26 Haziran 2022 Pazar  –  Milliyet  – Alice

Evlilikte 50 yılı geride bırakan yedi ünlü çift mutlu birlikteliğin sırlarını anlattı, gazeteci Merve Yurtyapan Bozkurt da bunları bir kitapta topladı. Sahi Kitap’tan çıkan “Yarım Asrı Devirenler”i bir solukta okudum.

Çünkü Cengiz Kurtoğlu-Fatma Kurtoğlu, Cüneyt Arkın-Betül Cüreklibatır, Engin Çağlar-Filiz Vural, Güzin Özyağcılar-Erdal Özyağcılar, Hülya Koçyiğit-Selim Soydan, Serpil Tamur-Uygur Tamur ile Tamer Yiğit-Rukiye Yiğit, sanat dünyasının kendine özgü zorluklarına rağmen evliliklerini yıllarca nasıl sürdürebildiklerini anlatırken, bu süreçte işlerinde yaşadıkları zorlukları da dile getirdi.

166 sayfada anlatılan uzun evliliğin sırlarını bir makaleye sığdırmam olanaksız, ama ülkemizin yedi ünlüsünün anlattıkları ve 32 yıllık tecrübeme dayanarak, uzun evliliğin sırrı için diyeceğim şu: Her evliliğin ömrü; tarafların karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve özverisine bağlı…

Cüneyt Arkın’ı bebek gibi besledi

Sinemaya 1964 yılında “Merhaba” diyen Cüneyt Arkın’la Betül Cüreklitabır’ın yolları 1968’de kesişti. Çift, bir yıl sonra da evlendi. Cüneyt Arkın’ın evlendiği dönem, sinemada fırtına gibi estiği yıllardı. Haftanın yedi günü setlerdeydi. Kimi gün 12, bazen 16 saat çalışıyordu, çünkü yılda 24 filmde oynuyordu.

Kariyeri boyunca hiçbir aksiyon sahnesinde dublör kullanmadığı için de 16 kez sakatlandı. Cüneyt Arkın, sette geçirdiği kazada eli parçalanınca, balayına bile eli sargılar içinde gitti.

“Malkaçoğlu” filminde balkondan atın sırtına atlayacaktı. At ürküp kaçınca, betona çakıldı. Omurgası kırıldı, felç oldu. Sol bacağını hissetmiyordu. Altı ay boyunca yataktan kalkamadı. O dönemde Betül Cüreklibatır, aylarca eşinin yanı başında uyudu, iyileşmesi için ona özel yemekler yaptı, bebekler gibi onu elleriyle besledi ve ayağa kalkmasını sağladı.

Çünkü Betül Cüreklibatır’a göre Cüneyt Arkın, “sahnedeki kişi, eşi ve çocuklarının babası”ydı. Cüneyt Arkın da eşi için, “İlişkimiz ve evliliğimizde Betül Hanım çok anlayış gösterdi. Büyük fedakarlıklar yaptı. Bunun getirisi olarak da ilişkimiz sağlam adımlarla ilerledi” dedi.

Yarışmayı kazanana başrol

Kitapta 50 yılı aşan evliliklerini anlatan Engin Çağlar’la Tamer Yiğit’in bir diğer ortak noktası da şu: İkisi de Ses Dergisi’nin artist yarışmasını kazanarak oyuncu oldu!

İzmir İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi’nde okuyan Tamer Yiğit ve Almanya’da iç mimarlık okuyan Engin Çağlar, hiçbir oyunculuk eğitimleri olmamasına rağmen başrol oyuncusu olarak kamera karşısına geçti.

Engin Çağlar, Türk Sineması’nın ‘Dört Yapraklı Yonca’sı Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik’le peş peşe film çekti. Tamer Yiğit’in ilk filmi ‘Daima Kalbimdesin’deki başrol arkadaşı sinemamızın efsanelerinden Belgin Doruk’tu…

Parasızlıktan hastanede bir hafta rehin kaldılar

1968 yılında evlendiklerinde Hülya Koçyiğit, Yeşilçam’ın, Selim Soydan, Fenerbahçe ve Milli Takımın yıldızıydı. Koçyiğit, o dönemi kitapta şöyle anlattı:

“O kadar yoğun çalışıyordum ki ev benim için sadece uyumadan uyumaya gittiğim bir otel gibiydi ilk zamanlarda. Keza Selim için de öyle; maçları, futbol kampları… Evliliğimizin ilk dönemleri neredeyse birbirimize hasret geçti desem yeridir.”

Şimdi sıra kitabın aynı sayfasında Merve Yurtyapan Bozkurt’un yazdıklarında:

“Çift, 24 Nisan 1969’da Gülşah adını verdikleri kızlarını kucaklarına aldı. Güzeller güzeli kızlarının sorumluluğu onları birbirlerine daha çok bağladı.

Sanmayın ki ünlü çiftin her zaman bir eli yağda, diğer eli baldaydı. Onların da çok zor günleri oldu. Çift, evliliklerinin ilk yıllarında maddi sıkıntılar yaşadı. Hatta öyle ki biricik kızlarının doğum masraflarını karşılayamadıkları için bir hafta hastanede rehin kalmışlardı. O zamanlar az kazanan, günübirlik kazançla geçinen bir aileydiler.

Evlilik masraflarından kalan borçları temizlemeye çalışıyorlardı. Çok ünlülerdi, girdikleri her ortamda fırtınalar estiriyorlardı, ama maddi açıdan birikimleri yoktu.

Selim Soydan alacaklarını tahsil edemiyordu. Avans bekliyor, ama gelmiyordu.

Bu bekleyiş bir hafta sürdü. Selim Soydan baktı ki olacak gibi değil, babasına durumu anlattı ve hastane masrafları o şekilde kapandı.

Koçyiğit o günleri, ‘Selim nasıl olsa halledecekti, öyle bir güven vardı aramızda. Hatta hastanede kalmak da yeni doğum yapmış bir anne olarak işime geliyordu’ diyerek, anlattı.

Bu zorluklar çifti öylesine birbirine bağlamıştı ki artık onları hiçbir şey yıkamazdı.

Çift, ‘Bunu da aştık, aferin bize’ diyerek, büsbütün kenetlenmişti.”

‘Naif şarkılar okurum, ama sinirli bir adamım’

Kendi için, “Naif şarkılar okurum, ama kendi içimde sinirli bir adamım. Bazen olmaması gereken bir olayla karşılaştığımda bir anda kan şekerim fırlıyor, sinirleniyorum. Bir anda parladığım gibi bir anda da sönerim” diyen Cengiz Kurtoğlu ile Fatma Kurtoğlu, 53 yıldır evli, üç çocuk ve yedi torun sahibi…
Çift, nasıl başardı bunu?

Cengiz Kurtoğlu, evinin geçimini sağlamak için çay fabrikasında işçilik yaptığında da, gündüz bankada güvenlik görevlisi, gece düğünlerde sahneye çıktığında da eşi hep destekçisi oldu. Cengiz Kurtoğlu, eşi ve çocuklarını Artvin’de bırakıp, şarkıcılık macerası için tek başına İstanbul’a geldi. Ailesini İstanbul’a getirdiğinde parası zemin katta ev tutmaya yetti. Kazancı biraz artınca daha iyi bir eve geçmek istedi, ama kirasını denkleştiremedi. Şans yüzüne gülüp, işleri açılınca şarkıcı, kiracı olarak tutamadığı evi satın aldı ve Artvin’e mektup yazıp, müjdeyi verdi:

“Evimiz oldu.”

Kurtoğlu çiftinin ortaokulda başlayan aşklarının bugüne kadar sürmesinin altında yatan sır, hayatın her getirdiğini birlikte göğüslemek.

GÜNÜN SÖZÜ

“Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır; ama dostun başarısına sempati duyabilmek sağlam bir karakter gerektirir.” (Oscar Wilde)