MİLLİYET – 5 AĞUSTOS 2016 CUMA – ALİCE
Umut Kitabevi iddianamesini hazırlayan eski Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın, darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen Cemaati soruşturmasını yürüten savcıya yaptığı itiraflar öyle böyle değil.
İhraç edildiği savcılığa mahkeme kararıyla dönen, çalışmadığı dönemde maaşını cemaatten aldığını söyleyen Sarıkaya’nın halen nasıl savcılık yaptığını anlayamasam da maharetleri ortada:
Cemaatçi hâkim ve polis şefinin isteği üzerine Şemdinli iddianamesine dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı – e-muhtıracı Genelkurmay Başkanı- Yaşar Büyükanıt’ı dahil etmek…
Cemaatin çıkarı için benzer bir kumpasla Van 100. Yıl Üniversitesi’nde operasyon yapıp, Rektör Yücel Aşkın ile Genel Sekreter Enver Arpalı’yı (Bu durumu kendine yediremediği için intihar etti) içeri atmak…
Aynı şekilde itirafçı olan başka cemaat mensubu savcılar ve hâkimler de var. Anlaşılan o ki bu cemaatten daha çok “itirafçı” çıkacak.
Devlet, elbette ki içindeki
“Paralel Yapı”yı temizlemek için bu “itirafçılar”dan yararlanabilir.
Örneğin 15 Temmuz’u haber veren subay da eski bir “Cemaat” mensubu… MİT’e verdiği bilgi, bir darbe girişiminin püskürtülmesini sağladı… O nedenle,
onu ayrı bir yere koyuyorum… Buna rağmen “Örgütten ayrıldım” diyerek “itirafçı” olanlara oldum olası güvenmem. Çünkü inancım o ki bir defa dönen,
bir daha döner. O yüzden “kandırılan” olmak istemem.
İŞTE GERÇEK TÜRK ASKERİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında vatanı aşkına dikkat çektiği “Davut Albay”la yapılmış bir söyleşiyi izledim TRT’de.
Darbe girişimini öğrenince evinden komutanı olduğu Kartaltepe Kışlası’na giden ve hainlerle savaşan Piyade Albay Davut Ala, yedi kurşunla gazi oldu.
Bir parmağı koptu.
Karaciğerinin yarısı gitti.
Diyaframı delindi. Kaburgasının bir bölümü yok, kalanı kırık.
Ala’nın sağ tarafı paramparça, ama vatan, millet, bayrak aşkı zirvede…
“Gerçek Türk askeri bizleriz. Benim, milletimiz ve vatanımız için parmağım, ciğerim, vücudumun her yeri, hatta canım feda olsun” diyen Ala’nın Türk halkından isteği şu: “Askerine düşman olan, düşmanının askeri olur. Bugünler askeri kötüleme zamanı değil, aksine askerin daha çok sevilme ve güvenilme zamanıdır. Biz milletimizin bize emanet ettiği üniformanın şerefini korumaya çalıştık. Biz milletimiz için varız.”
Gülen Cemaati’nin 40 yıllık ihanet sarmalına rağmen, 15 Temmuz’da bir kez daha gördük ki; vatan, millet, bayrak ve demokrasi için canlarını vermeye hazır binlerce gerçek Türk askeri var.
TÜRK SOYADINI HAK ETMEYEN BİR HAİN
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) bombalayanın kim olduğu ortaya çıktı:
Pilot Kurmay Yüzbaşı Hüseyin Türk… Böyle “Türk” olmaz olsun.
Türk ordusunun mensubu, soyadı Türk olan bir yüzbaşı, TBMM ve Türksat olmak üzere şehir içinde altı yeri bombalarken, TSK içinde azınlık bir grubun darbe girişimine hizmet ettiğinin farkında olmadığını söylemiş bir de…
Pilot olmuş, yüzbaşı olmuş, ama insan olamamış bir “hain”.
Bunu TSK’dan atmak, en ağır cezayı vermek yetmez, kirlettiği soyadının da alınması lazım…
GÜNÜN SÖZÜ
Şahsınıza kötülük eden bir düşmanı affedin, lakin vatanınıza ve milletinize kötülük eden bir kimseyi, asla affetmeyin. (Hz. Ali)