının sebeplerini iyi irdelemek lazım.

Spotify’ın ilk 50’siyle; uydu, dijital veya internet üzerinden yayın yapan radyoların 50’lerine bakınca dağlar kadar fark çıkar karşınıza…

Spotify ve YouTube’da en çok dinlenen şarkılara baktığınızda rapçiler açık ara önde…

Çünkü Spotify 50’yi belirleyenler; sevdikleri isimlerin şarkı ve kliplerini YouTube’dan takip edenler 18 yaş altı gençler, tatilciler ise 30 yaş üstü, radyoların dinleyicileri de öyle…

Sevdikleri şarkıları kulaklık aracılığıyla dinleyenlerin dinleme listesiyle beach, disko veya radyo gibi mecraların çaldıkları şarkılar niye aynı değil.

Müzikte durum böyle de sosyal medya mecralarında farklı mı?

Orada da benzer bir durum söz konusu…

Bir mecrada fenomen olanların başka platformlarda esamesi okunmuyor. Çünkü sosyal medya mecraları arasındaki geçiş çok az…

GÜNÜN SÖZÜ

“Zerre kadar anlamadıkları şeyler hakkında konuşuyorlar ve sırf aptallıkları sayesinde bu kadar eminler.” (Franz Kafka)