23 MART 2021 SALI – MİLLİYET CADDE – ALİCE
Fazıl Say ve eşi Ece Dağıstan’ın Magnet Quarterly dergisine evliliklerine dair yaptıkları açıklama, okuyan herkesi şaşırttı.
Çünkü çift, evlendikten sonra hiç birlikte yaşamadıklarını, sevgililiğe devam ettiklerini açıkladı.
Bugüne kadar, birbirini seven iki insanın resmi nikah yaparak, hayatlarını birleştirip yuva kurması olarak bildiğimiz evliliğe, Fazıl Say ve Ece Dağıstan’ın herkesin kendi evinde bekar gibi yaşayarak devam etmesinin ne anlama geldiğini anlamak uzmanlık gerektirir.
Ben de o yüzden uzman psikolog ve aile terapisti Yeşim Akıncı’ya danıştım. Akıncı, ayrı evlerde yeni aşıklar gibi yaşayan çiftin evliliğini şöyle yorumladı:
“Taraflar bir arada yaşamazsa, evliliğin dinamikleri bu yaşama şekline göre değişim gösterir. Ait olma, cinsellik, sevilme, bir şeyleri paylaşma olmadığı zaman, ona sağlıklı bir evlilik de denilemez. Hayat bir seçimdir! Ayrı evlerde, resmî nikah altında, kişilerin özgürlük alanları tehdit edilmeden, cinselliğin doyumlu yaşandığı, güven verici, sadık ve sevgi dolu bir ilişki, flört tadında devam edebilir.”
PANDEMİ SÜRECİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Koronavirüs pandemisi bir yıldır esir aldı bizi…
Alışık olmadığımız bu hayat 7’den 77’ye hepimizi bir şekilde etkiledi.
‘Gözyaşı Şişeleri’ ve ‘Mutluluğu Seçtim Ya Sen?’ kitaplarının da yazarı uzman psikolog Yeşim Akıncı’ya bu süreçte not ettiklerini sordum, şunları söyledi:
“Pandemi sürecinde evden online terapilerimde çok değişik sözler duymaya başladığımı itiraf edebilirim. Başta korku ve panikle eve kapanan çiftler, eşlerini yeniden tanımaya başladı. ‘Benim karım hiç de fena değilmiş’ diyenler de oldu, ‘Ben bu adamla nasıl bu kadar yıl beraberliğimi sürdürmüşüm? Her hareketi bana batmaya başladı’ diyenler de.
Her ilişkinin dinamiği farklıdır. Virüs korkusu, değişen ekonomik şartlar, hayatla ilgili belirsizlik gibi sebepler kimi ilişkilerde birbirine bağlayıcı olup çiftleri birleştirirken, kimi ilişkileri dağıttı.
Karantina süreçleri uzadıkça, evde olmak, kimisi için can sıkıntısı, kimisi için özgürlüğünün elinden alınması şeklinde şikayetlere yol açtı. Aynı evde bu kadar süre yaşamaya alışkın olmayan çiftler sosyallik olmadan içlerine döndü, kimi karısının saçını boyadı, kimi kocasını traş etti, beraber mutfağa girip yemekler yapıp birbirlerini yeniden keşfetti.”
‘BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA’YA KARŞI ‘BİR ZAMANLAR KIBRIS’
Bu yayın döneminde dizileriyle en çok gün birinciliği olan tek kanal TRT 1.
Pazartesi ‘Uyanış Büyük Selçuklu’, salı ‘Masumlar Apartmanı’, cumartesi ‘Gönül Dağı’, pazar ‘Teşkilat’ dizileriyle gün birincisi olan TRT 1’in prime time’da yayınlanan üç dizisi daha var.
Çarşamba ‘Benim Adım Melek’, perşembe ‘Tövbeler Olsun’ ve cuma ‘Payitaht Abdulhamid’. Bu dizilerin reytingleri gün birinciliği getiren diğer dört yapım gibi parlak değil.
TRT, Ahmet Kural, Sercan Çayoğlu, Pelin Karahan, Tayanç Ayaydın, Gülper Özdemir ve Devrim Saltoğlu’nun başrollerini paylaştığı yeni işi ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ı bu dizilerden ‘Tövbeler Olsun’un yerine koydu.
Ancak perşembe gününde hayli zamandır açık ara reyting birincisi ATV’nin ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisi var.
1963’te Rumların Kıbrıs Türklerine yaptıklarını ekrana taşıyacak ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’, ‘Bir Zamanlar Çukurova’ karşısındaki ilk sınavını 1 Nisan’da verecek.
Reytingler açıklandığında ortaya “1 Nisan şakası” gibi bir tablo çıkar mı? 2 Nisan’da göreceğiz!
GÜNÜN SÖZÜ
“İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat.” (Mark Twain)