20 ARALIK 2020 PAZARTESİ  –  MİLLİYET  –  ALİCE

İstanbul’da geçmişte müziğin, eğlencenin en önemli adresiydi gazinolar. Sonra tarihe karıştılar. Büyük Kulüp yıllar sonra ‘Aile Gazinosu’yla o kültürün ünlü seslerini sahneye çıkardı. ‘Taş Bebek’ lakaplı assolist Gönül Yazar ve kadrosu, şarkılarıyla geçmişi günümüze taşıdı

İstanbul’da gazino eğlenceleri biteli yıllar oldu. Solistlerin sahne aldığı bir Günay kaldı, o da gazino değil, canlı müzik yapılan bir restaurant.

Gazinolarda ise fasılla başlardı gece. Ardından sırasıyla uvertür, komedyenler, solist altları, dansözler ve solistler çıkardı sahneye.

Kuruluşu 1882’ye uzanan çoğu elit ve nüfuzlu 8 bin üyeli Büyük Kulüp, bir ilke imza attı ve bir geceliğine de olsa müzikseverlere gazino nostaljisi yaşattı.

Gecenin organizasyonunu yapan Serhat Hacıpaşalıoğlu, yılların eskitemediği şarkıcıları  “Gazino” kadrosunda buluşturan Hakan Eren’le anlaştı ve onları Büyük Kulüp’te sahneye çıkarttı.

Büyük Kulüpte gazino nostaljisi

Lüks bir gazinoya dönüştürülen Kış Bahçesi’ndeki “Aile Gazinosu”nun kadrosunda şu isimler vardı:

Funda, İskender Doğan, Hilal Özdemir, Ersan Erdura, Rana Alagöz, Semiha Yankı, Gülden Karaböcek, Seyyal Taner ve Gönül Yazar.

750, 850 ve 1.000 liradan satılan 600 biletin tamamı tükendi. “Aile Gazinosu”nda sahne alan sanatçılar, kendilerini dinlemeye gelenlere söyledikleri şarkılarla müzik dünyasında nostaljik bir yolculuk yaptırdı.

“Aile Gazinosu”nda sahne alan sanatçıların yaş ortalaması 67’ydi, onları dinlemeye gelenlerin çoğu orta yaş kuşağındandı. Dinleyiciler arasında az da olsa gençler vardı.

Büyük Kulüp’teki “Aile Gazinosu”nda, İstanbul’un kapanan gazinolarındaki çiçekçi kızdan fasıl heyetine, yanar döner meyve ve oryantal şova kadar nostaljik her şey vardı. “Aile Gazinosu”nun eskilerden tek farkı, cep telefonları ve “15 dakika ara”ydı…

Tuvalet girişindeki masa, akıllı cep telefonlarının şarj istasyonu gibiydi. Gazinoya gelenler gece boyunca ellerinden bırakmadıkları cep telefonlarıyla kayıtta ve sosyal medyadan yayındaydı.

Gazinolarda sigara içmek serbestti, şimdi yasak. O yüzden programın yarısında “sigara molası” niyetine 15 dakika ara verildi eğlenceye.

20:30 sularında başlayan nostaljik müzik yolculuğu, gece saat 01.00’de tüm sanatçıların birlikte söylediği “Ağlama Değmez Hayat” şarkısıyla bitti.

Büyük Kulüpte gazino nostaljisi

Gönül Yazar’ın sevinç gözyaşları

Hakan Eren, “Aile Gazinosu”nun assolisti Gönül Yazar’ı, “25 yıl sonra ilk defa İstanbul sahnelerinde, Büyük Kulüp’te sizlerle” diye anons etti. Yıllarca en popüler gazinoların neonlarına adını yazdıran sanatçı, gördüğü manzara ve ilgi karşısında gözyaşlarını tutamadı. Yazar, heyecandan ilk şarkısı “Enginde Yavaş Yavaş”a giriş yapmakta zorlandı. İlerleyen dakikalarda sazları susturup, mikrofonu bırakan 84 yaşındaki sanatçı, “Yaşamak Yalan Belki” şarkısını çıplak sesle söyledi.

Büyük Kulüp’te sevenleriyle hasret gideren diğer şarkıcılar gibi kendisini Maksim Gazinosu’nda hissettiğini söyleyen Gönül Yazar’ın “Yeter ki Gel Bana”nın nakaratını İngilizce söylemesi ilginçti.

Büyük Kulüpte gazino nostaljisi

‘Bir Seyyal Taner daha gelmedi’

Assolist Gönül Yazar’ın kendisine eşlik eden müzisyenlerle tanışıklığı ve prova yapmışlığı olmamasına rağmen iyi uyum sağladıklarını söylediği gecede, kendi orkestrasıyla sahneye çıkan tek şarkıcı Seyyal Taner’di.

“Aile Gazinosu”nun yaratıcısı Hakan Eren, Seyyal Taner’den önce sahne alan sanatçıları kulisten anons etti. Seyyal Taner’i sahneden anons eden Eren, şarkıcıya vokalistlik bile yaptı. Sahnede ilk olarak “Son Verdim Kalbimin İşine” şarkısını söyleyen sanatçı, gördüğü ilgi karşısında, “Sahnelerde olmadığım dönemlerde yerime biri gelmedi. Şunu da söyleyeyim, başka bir Seyyal Taner çıkmadı” dedi.

İskender Doğan’dan Cem Karaca hatırası

“Kan ve Gül” şarkısını söyleyerek sahneye çıkan İskender Doğan, “Şık kıyafetli bunca insanı karşımda görünce kendimi zaman tüneline girmiş gibi hissettim” dedi.

Doğan, ardından Dario Moreno’nun “Deniz ve Mehtap” şarkısından sonra Cem Karaca’nın “Resimdeki Gözyaşları”nı söyledi. İskender Doğan’ın, “Hocam” dediği Cem Karaca’yla ilgili anlattığı anısı herkesi güldürdü: “Eşi, Emrah’a hamileydi, Cem Karaca, Almanya’dan kitaplar getirip kendini hazırlıyordu. Emrah doğduktan bir süre sonra, abi okuduğun kitapların faydası oldu mu diye sorunca Cem Karaca, ‘Kendi kitabıyla geldi hergele’ demişti.”

Büyük Kulüpte gazino nostaljisi

GÜNÜN SÖZÜ

“Hatasız insan yoktur. İnsanlık, hatasını kabul ve tamir etmekle ölçülür.” (Einstein)