24 Temmuz 2022 Pazar  –  Milliyet  –  Alice

Gemlik, yıllardır zeytin ve zeytinyağıyla ünlüydü; hâlâ da öyle. Gemlik Cumhuriyet’in 100. yılında yollarda göreceğimiz ilk elektrikli otomobilimiz TOGG’un üretim merkezi olarak da yer edecek belleklerde. Türk sinemasının usta oyuncularından Eşref Kolçak’ın son yıllarını yaşadığı ve toprağa verildiği Gemlik, ilk kez bir film festivaline ev sahipliği yapacak bu günlerde.

24–27 Temmuz arasında ‘Eşref Kolçak Anısına’ düzenlenecek film festivalinin açılışını Türk sinemasının Sultanı Türkan Şoray yapacak.

Zeytin Dalı Meydanı’nda Kemal Sunal Film Kostümleri ve Vadullah Taş Film Afişleri sergilerinin ardından, aynı meydanda yapılacak “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin gösterimine katılacak Türkan Şoray’a Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, “Sevgi Emektir Ödülü” verecek. Türkan Şoray ardından Zeytin Dalı Meydanı’nda sunucu Gülay Afşar’ın ve sevenlerinin sorularını yanıtlayacak. Festivalin ilk günü Cahit Berkay’ın Film Müzikleri konseriyle sona erecek.

Gemlik Film Festivali’nin ikinci gününde Halil Ergün ‘Eşref Kolçak ile Anılar’ söyleşisi üçüncü gün ise Güven Kıraç, Erkan Can ve Yüksel Aksu’nun katılacağı söyleşi var.

Gemlik Film Festivali’nin son günündeki söyleşi konukları Tamer Yiğit ve Perihan Savaş olacak.

250 civarındaki kısa film arasından ödüle layık görülenleri ise Halil Ergün (Başkan), Erkan Can, Yüksel Aksu, Zeynep Dadak, Ömer Sinir ve Doç. Dr. Serkan Öztürk’ten oluşan jüri belirleyecek. Meltem Cumbul’un sunuculuğunda dereceye girenlere, ödülleri Atamer Hotel’deki törende verilecek.

 

Fato’dan ders alınacak anılar

Türker İnanoğlu Vakfı’nın (TÜRVAK) aylık sinema, televizyon ve gösteri dergisi CineTele’de, Alican Sekmeç’in kaleme aldığı, Fatma Girik’ten dinleyip yazdığı öyle güzel, öylesine derin mesajlar içeren anıları vardı ki alıntılayıp paylaşmak istedim.

İşte sanatçının ilkokulda öğretmeniyle aralarında geçen tatsız olay:

“Fatma Girik henüz ilkokul öğrencisiydi. Bir gün öğretmeni onun ders sırasında çantasını karıştırdığını ve kendisini dinlemediğini gördü. O ise sürekli çantasının içine bakıyor, tatlı tatlı gülümsüyordu. Sanki küçücük çantanın içinde sevdiği koca koca insanlar vardı da onlarla sessizce konuşuyor gibiydi. Oturduğu sıraya kadar gelip başına dikilen öğretmenini görememişti bile. Sert bir sesle kendisine geldi:

‘Ver bakayım onları.’

Korkarak çantasının içindeki çikolatadan çıkmış artist resimlerini öğretmenine uzattı. Öğretmeni hışımla bu resimleri yırttı. O da tutamadı kendisini ve ders sonuna kadar sırasının üstüne kapanarak katıla katıla ağladı.”

Demek ki neymiş?

Kim nasıl engel koyarsa koysun, azimle akan su o engeli de aşar ve yolunu bulur!

İnsanoğlu yeter ki istesin, inatla uğraşsın, eninde sonunda hayaline kavuşur.

Fatma Girik’in siyasete giriş öyküsü ise şöyle:

“Bir gün Çiçek Bar’da mekânın sahibi Arif (Keskiner) geldi, ‘Fatma bak şurada üç kişi var, seninle konuşmak istiyorlar. Seni belediye başkanı yapmak istiyorlarmış’ dedi.

Şaka yapıyor zannettim. Sahiden öyleymiş. Ben her türlü rolü oynadım, oynayacağım bir şey de kalmadı, ama partinin başında olanların bana böyle bir teklifi getirmesi lazım dedim. Nurettin Sözen’in seçim kampanyasını yönettiği bir ofisi vardı, oraya davet edildim. Orada parti başkanı Erdal İnönü’yle görüştürdüler. Erdal Bey, ‘Belediye başkanı olmak istiyormuşsun’ dedi. Hayır, ne münasebet diye cevap verdim. Sonra ‘Deniz Baykal seni bekliyor’ dediler. Gidip görüştüm ve 1989-1994 arasında beş sene Şişli Belediye Başkanlığı yaptım.”

Bakar mısınız olaya?

Fato’ya adaylık teklif edenlerle İnönü’ye, “Fatma Girik belediye başkanı olmak istiyor” diye randevu alanlar aynı insanlar olmalı.

Demek ki taktik şu:

Tavşana ‘koş’, tazıya ‘tut!

GÜNÜN SÖZÜ

“Cesaret hiç korkmamak değil, korkuya rağmen devam etmek, korkuya hükmetmektir.” (Mark Twain)