1 EYLÜL 2020 SALI  –  MİLLİYET CADDE  –  ALİCE

Berlin Film Festivali, oyuncu ödüllerindeki cinsiyet ayrımını kaldırdı. Festival, ‘En İyi Kadın ve Erkek Oyuncu’ yerine, ‘En İyi Başrol’ ve ‘En İyi Yardımcı Rol’ performanslarına ödül verecek.
Bizim oyunculardan festivallerde cinsiyet eşitliği için alınan bu karar hakkındaki görüşlerini istedim. 12 sanatçıdan 10’u kararı destekledi. İşte o sanatçıların (Alfabetik sırayla) görüşleri:

Aydan Şener: Ödül dağılımı sisteminde bir yenilik, yeni bir bakış açısı. Şans yüzdesi azalıyor gibi görünüyor, ama destekliyorum.
Belçim Bilgin: Bu karar, gezegende toplumsal cinsiyet eşitliği için çok önemli bir adım. İnsanlık için çok anlamlı bir hareket! Bunun doğal sonucu olarak, hikayelerin odağında daha fazla kadınların olacağı filmlerin üretilmesi de süreç içerisinde kaçınılmaz.
Cem Davran: Tuhaf geldi bana biraz. Cinsiyet ayrımının dışında kalan, rafine bir konu bu. Güzel, şık, el ele bir alışkanlıktı. Sakıncası yok, karşı değilim, ama oyunculuk mesleği bütün bu zaafların, ayrımların üstünde bir alan zaten. Yine de anlamaya ve hak vermeye hazırım.

‘Yüreklice bir başkaldırı’

Fatma Girik: Cinsiyet ayrımcılığına yüreklice bir başkaldırı. Destekliyor ve hayatın her alanına yayılmasını diliyorum.
Hülya Avşar: Bu durumda ödül daha da değer kazanıyor, daha akılda kalıcı. Kadın-erkek eşitliğine gelince orada eşitlik; oyunculuklar açısından zor olabilir. Hak yenebilir. Fakat ödülün daha da değerlenmesinin sebebi, bu zor bir kararın içinden isminizin çıkması. Karar beni heyecanlandırdı, aklıma yattı.
Hülya Koçyiğit: Festivallerde oyunculara verilen ödüllerin kısıtlanmasını, teke indirilmesini benimseyemedim. Ne kadar çok sanatçı ödül alırsa, o kadar çok sanatçı desteklenmiş olur. Dolayısıyla eskisi gibi uygulanmasını tabii ki tercih ederim.
Mehmet Aslantuğ: Ödüllerin cinsiyeti önemli değil elbette; ama oyuncu açısından bakıldığında, senaryoların kurmaca veya gerçek yaşam öyküsünden alıntılanan karakterler üzerinden ilham aldığı duygular öyle ya da böyle bir cinsiyet yükü taşıyacaktır. Buna eşcinsellik dahil.
Sanırım festival yönetimi, kadın-erkek diye ayrışan kategoriye son vererek, senaryolarda böyle tariflenmeyen karakterlerin; ya da öyle sınıflandırılmak istemeyen oyuncuların kendini daha özgür ifade edebilmesine de katkı sağlayarak, hayatın olağan akışına karşı farkındalık yaratmak istedi. Öteki yaratmayan, birlikte üretmek/tüketmekte sorun görmeyen, cinsiyet eşitliğine inanan kadın ve erkeğin duygusuna yabancı gelebilir; ama hak ve özgürlükler/ifade özgürlüğü adına incelikli bir tavır diye okumak gerek.

‘Başarı oyuncunundur’

Mert Fırat: Çok olumlu bir adım. Tek handikap, sinemada kadın karakterlerin az yazıldığını göz önünde bulundurarak bazı performansların değerlendirilememe olasılığı. Bu sektörde cinsiyet eşitliği ekiplerinin kurulmasından kadın-erkek oyuncuların kazançlarının eşitlenmesine kadar ilerlemeli. Bu önemli adımla cinsiyet eşitliği daha da gündemde olacaktır.
Nebahat Çehre: Olması gereken doğru bir karar verilmiş, alkışlıyorum.
Nilgün Belgün: Sanatın cinsiyeti olmaz. Kararı doğru buluyorum ve diğer tüm festivallere de örnek olmasını diliyorum. Dünya değişiyor; fikirler, düşünceler ezberleri bozuyor.
Selda Alkor: Oyuncunun başarısının kadını ya da erkeği olamaz. Başarı cinsiyetin değil oyuncunundur. Cesurca ve yerinde bir karar. Belki sanatçıların ödül alma şansı yüzde olarak düşüyor, ama sonuna kadar destekliyorum.
Türkan Şoray: Sonuna kadar destekliyorum ve diğer festivallere örnek olmasını diliyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

“Hasret kalmışız, yüreği güzel insanlara…” (Cemal Süreya)