MİLLİYET TV – 11 EKİM 2014 CUMARTESİ  –  ALİCE

fatpDigiturk’te izledim Avrupa Birliği’nin (AB) yıllardır Türkiye’yi kapısında bekletip, içeri almamasını ti’ye alan “Dört Yıl Sonra” (Four More Years) filmini…
Herkesin geleceğin başbakanı olarak gördüğü İsveç’li bir politikacının siyaset ve özel hayatını anlatan komedi filminde Yeşiller Partisi’nin peynir – şarap partisi var. Partinin ortasında biri gelip milletvekilinin kulağına, “Affedersiniz, Başbakan hemen ofisine gelmenizi istiyor” diyor. Sonrasında ise şunlar oluyor:
Milletvekili: Şimdi mi? Görüyorsun bir partideyim. Çok mu önemli?
Görevli: Avrupa’nın geleceğiyle ilgiliymiş!
Milletvekili, görevliyle birlikte partiden ayrılıp Başbakan’ın yanına gidiyor:
M: Merhaba Edward. Bu neyle ilgiliydi?
Başbakan: Martin, Türkiye, AB’ye katılmalı.
M.: Şimdi mi?
B.: Önümüzdeki 20 yıl içinde. Bir anda kafama dank etti. Avrupa’nın geleceği için bu çok önemli.
M.: Bu konuşma yarına kadar bekleyemez miydi?
B.: Neden? Yapacak daha önemli bir işin mi var?
Kapısında bu kadar uzun süre bekleyip de AB üyeliğine alınmayan başka bir ülke var mı acaba?
Yıllardır müzakereler sürüyor.
Ne zaman alınacağımız, hatta alınıp – alınmayacağımız bile belli değil.
Elbette ki ortada mizahı yapılacak bir tablo var.
Ama bunu yapanlar, bu işin sorumlularından biri olunca insanın kanına dokunuyor.

KÖKSAL’IN İTİRAFI

Onlarcası başrol olmak üzere 190 civarında filmde oynayan Yılmaz Köksal’ın TGRT Haber’deki “Bayram Sohbetleri”nde anlattıklarına bakar mısınız?
“Sadece oyunculuk yapmadım, senaryo da yazdım. Yapımcılar, Yılmaz Köksal’ın yazdığı senaryonun tarafına bakmadığı için ben de Ahmet Özçetin diye bir isim uydurdum. Soranlara edebiyat fakültesinde bölüm başkanı ve bu işlere meraklı olduğunu söyledim. ‘Gelsin, görüşelim, bize bir de şehit hikayesi yazsın’ diyenlere adam kürsü başkanı çok yoğun deyip, oyaladım. Kendim yazıp, Ahmet Özçetin takma ismiyle yapımcılara ve şirketlere verdiğim senaryoların paralarını da yine onun adına aldım. Çünkü Yılmaz Köksal olarak verdiğinde okumuyor adam. O yüzden mecburdum buna.”
Vikipedia’da Yılmaz Köksal’ın özgeçmişine bakın senaryo yazarı olarak “Sevdikten Sonra”dan başka kayıt yoktur adına…
Bu ayıp kimin acaba?
Boşuna dememiş Albert Einstien, “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur” diye…

SPİKER SANSÜRÜ!

Kurban Bayramı’nı kıldığı caminin çıkışında basın mensupları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Türkiye ve bölgedeki müttefiklerin IŞİD’i desteklediği konusundaki açıklaması soruldu.
Erdoğan da, “Bu tür ifadeler kullandıysa Biden benim için tarih olur” dedi ve özür beklediğini açıkladı.
Çok geçmeden Biden’dan özür geldi.
Pazar günü yayınlanan gazetelerin çoğu, ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Erdoğan’ı arayıp, özür dilediğini birinci sayfalarına taşıdı.
Sabahleyin gazete manşetlerini okuyan spiker, ekrana gelen görüntülerde o bölüm olmasına rağmen Biden’ın Erdoğan’dan özür dilediğine dair haber anonslarını inatla ve ısrarla pas geçti.
Spikerin görmezden geldiği bu olayın daha sonra S Haber’in izleyicilerine alt yazı olarak duyurması ilginçti.
Sunucunun yok saydığı bir gerçeği Allah’tan kanalın habercileri görmezden gelmedi.

ÜSKÜDAR’IN BELEDİYE BAŞKANI KİM?

Star TV’deki “Aramızda Kalsın”ın final jeneriğinde bir şey dikkatimi çekti. Final jeneriklerinde malum, dizinin çekimine destek veren kişi ve kurumlara da teşekkür edilir. “Aramızda Kalsın”ı çekenlerin teşekkür ettikleri arasında Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara da vardı. 30 Mart seçimlerinde Mustafa Kara gitti, yerine Hilmi Türkmen geldi. Kara, “Aramızda Kalsın”a nasıl bir jest yaptı ki, hala jenerikte var adı.