MİLLİYET CADDE – 14 Mayıs 2012 Pazartesi  ALİCE

Medya Takip Merkezi beş ulusal kanalın 2-15 Nisan 2012 tarihleri arasındaki yayınlarında hangi dizinin ‘hashtag’i üzerine Twitter’da ne kadar yorum yazıldığının listesini çıkardı. Twitter ahalisi arasında değil o diziyi, an itibarıyla televizyon izlemediği halde konuyu beğenip yorum yapanlar da var…

 

Twitter’la birlikte ‘Trending Topic’ (TT) ve ‘Hashtag’ gibi yeni kavramlar girdi hayatımıza.   Twitter kullanmayanların konuya Fransız kalmaması için iki sözcüğün ne manaya geldiğini anlatmak isterim.
Trending Topic ya da TT, anlık reyting gibi.
Twitter’ın yazılımı da hakkında en çok tweet yazılanları listeliyor.
İlk 10’a girenler TT olmuş  sayılıyor.
‘Hashtag’i de şöyle anlatayım.
‘Yalan Dünya’, ‘Leyla ile Mecnun’, ‘Suskunlar’ ve ‘Seksenler’ gibi dizileri izlerken ekranın bir yerinde  rdrframe1 # işaretiyle başlayan bir kelime gördüğünüzde bilin ki ‘hashtag’dir o.
İşte bu ‘hashtag’ler üzerine Twitter’da yazılanlar, o dizinin sosyal medyada ne denli güncel olduğuna dair yorumları da beraberinde getirmeye başladı.
Medya Takip Merkezi (MTM) beş ulusal kanalın 2-15 Nisan 2012 tarihleri arasındaki yayınlarında hangi dizinin ‘hashtag’i üzerine Twitter’da ne kadar yorum yazıldığının listesini çıkardı.
1. SUSKUNLAR: 2.631
2. LEYLA?İLE?MECNUN: 1.742
3. UÇURUM: 1.715
4. YALAN?DÜNYA: 1.399
5. Seksenler: 1.396
Rakamlar böyle.
75 milyonluk Türkiye’de 2 bin 631’in istatistiki bir değeri var mı sizce?
Ayrıca ekranlardan Twitter’a yansıyan konular üzerinde yorum yazanların hepsini o diziyi izliyor kabul etmek de olası değil.
Twitter ahalisi arasında değil o diziyi, an itibarıyla televizyon izlemediği halde konuyu beğenip yorum yapanlar da var çünkü.
Onları da çıkardınız mı ne kalır geriye?
O dizilerin final jeneriğinde yazan insan sayısı kadar değildir an itibarıyla o diziyi izleyip Twitter’da yorum yapanlar.
Daha önce de yazdım, ama bir kez daha vurgulamak isterim ki, bundan böyle ‘Twitter’ı salladı’ başlıklı haberlere bu gözle bakmanızda yarar var.

ERTUĞRUL ÖZKÖK, ÖZÜR DİLEYECEK Mi?

Galatasaray, Şampiyonluk Kupası’nı tam üç saat gecikmeyle aldı.
Niye?
Şükrü Saraçoğlu’nda çıkan olaylar yüzünden. Fenerbahçe-Galatasaray maçı sonrası yaşananları Hürriyet 47’nci sayfasında ‘Bunun adı savaş’ başlığı altında şu şekilde verdi:
“Şampiyonluğu Galatasaray’a kaptıran Fenerbahçe taraftarı Kadıköy’ü adeta yangın yerine çevirdi. Polis ve biber gazları da öfkeli topluluğu durdurmaya yetmedi. Kupa törenini engellemek için sahaya giren taraftarlar büyük olaylara imza attı. Stat içindeki kıvılcım kısa sürede dışarıya da sıçradı. Polis araçları ateşe verildi.”
Hürriyet’in 49’uncu sayfasında manşetten verdiği Ertuğrul Özkök’ün ‘Ceketimi ilikledim, Fenerbahçe’yi kutluyorum’ başlıklı yazısının son cümlesiyse şöyle:
“…Fenerbahçe taraftarı sahaya hiçbir şey atmasın istedim. Atmadı.”
Milyonlarca insan televizyon ekranlarından, internetten ve gazete sayfalarından öyle olmadığını gördü.
Ne olacak şimdi?
Özkök’ün şampiyon Galatasaray’ı değil de ikinci olan kendi takımını kutlaması, Galatasaraylılarla onun arasındaki bir konu.
Benim üzerinde durduğum şeyse bir yazarın okurlarına karşı olan sorumluluğu.
O yüzden, yeri geldiğinde kendini acımasızca eleştiren Ertuğrul Özkök’ten “Erken yazı kurbanıyım” ya da “Kefil olduğum FB taraftarları yanılttı beni” şeklinde bir özür yazısı bekliyorum.

CAN BONOMO’NUN EUROVISION HEDEFi

Türkiye’nin Eurovision temsilcisi Can Bonomo, Bakü’ye uçmadan önce son söyleşisini Mehmet Tez’e vermiş ve şöyle demiş:
“Sonuncu olmamak istiyorum. Dileğim bu. Birinci, ikinci, yedinci iyi güzel, ama bir sonuncu olursan. O kalır üzerinde.”
Türkiye’yi Eurovision’da temsil eden bir şarkıcının en üstü hedeflemesi gerekirken aklını en dibe takması bana tuhaf geldi.
Eurovision’a katılan şarkıcının hedefi birinci olup, yarışmayı bir sonraki yıl ülkesine getirebilmek, o olmazsa ilk 10’a girip bir sonraki yıl finali garantilemektir.
Bunu yapamadıktan sonra bir fark yok 11’inci olmakla sonuncu olmak arasında.
İki ülkenin temsilcisi de elemelere katılıyor bir yıl sonra.
Bonomo, Türkiye’nin Eurovision serüvenini iyi analiz etmemiş olacak ki, şimdiden yok yere onu ‘sonuncu olma’ korkusu sardı.
Çok ‘sıfır’ çekmişliğimiz, çok ‘sonunculuğumuz’ var Eurovision’da.
Can Bonomo sanıyor ki, Eurovision sonunculuğu kara bir leke gibi yapışıyor ve ömür boyu kalıyor yarışanın üzerinde.
Yok öyle bir şey.
Aksine ömür boyu bunun kaymağını yiyenler bile var Türkiye’de.

GÜNÜN SÖZÜ

Allah, kimseyi yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkar edecek kadar nankör yapmasın.